Ajanskamu-Özel Haber

Sokrates, M.Ö.399 yılında baldıran zehiri içirilmek suretiyle idama mahkûm edildiğinde, kendisini yargılayanlara doğru dönerek gülümsemiş ve: “Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa, kendi istediğim gibi konuşup ölmek isterim” diyerek kendisine sunulan kâseden baldıran zehrini içmişti.

Bu olaydan 2.420 yıl sonra, 8 Eylül 2021’de İstanbul Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube’ye bağlı Pendik İlçe Başkanı ve Yönetimi Kurulu da arkadaşlarının sendika yönetmeliğin maddelerine uydurularak alınması karşısında tepkisiz kalmadılar. Karar vericilerce yasa ve yönetmeliğe uydurulan fakat Pendik’in asil insanlarının vicdanlarına sığdıramadıkları bu antidemokratik karar karşısında; onurluca hep birlikte baldıran zehrini yudumlamaya karar verdiler. Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Pendik İlçe Başkanı Ferhat Gücükoğlu ve arkadaşları facebook’tan yayınladıkları mesajla Talat Yavuz’un artık tahammül sınırlarını zorlayan Şube Başkanlığı tarzı/tavrı ve Genel Merkez’in de bu tavrı destekleyen kararları karşısında, görevi bırakma kararı aldıklarını açıkladılar. Seçimler de Talat Yavuz karşısında 1’e karşı 57 delege üstünlüğü sağlayarak seçimi 57-1 kazanan ilçe yönetimi bugün topluca istifa etti.

Pendik İlçe Başkanı ve Yönetim Kurulu da tıpkı bundan 2.420 yıl önce Sokrates’in söylediği gibi Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’ne ve 4 Nolu Şube Başkanı Talat Yavuz’a: “Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa, kendi istediğimiz gibi konuşup ölmek isteriz” dediler.

İşte Eğitim-Bir-Sen Pendik İlçe Başkanı Ferhat Gücükoğlu’nun o açıklaması:

“Kıymetli Arkadaşlarım değerli dostlar...

2018 yılında yapılan ilçe yönetim kurulu seçimlerinde, Pendik üyelerinin büyük çoğunluğuyla seçilen yönetim kurulumuz, seçim süreci ve sonrasında 4'Nolu Şube Başkanı Talat Yavuz’la düşülen fikir ayrılıkları, Pendik ilçe yönetiminin pasifize edilerek çalışamaz hale getirilmesi ve son olarak yönetim kurulu üyemiz Güven Karabacak’ın görevden alınması üzerine yönetim kurulu kararı olarak İstifa kararı almış bulunmaktayız.

Sayın Talat Yavuz’un kendi atayacağı yönetimle yola devam etmesini üyelerimizin ve delegelerimizin takdirine sunuyoruz.”

Önceki dönemlerde Eğitim-Bir-Sen 4 Nolu Şube Başkanlığı, Şube sekreterliği görevlerinde bulunan, sonrasında yine gocunmadan davamız diyerek Pendik İlçe Başkanlığı görevini üstlenen Cemal Kapan, Pendik İlçe Yöneticisi Güven Karabacak’ın görevden alınması üzerine tepki olarak sendika üyeliğinden de istifa etti.

Yine Pendik Eski İlçe Başkanı İbrahim Halil Parlak: “Sayın Başkanım, Ortada maalesef net bir durum var.  Sizin tarafınızdan yanlız bırakıldık, tabana değil hep tavana yöneldiniz, bürokratik vesayete izin verdiniz… Yıl içerisinde biz okul ziyaretlerine koştururken siz çakarlı araç peşindeydiniz… Siz üye sayısıyla övünüp Genel merkez tarafından takdir edilirken biz o üye sayısını 900 lerden 2900 lere çıkarmakla meşguldük…

Sayın Başkanım, Pendik bunun net olarak farkında olduğu mesajını dün 58 delegenin 57 sini ithamlarda bulunduğunuz İlçe yönetimine tevdi ederek size verdi. Bahsettiğiniz iklim değişikliğinin şahsınız tarafından yapılmasını net olarak ortaya koydu. Temennim odur ki kim kazanırsa kazansın tavana değil tabandaki sorunlara bakarak hareket etmesi, bürokrasi ile değil üyelerle birlikte hareket etmesidir.” açıklamasını yaparak başkanlık görevinden istifa etmişti. Yine Talat Yavuz’un arkadaşı Ahmet Cinemre’de sendikasını değiştirmişti.

MEMURSEN İstanbul İl Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Talat Yavuz’a yönelik tepkiler bir türlü dinmek bilmiyor. Hatta artarak devam ediyor. Talat Yavuz’un şubesindeki bu zafiyet, onun MEMURSEN İl Başkanlığı performansını ve yönetimini de tartışmaya açıyor. Üyeler arasında, ”Şubesindeki tartışmalara son veremeyen bir Şube Başkanının İstanbul’u yönetebilmesi de beklenmiyor. İstanbul’a yazık oluyor.” sözleri konuşuluyor.

Mevcut Eğitim-Bir-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu, 21-22 Şubat 2015 tarihinde 5. Olağan Kongre’de göreve gelmiş, ardından 6. Olağan Genel Kongre’de tekrar görev almıştı. Genel Merkez’in 6. Olağan Genel Kurul sonrası döneminde daha önce de İstanbul 1 Nolu Şube’de Başakşehir İlçe Başkanı Tuncay İncebacak ve Bahçelievler İlçe Başkanı Aydın Gerçek, mevcut şube başkanının arzusu üzerine görevden alınmışlardı. İstanbul 5 Nolu Şube’de de Avcılar İlçe Başkanı Sinan Okumuş, mevcut şube başkanının yönetim anlayışına bir tepki olarak istifa etmişti. İstanbul 4 Nolu, 1 Nolu ve 5 Nolu şubelerde mevcut Şube Başkanlarına karşı tepkilerin olduğu ve Teşkilat Başkanı Ramazan Çakırcı’nın şube başkanlarından yana tavır takındığı da konuşulanlar arasında. İlçe millî eğitim müdürü değişiklikleri karşısında Şube Başkanlarının “Kuzuların Sessizliği”ne bürünmeleri, mevcut şube başkanlarının tabanla olduğu kadar tavanla, bürokrasiyle de arasını açacağa benziyor. Sahada, Şube Başkanlarının hiçbir şeye karışmadıkları ve sadece kendi konforlarını düşündükleri görüntüsü hâkim.

Bu görevden alma ve istifalarda; ilçelerinde çok sevilen, haklarında hiçbir olumsuz iddia olmayan ve de oldukça başarılı olan ilçe başkanlarını istifaya zorlayan neden olarak eğitim camiasında, “Şube başkanlarının, bu ilçe başkanlarıyla çalışmak istememe keyfiyeti biliniyor.” Eğitim-Bir-Sen Genel Merkez Teşkilat Birimi bu dönemde Şubeler ve ilçeler arasındaki bu sorunlarda önceki dönemlerde olduğu gibi teşkilatı bir araya getirerek sorunları çözmeye çalışma yöntemini tercih etmediği görülüyor. Genel Merkez Teşkilat Başkanlığının, Şubeleri kendi sorunlarıyla baş başa bırakırken çözüm olarak; üst kurul delege gücünü elinde tutan şube başkanlarının talebini dikkate alarak ilçe başkanını istifaya zorlama, istifa etmezse görevden alma yoluna gitme yöntemine başvurduğunu da söylemek mümkün.

Ramazan Çakırcı’nın Teşkilat Başkanlığının onu ne kadar yıprattığını da yine 6. Genel Kurul’da rakibi Erol Ermiş karşısında elde ettiği sonuçtan görmek mümkün.    

Sahada, Ramazan ÇAKIRCI'nın teşkilat işleri ile ilgilenmediği, yönetimin de bu konularda farklı yaklaşım, görüş ve tartışmaların olduğu iddia ediliyor. Ramazan Çakırcı’nın tercihlerini ise bir sonraki dönemi de düşünerek Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’nde üst üste 6. Kez seçilme arzusunun belirlediği ifade ediliyor. Tüzükte 3 dönem kuralı olsa da sekreterya değiştirilince bu süreyi sonsuza kadar uzatmak mümkün. Ramazan Çakırcı 3 dönem Hukuk ve Toplu Sözleşme’den sorumlu Genel başkan Yardımcılığı yaptıktan sonra 2 dönemdir de Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapıyor. Genel Başkanlıkla birlikte 7 farklı görev bulunduğundan, Ramazan Çakırcı’nın toplamda 7x4=28 yıl görev yapabilmesi de hukuken mümkün görünüyor.

16.02.2019 tarihinde gerçekleşen Eğitim-Bir-Sen 6. Olağan Kongresinde yapılan tüzük değişikliği ile de ilçe temsilcilerinin artık doğrudan üye tarafından seçilmesinin önüne geçilerek şube başkanı tarafından atanacağı da bir başka iddia… Bu iddia karşısında da Genel Merkez Yönetiminden şu ana kadar bir yalanlama gelmedi.

Son söz:

Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinin büyük dava adamı Mevlana Ebu’l Kelam Azad, İngiliz sömürge hükûmetinin mahkemesinde kendisini yargılayan hâkime son söz olarak: “ Tarih gösteriyor ki mahkeme salonları, savaş meydanlarından sonra en müthiş zulümlerin işlendiği yerlerdir… Nice peygamberler, hâkimler, âlimler, ve salihler mahkemelerin huzurunda birer cani gibi durmuşlardır…

Bana en ağır cezayı verin. Çünkü siz cezayı verirken benim hakkımda belki bir miktar şefkat hissedersiniz. Hâlbuki ben Kanun-ı İlahi’nin yüce mahkemesinde sizi dinlerken zerre kadar endişe etmeyeceğim. Bu mahkeme bittiğinde Kanun-ı İlahi’nin mahkemesi açılacaktır.” diyerek bitirmiştir, “Ölümsüz Müdafaasını”

Bazı dosyalar kapanıyor, bazı davalara ara veriliyor, ta ki Kanun-ı İlahi Divanının kapıları açılıncaya kadar…

İzleyip göreceğiz…