Danıştay kararında belirtilen disiplin cezasına konu olayda neler yer alıyor?
Danıştay 2. Dairesi 2017/4398 E., 2022/2007 K. nolu kararında; Soruşturma Raporu’yla; doğrudan temin yöntemiyle yapılan mal ve hizmet alımlarında harcama yetkilisi olarak görev yapan davacının, anılan alımların usulüne uygun olarak yürütülmesini sağlamadığı belirtilerek aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasının ve idarecilik görevinden alınarak İl içerisinde durumuna uygun bir göreve öğretmen olarak atanmasının teklif edilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği; adı geçenin savunması kısmen kabul edilmek suretiyle bir alt ceza olan kınama cezası verilmiştir.

Doğrudan temin usulü ile aynı firmalardan alımlara dikkat edilmesi gerekiyor
4734 sayılı Kanun’a göre doğrudan temin usulü ihale yöntemleri arasında sayılmamaktadır. Her yıl belirlenen limitler dahilinde doğrudan temin usulü ile mal ve hizmet alımları yapılmaktadır. Belirli bir tutarın altında olan mal ve hizmet alımları için bir çeşit kolaylık sağlanmıştır. Ancak en fazla suistimale açık olan mal ve hizmet alımları doğrudan temin usulü ile yapılmaktadır.

Bazen doğrudan temin usulü için belirlenen tutarların üzerindeki mal ve hizmet alımları yasak olmasına rağmen parçalara bölünerek yapılmaktadır. Doğrudan temin usulünde birkaç teklif alınması yeterli görülmektedir. Bazen öğrencilerin mağdur olmamaları için çok acele edilerek mal ve hizmet alınması gerekmektedir. Bu nedenle okul müdürlerinin bu konuda çok dikkatli olması gerekmektedir. Aksi takdirde sonuçları çok ağır olabilmektedir.

Müdürün ödül alması da cezaya engel olamadı.

Okul müdürü hakkında aylıktan kesme cezası öngörülmüş ise de, geçmiş hizmet durumuna göre bir alt ceza uygulanarak kınama cezası verilmiştir. Okul müdürünün il disiplin kuruluna yaptığı itirazda; uzun bir süre öğretmen olarak görev yaptıktan sonra yönetici şartlarını haiz birisi olarak gerekli aşamaları kat ederek okul müdürlüğü vazifesini layıkıyla yerine getirmeye çalıştığı, yaklaşık olarak iki buçuk yıldır bulunduğu görevinde birçok ödüle layık görüldüğü ve idarecilik yaptığı okulun niteliklerinin artmasında çok önemli katkılarının olduğu, idarecilik vasfından kaynaklı olarak eğitimcilik görevinden hariç olarak müdür olarak görev yaptığı okulunun her türlü ihtiyacını hukuk kuralları çerçevesinde yönetmek görevini de üstlendiği, ancak burada tek başına yetkili olmadığı, kınama cezası almasını ve müdürlük vasfından öğretmen olarak atanmasını gerektiren olayların okulun ihtiyaçlarının karşılanması aşamasından gerçekleştiğinin tahmin edildiğini belirtmiştir.

Ayrıca, müdür olarak görev yaptığı lise seviyesindeki okullarda mal ve hizmet alımının hangi usul ve esaslar çerçevesinde ve hangi kurul ve kişiler tarafından gerçekleştirileceği Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ve atıf yaptığı diğer yönetmeliklerde açık bir şekilde düzenlendiği, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 119. maddesinde ihale komisyonu, muayene ve kabul komisyonu, kalite ve kontrol komisyonu ile diğer komisyonların ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda kurulacağının belirtildiği; 4734 sayılı Kanun’un 6. maddesinde de ihale komisyonunun ne şekilde oluşturulacağının görüldüğü, yani bu komisyonda okul müdürünün herhangi bir dahlinin olmadığı; Hizmet Alımları Muayene ve Kabul Yönetmeliği, Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliği, Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinden muayene ve kabul komisyonunda okul müdürünün bulunmayacağının açık olduğu; Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 78. maddesinde okul müdürünün yetki, görev ve sorumluklarının düzenlendiği, ortaöğretim seviyesinde okullarda mal ve hizmet alımlarının komisyonlarca yapıldığı, müdürün ise harcamaya yetkili kişi olduğu, okul müdürünün söz konusu harcamayı komisyonlardan geçerek kabul edilmiş mal ve hizmetler yönünden kullanma yetkisinin bulunduğu ifade edilmiştir.

İdari soruşturma neticesinde disiplin cezasını almasını gerektirecek herhangi bir kusurlu ve taksir derecesinde dahi bir hareketinin olmadığı, kendisine kanun ve yönetmelik uyarınca yüklenen görev ve yetkileri usulüne uygun olarak yerine getirmiş olmasına karşı disiplin cezası ile karşı karşıya kaldığı belirtilmiştir. Ancak itirazı kabul edilmemiştir.

Disiplin cezası sonrasında okul müdürlüğünden de alınmıştır
Okul müdürü almış olduğu disiplin cezası sonrasında görevinden alınarak öğretmen olarak atanmıştır. Dolayısıyla görevden alınmada dava konusu yapılmıştır.

Davalı idarenin savunmasında nelere yer verilmiştir?
… Anadolu Lisesi Okul Müdürü (Harcama Yetkilisi) davacı hakkında belgeler üzerinde yapılan incelemelerden; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32. maddesindeki düzenleme göz önünde bulundurulduğunda, davacının doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarının usulüne uygun yürütülmesini sağlayamadığı, eyleminden “harcama yetkilisi” olması hasebiyle birinci derecede sorumlu olduğu sonucuna ulaşıldığı, ayrıca söz konusu okulda davacının harcama yetkilisi olarak ilgili kişi ve firmalardan defalarca alım yapılması durumları dikkate alındığında, bu mal ve hizmet alımlarındaki usulsüzlüğün kusurdan ziyade kasıttan kaynaklı bir eylem olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek İl içerisinde durumuna uygun bir okula öğretmen olarak atamasının yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

Danıştay idarenin yapmış olduğu işlemi uygun buldu
Kararda şu ifadelere yer verilmiştir: Yönetmeliğin üst hukuk normu olan 657 sayılı Kanun’da ve 652 sayılı KHK’de; öğretmenlere, okul ve enstitü müdürlüğü, başyardımcılığı ve yardımcılığı görevlerinin, ikinci görev kapsamında verilebileceği; eğitim kurumu yöneticiliğine görevlendirilmenin dört yıllığına yapılabileceği ve süresi dolanların yeniden görevlendirilmesine ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği ve söz konusu görevlendirmelerin özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmayacağı yolunda düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Bu durumda, eğitim kurumu yöneticileri haklarında yapılan adlî ve idarî soruşturma sonucu hazırlanan raporlar ile tespit edilen fiiller nedeniyle, yöneticilik görevinin devamı halinde kamu hizmetinin olumsuz yönde etkilenebileceği durumlarda, getirilen teklif doğrultusunda, eğitim kurumu yöneticilerinin durumlarına uygun ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanmasına yönelik dava konusu olan düzenlemede, kamu yararına, hizmet gereklerine ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir.

Doğrudan temin yöntemiyle yapılan mal ve hizmet alımlarında harcama yetkilisi olarak görev yapan davacının, anılan alımların usulüne uygun olarak yürütülmesini sağlamadığı belirtilerek aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasının ve idarecilik görevinden alınarak il içerisinde durumuna uygun bir göreve atanmasının teklif edilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği; davacının savunması kısmen kabul edilmek suretiyle bir alt ceza olan kınama cezasının verildiği anlaşılmıştır. Anılan Soruşturma Raporu’nda tespit edilen hususlar karşısında; davacının 657 sayılı Kanun’un 88. maddesi kapsamında ikinci görev olarak yürüttüğü okul müdürlüğünden alınarak öğretmen olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Görüleceği üzere, aynı kişi ve firmalardan defalarca alım yapılmasının gerçekleştirildiği doğrudan temin usulünde gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi hem disiplin cezası alınmasına hem de idareciliğin sona ermesine sebep olmuştur. Bu nedenle okullarda idarecilik yapanların bu konularda çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Örnekte görüldüğü üzere sonuçları çok ağır oluyor ve yargıdan da kötü haber geliyor.
Ahmet Ünlü/ Yeni Şafak