MEB Deprem Bölgesi Yoklama Yanlışından Dönmeli

Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Zor zamanların ise gerek devlet gerek millet gerekse şahsi anlamda bazen zor kararlar almayı ve uygulamayı gerektirir.
Devlet, özelinde hükümet her zaman her şeyi yerinde göremeyebilmektedir. Bunun da en temel sebebi, merkezi hükümetlerin yerel yöneticilerinin bazen yerinde gözlem, anlama, muhakeme ve karar verme yönünün zayıf kalmasıdır. Bu anlamda oluşan zayıflık, hükümetin yanlış kararlar almasına sebep olabilmektedir.
Covit döneminde Milli Eğitim ciheti ile yanlışlar yapıldı. Daha önce akıllı tahtalar, Covit döneminde uzaktan eğitim yanlış kararlar idi. Ekranla olan irtibatın küçük yaşlara indirilmesi sonucunda dikkat, hafıza ve muhakeme sorunları yaygınlaşmaya başladı.
Bugün ise iyi niyetle yapılan ama kesinlikle doğru olduğunu kabul etmediğim uygulamalardan bir tanesi "deprem bölgesindeki okullarda okuyan öğrencilerin yoklama ve sınavlara tabi tutulmamasıdır." Devam kuralını öğrencinin kendi tercihlerine bırakılması eğitime çok ciddi anlamda darbe vurmaktadır. Nitekim öğrenci eabah evden çıkmakta ve "okula gidiyorum" bahanesiyle olmaması gereken yerlere gitmektedir ve bazen de başına olmadık işler gelmektedir.
Milli Eğitim'de çalışan bir arkadaşım metroya bindiğini ve okul çantaları ile birlikte metroda yolculuk yapan öğrencilere nereye gittiklerini sorduklarında "parkta arkadaşlarıyla buluşacaklarını" söylüyorlar. Hangi okula gittiğini sorduğunda ise verdikleri cevap yani gittikleri okul tam ters istikamette olduğunu fark ediyor. Öğrenciler ise çantayla evden çıkmış ve Adana merkez parkta buluşmaya gidiyorlar.
Yine Milli Eğitim bakanlığının aldığı karar sonucunda, deprem bölgesinde sınavların bazı okullarda yapılması bazı okullarda ise yapılmaması daha doğrusu birinci dönem sınavlarının yüksek olduğu takdirde referans alınması sonucunda öğrencilerde çok ciddi anlamda bir lakaytlık meydana getirmiş durumdadır.
Sayın Milli Eğitim bakanımızın bir an önce düzeltmesi gereken konu "bütün okulların aynı kategoriye konulmamasıdır." Mesela Adana'da Çukurova ilçesi Kuzey mahallelerinde binalar yıkıldı. Adana'nın diğer bölgelerinde depremden bir iz dahi yok. Fakat bütün Adana deprem bölgesi ilan edildi ve alınan kararlar bütün Adana için geçerli kılındı. Genelde ise bütün deprem bölgeleri için geçerli. Yani Adana'da belki %2-%3 öğrencinin etkilendiği depremden bütün öğrenciler aynı kategoride depremzede olarak kabul edilmiştir. Gaziantep'te dahi Nurdağı ve Islahiye dışında pek bir yıkım görünmüyor... Hatay'da merkez Antakya ciddi hasar görmüş ama Yayladağı, Erzin gibi ilçelerde aynı şekilde bu genellemeye tabi tutulmuştur. Şanlıurfa, Diyarbakır, Osmaniye hepsi aynı kararlara tabi tutulmuş. Bu büyük bir yanılgıdır ve yanlıştır.
Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize ulaşmak için eğitimi yerli ve milli bir halde, dolu bir içerik ve disiplinli bir yönde milli ve manevi değerler ile kuşatılmış bir müfredat ile ulaşabiliriz
Bir taraftan depremde gerçekten etkilenen bir kesimle -ki az bir kesim- bir tarafta ise bununla alakası olmayan büyük bir kesimi aynı kategoriye koyup eğitimi yanlış kararlarla baltalamanın bir anlamı yok... Alınan kararların bilinçli olarak yapılmadığını düşünüyorum. Niyetin samimi olduğundan şüphem yok. Ama alınan kararların da biz deprem bölgesinde yaşayan uzmanlar olarak doğru olmadığını dile getirmemiz gerekiyor. Nitekim eğitimin geri dönüşü yok. Telafi ile bu işler olmaz. Hafta sonu telafi kursları öğrenciye ne kazandırdı ki, bu yaz telafi kazandırsın?
Herhangi bir sorun tespit edilmeyen bölgelerde ve okullarda eğitim tam gaz devam etmelidir. Eğer alınan kararlar gözden geçirilmezse ve disiplin kazandırılmazsa kaybedeceğimiz gençler çok olur. Nitekim şu anda birçok okulda kafasına göre istediği zaman okula gelen istediği zaman okula gelmeyen öğrenciler yüzünden öğretmenler ders işleyemiyor. Az kişi geliyor diye bazen bilerek ders işlenmiyor. Sınıflar boş kaldığı için farklı disiplin problemleri yaşanıyor. Yani sözde eğitim devam ederken, aslında bir verim alınamıyor ve yerelde gerek okul idaresi gerek yerel Milli Eğitim birimleri ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Umarım Sayın Milli Eğitim bakanımız bu olaya bir el atar ve depremden gerçekten etkilenen az bir kesim için özel çalışmalar yapılıp genel anlamda alınan kararların zararlarını fark edip bu kararları sadece muhataplar için uygulanır hale getirir. Aksi halde az bir kesim için büyük bir kesim öğrenci ve eğitimi kaybedeceğiz.
Hikmet: Yerinde, zamanında, muhatabına göre yapılması gerekeni yapmaktır.
Adnan Kalkan
[email protected]