Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 01.05.2020 tarihinde Trabzon 2 No’lu Şube Başkanı Metin İskenderoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı youtube kanalındaki programa katılarak gündemi değerlendirdi. 

Yönetici atamalarında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da adayların yazılı sınavdan aldığı puanların tahrip edilmemesini istiyoruz.

Yönetici atamalarında mülakat uygulamasına değinen Geylan, “İlkesel olarak mülakata karşıyız” dedi. Geçmiş yıllarda sırf  ‘yandaş’ olmadığı için mülakatta düşük puan verilerek elenen yönetici adaylarından örnekler veren Geylan, “Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk göreve geldikten sonra mülakatı dolaylı olarak işlevsiz hale getirdi. Gerek öğretmen, gerek ise yönetici atamalarında adaylara mülakat puanı olarak yazılı sınav puanı verildi. Bu konuda tabi ki beklenti karşılandı. Ancak bunu kişilerin inisiyatifinden çıkarmamız gerekiyor. Çünkü yarın irade değiştiğinde yine mülakat önemli rol oynayabilir. Bu noktada yapılması gereken, mülakatın yönetmeliklerden kaldırılmasıdır.” 

Yönetici atama yazılı sınavının 15 Mart tarihinde yapıldığını hatırlatan Geylan, “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da adayların yazılı sınavdan aldığı puanların mülakatlarda tahrip edilmemesini istiyoruz” dedi.

Proje okullarına yönetici atama süreci ile ilgili de önemli bilgiler paylaşan Geylan, “Adı proje okulu. Ama ne projesi olduğunu biz anlayamadık! Geçmiş yollarda yaşadıklarımız üzerine biz buna ‘Yandaş Yönetici Atama Projesi’ diyoruz” diye konuştu. 

Proje okullarına yönetici atamaları da MEB Yönetici Atama Yönetmeliğine tabi olmalıdır.

Türk Eğitim-Sen’in proje okullarındaki yöneticilerin sendikal dağılımına ilişkin yaptığı araştırmadan örnekler veren Genel Başkan Geylan, “940 proje okul müdüründen 829 tanesi bir sendikanın üyesidir. Bunun izah edilebilir bir tarafı var mı? Bu süreçte MEB Merkez Teşkilatı ne yazık ki kendisi karar veremiyor. İl Milli Eğitim Müdürleri 3 aday belirliyor, Bakanlığı gönderiyor. MEB’in taşra teşkilatı ne yazık ki sendika, vakıf, cemiyet görünümlü çetelerin tahakkümü altındadır. Yani iş sahada pişiyor. Daha sonra belirlenen adaylar MEB’e gönderiliyor. Bu noktada şunu söylemek istiyorum: MEB’in kendisine bağlı bir kuruma müdür atayamaması büyük bir ayıptır. Bu şekilde dışarıdan yapılar dolaylı da olsa adeta MEB’i yönetmektedir. Üstelik bu okullarımıza öğrenciler yüksek puanlar alarak bu okullarda okumaya hak kazanıyor. Yani proje okulları akademik başarısı çok yüksek olan öğrencilerimizin okuduğu okullardır. Fakat böylesine önemli olan bu kurumlarımıza yönetici atmaması yapılırken nitelikten başka unsurlar belirleyici oluyor,  ‘benim sendikamdan’, ‘benim mahallemden’ ‘benim partimden’ denilerek, ‘liyakatten, ehliyetten yoksun bir şekilde yönetici atanıyor. 940 okulun 829 tanesinin müdür belli bir sendikanın üyesi ise bunun adı çatır çatır kul hakkı yemektir. Yaradan bile kul hakkını affetme yetkisini kendinde görmezken, bu Müslümanlar nasıl bu kadar rahat kul hakkı yemektedir, anlamak mümkün değil. Sizler tüyü bitmemiş yetimin hakkına giriyorsunuz. Talebimiz bellidir: Proje okullarına yönetici atamaları MEB’e bağlı olmalıdır.”

Proje okullarına yöneticilerin inha işlemlerinin 1-31 Mayıs tarihleri arasında yapılacağını hatırlatan Geylan, “Konuyla ilgili yönetmelik değişikliği gündemdedir. Bu noktada proje okullarına yönetici atama sürecinin yönetmelik değişikliğine kadar ertelenmesini istiyoruz” diye konuştu.

İlçe milli eğitim müdürleri ile il milli eğitim müdür yardımcıları da rotasyon kapsamına alınmalıdır.

Şube müdürü rotasyonu ile ilgili de açıklama yapan Geylan, “İki yıldır şube müdürü rotasyonu yapılmıyordu. Nihayetinde bu sene yapılacak. Dün itibariyle kılavuz da yayınlandı. Buradaki talebimiz ilçe milli eğitim müdürleri ile il milli eğitim müdür yardımcılarının da rotasyon kapsamına alınmasıdır” dedi.

Üniversite personelinin tayin sorunu çözülmeli, çalışanlar aileleri ile birleştirilmelidir. 

Üniversitelerde görev yapan idari personelin nakil sorunları ile ilgili açıklama yapan Geylan, “Şu anda üniversitelerde görev yapan idari personelimizin ne yazık ki aile birliğine engel teşkil eden bir durum var. Bu aynı zamanda Anayasa’nın 41’inci maddesini de ihlal anlamına gelmektir. Hatırlanacağı üzere üniversite çalışanlarının nakil sorunlarının çözülmesi için dilekçe kampanyası başlatmıştık. Geçtiğimiz Şubat ayında da illerimizden eş zamanlı olarak dilekçeleri YÖK’e gönderdik.  Aynı zamanda YÖK Başkanı Yekta Saraç’ı ziyaretimde hem rapor sunmuş, hem de konuyu gündeme taşımıştım. Bu arkadaşlarımızın yaşadığı aile dramlarından söz ederek, düzenleme talep etmiştim. Ayrıca YÖK’ün TBMM’ye gönderdiği tasarının gündeme alınması için sendika olarak girişimlerde bulunmuştuk. Yakın zamanda da TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanvekili ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın ile da görüştük. Aydın, pandemi sürecinin geçmesinin ardından üniversite çalışanlarının nakil sorunları başta olmak üzere çalışanların taleplerini TBMM gündemine taşıyacaklarını ifade etmiştir. Umuyoruz ki en kısa sürede konuyla ilgili müjdeli bir haber alırız” dedi.