Eğitim Gücü Sen'den yapılan açıklama şu şekilde; 1 Mart 2022 tarihinde 31765 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliğinin 8. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan “Yarışma sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak” hükmünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ve sair mevzuata aykırı olması nedeniyle öncelik ve ivedilikle yürütülmesinin durdurulmasına; akabinde İPTAL’ine karar verilmesi talebi ile Danıştay İlgili dairesine başvuruda bulunduk.

AÇIKLAMA

1 Mart 2022 tarihinde 31765 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği ile birlikte eğitim müfettişleri ve eğitim müfettiş yardımcılarının nitelikleri, yarışma ve yeterlik sınavları, yetiştirilmeleri, atanmaları, yer değiştirmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları hakkında bazı düzenlemeler getirilmiş ve bu düzenlemelere Dayanak olarak da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesi, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 320. ve 327. maddeleri ile 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 24. maddesi gösterilmiştir. Bununla birlikte anılan Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan “Yarışma sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak” hükmü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 320. ve 327. maddelerine ve sair mevzuata aykırı olduğundan huzurdaki iptal davasını açma mecburiyeti hasıl olmuştur.

İptali İstenen Düzenleme Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10., 13., 49. Ve 70. Maddelerine aykırıdır. T.C. Anayasasının 10. maddesi; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. … Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. … Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmünü amirdir. Belirtmek gerekir ki; 10. maddede belirtilen eşitlik mutlak bir eşitlik gibi anlaşılmamalıdır. Eşitlik kavramı, yatay ve dikey eşitlik kavramı olarak ikiye ayrılmakta olup benzer durumda olanların aynı hükümlere tabi tutulmaları ile yatay eşitlik, farklı durumda olanların farklı hükümlere tabi tutulmaları ile dikey eşitlik gerçekleştirilmektedir. Ne var ki dava konusu düzenleme ile yazılı sınava katılacaklarda, 657 sayılı Kanunun 48. maddesinde sayılan genel şartlara ek olarak “Yarışma sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak” şartı getirilerek hukuki ve bilimsel bir gerekçe gösterilmeksizin açıkça eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme yapılmıştır. Örnek vermek gerekirse; 36 yaşındaki bir kimse eğitim müfettiş yardımcısı kadrosuna atanmak istediğinde aranan bütün liyakat şartlarını taşıyor olsa dahi, sırf 35 yaşını doldurmuş olduğundan ilgili kadroya atanma imkanı olmayacaktır. Böyle bir ayrım getirilmesi birebir aynı yeterlilikleri haiz iki aday arasında yatay eşitlik kavramına aykırı bir hukuki statü farkı yaratacak ve yalnızca yaş nedeniyle elenen kişi hakkında Anayasamızın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırı bir işlem tesis edilmesine sebebiyet verecektir. Anayasamızın emredici hükmü karşısında böyle bir düzenlemeye gidilmesi hukuka aykırı olup; salt bu nedenle dahi, ilgili düzenlemenin anılan bendinin iptali gerekmektedir. Bununla birlikte T.C. Anayasasının 13. maddesi “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak KANUNLA sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” şeklinde düzenlenmektedir. Yine Anayasamızın Temel Haklar ve Ödevler başlıklı İkinci Kısmında yer alan 49. maddesi “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” diyerek çalışmayı herkes için hem bir hak hem de bir ödev olarak düzenlemiştir.

Mevcut durumda bir Yönetmelik maddesi ile “Yarışma sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak” şeklinde bir sınırlandırma getirilerek hem 657 sayılı Kanun’da yer alan KARİYER ve LİYAKAT ilkelerine hem de 48. maddede yer alan genel ve özel şartlara aykırı bir düzenleme yapılmıştır. Oysaki Kariyer ilkesi devlet memurlarına sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamayı; Liyakat ilkesi ise sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmayı amaçlayan temel ilkelerdir. Anılan düzenleme ile bu ilkeler hiçe sayılmış ve Kanunda yer verilmeyen şartlar getirilerek Anayasanın 124. maddesine de aykırı hareket edilmiştir. Bu nedenle de dava konusu Yönetmelik hükmünün iptali gerekmektedir. Ayrıca 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 327. maddesinde “Eğitim müfettişi ve eğitim müfettiş yardımcısı, mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları bakımından 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 30 uncu maddesi uyarınca maarif müfettişi ve maarif müfettiş yardımcısına denktir.” denilmektedir. 6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 23. maddesi ile 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 41.maddesinde bazı değişiklikler yapılmış ve maarif müfettişliğine alım şartları düzenlenmiştir. Bu şartlar arasında da herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır. 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 327. maddesine göre maarif müfettişi ve maarif müfettiş yardımcısına denk sayılan eğitim müfettişi ve eğitim müfettiş yardımcısının neden maarif müfettişleri için aranmayan şartları sağlamak zorunda oldukları izaha muhtaçtır. Bununla birlikte halihazırda 3 Aralık 2021 tarihi itibariyle Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Maarif Müfettişliği ve Maarif Müfettiş Yardımcılığı unvanları kaldırılmış olup anılan Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatında Maarif Müfettişi ve Maarif Müfettiş Yardımcısı kadrolarında bulunanların kadro dereceleriyle durumlarına uygun Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı kadrolarına başkaca bir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılmalarına karar verilmiştir. Yani bir diğer deyişle bugün aynı kadroya atanmak isteyen bir kimse aranan yaş şartlarını sağlamadan ilgili kadroya atanamayacakken 3 Aralık 2021 tarihi itibariyle Maarif Müfettişi ve Maarif Müfettiş Yardımcısı olan kimseler hiçbir yaş şartı aranmaksızın Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı kadrolarına atanmıştır. Bu durum da hem yukarıda bahsettiğimiz T.C. Anayasasının 10. maddesine hem de 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 327. maddesi ile Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcılarının Maarif Müfettişi ve Maarif Müfettiş Yardımcılarına denk sayılmasına aykırılık teşkil etmektedir. Anılan Yönetmelik hükmünün bu nedenle de iptal edilmesi elzemdir.

1 Mart 2022 tarihinde 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği’nin 8. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan “Yarışma sınavının yapıldığı yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak” hükmünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ve sair mevzuata aykırı olması nedeniyle öncelik ve ivedilikle yürütülmesinin durdurulmasına; akabinde İPTAL’i için Danıştay İlgili dairesine başvuruda bulunduk.

Eğitim Gücü Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu