Dünya, bir virüse karşı adeta savaşıyor. Henüz aşısı da kesin bir ilacı da yok. Kurtulmanın yegâne yolu, yakalanmamak. Korunmak için maske, tedavide ise solunum cihazı ulusal güvenliğin bir parçası gibi. Birçok ülke, sağlık ekipmanları ve yardımcı ürünlere ihracat yasağı getirdi. Ülkeler maskeleri ele geçirmek için operasyon düzenliyor. Dünya devleri ülkeler maske krizi yaşıyor. Vatandaşlarından ziyade sağlık personeline dahi maske temin etmekte zorlanıyorlar. Avrupa Birliği ülkeleri virüs salgınına karşı gerekli olan dayanışmayı gösteremedi. Hatta ülkeler arası maskeler savaşı başladı. Birlik büyük yara aldı ve çatlaklar gittikçe belirginleşti. Virüsten en çok etkilenen merkez üssü olan İtalya’nın tepkisi en büyük ve en sert olandı. İtalya, Avrupa ülkelerinin “kendilerini virüsle savaşta yalnız bıraktıklarını her defasında yüksek ses tonuyla” dile getirdi.
****
Avrupa yerinde ama görünen o ki siyasi birliği dağıldı, dağılacak. Peki, sözde medeni Avrupa nasıl bu duruma geldi? Koronavirüs salgını nedeniyle ülkeler arası maske ve koruyucu ekipman savaşı başladı. Bu bir savaş. Çünkü silahlar kullanılmasa da ülkelerin gizli servisleri dahi devrede. Kıtaları aşan savaşın ilk örneği Mart başında Çekya ve İtalya arasında yaşandı. Çekya, İtalya’nın sipariş ettiği 110 bin maskeye el koydu. Sorun ancak diplomatik girişimlerin ardından çözülebildi. İtalya, diğer bir sorunu Fransa’yla yaşadı. İsveçli sağlık şirketinin Çin’den satın aldığı maskelere üç Martta Fransa’da el kondu. Virüsten en çok etkilenen İtalya ve İspanya’ya gidecek olan maskelerin serbest bırakılması için İsveç hükümeti devreye girdi. İki hafta süren diplomatik çabanın ardından ancak maskelerin yarısı İtalya ve İspanya’ya gönderilebildi. ****
Almanya da 8 Mart’ta İsviçre’ye gidecek 240 bin maskenin ihracatına izin vermeyerek ürünlere el koydu. İsviçre, sorunun çözülmesi için diplomatik girişim başlattı. Başka ülkelerin maskelerine el koyan Fransa’nın ve Almanya’nın da başına aynı şeyler geldi. Amerika da Almanya’ya gidecek maskelere el koyduğunu duyurdu. Şüphesiz koronadan en çok etkilenen ülkelerden biri de ABD’dir. Solunum cihazı ve maske stoku eriyen ülkede sağlıkçılar sokakta. Salgın başladığı zaman pek de ciddiye almayan Trump’un, “Maske bulamıyorsanız şal takın” mesajı halen de gündemde. Gelinen süreçteyse Trump, maske üretici firmaları maske ihracatını kesmesi için tehdit etti. Maske savaşı ABD’de eyaletler ve Federal hükümet arasında da yaşanmaya başladı. Cumhuriyetçi partinin kontrolündeki bazı eyaletlere talep ettiklerinden daha fazla maske verildiği iddia edildi. Amerikan eyaletleri, solunum cihazı ve maske elde etmek için üretici şirketler karşısında fiyat yarışına giriyor. ABD, Almanya’nın sipariş verdiği maskelere, uçak havadayken iki kat fiyat verip, siparişin kendi ülkesine inmesini sağlıyor.
****
Tüm bunlara karşı Türkiye, dimdik ayakta hatta Batı’ya yardım gönderiyor. Kendimizle birlikte dost ülkelerin ihtiyacını karşılamak gayreti içindeyiz. Bu çerçevede içinde bulundukları şu zor günlerde toplam 40 ülkeye sağlık ve temizlik malzemesi gönderdik. Türkiye artık bekleyen değil, beklenen ülkedir. Son olarak salgından en olumsuz etkilenen ülkelerden biri olan İspanya’ya bir uçak dolu malzemeyi naklettik. Aynı şekilde sıkıntılı bir dönemden geçen İtalya’ya da bu ihtiyaçları karşılamak üzere Kızılay aracılığıyla bir gemi dolusu yardım malzemesini ulaştırdık. Keza İngiltere’ye de yardımlarımız vardı. Batı, maske savaşlarının içinde sürüklenirken büyük Türkiye, maskeyi milletinin evine gönderiyor. Tüm vatandaşlarımıza ücretsiz maske dağıtımına başladık. Para satışıyla maske satışını yasakladık. Salgının ilk gününden beri başarıyla ve bir sonraki adımı planlanarak yönetilen kriz, Türkiye’nin gücüne güç katıyor. ABD, yurt dışından getirdiği vatandaşlarına uçağa binmeden 1485 Dolarlık senetler imzalatırken, Fransa, uçağa almak için 16 bin Euro isterken, Türkiye ise tek kuruş almadan yeri geldi 20 kişi için uçak kaldırttı ama vatandaşını gurbet ellerde sahipsiz bırakmadı. İşte Türkiye’yi, Türkiye yapan büyük resim tam da buydu. Avrupa, bugün maske için savaşırken, Türkiye virüsü yenerek yoluna daha güçlü bir şekilde devam etmek için gün sayıyor. Öncü kadrolarımızla ve ülkemizle ne kadar gurur duysak azdır. Çünkü Türkiye vicdandır, beklenendir.
