Ve ilk iş olarak soruyu hazırlayanları kulaklarından tutup soru hazırlama komisyonlarından kapı dışarı edecekmiş.

İnsan, sormadan edemiyor tabii:

- Neden?

Nedeni, Mabel Matiz’in cinsel eğilimiymiş, bu yönüyle gençlerimize kötü örnek oluyormuş.

Demek ki bundan sonra bizim ahlak muhafızlarına göre cinsel eğilimi gençlere kötü örnek teşkil edenler sorularda olmayacak. Hey Z kuşağı, size söylüyorum, bundan böyle sakın buraya çalışmayınız. Sınavlarda buradan zinhar soru çıkmıyor, bilesiniz. Ahlakınız için gereken tüm önlemler ve tedbirler alınıyor (!) Ahlak muhafızları, bence bir isim listesi yapıp ÖSYM’ye göndermeli, ÖSYM de bu listeyi soru hazırlama komisyonuna havale edip soru hazırlama komisyonu da gençlerimizin ahlakı uğruna gereğini yapmalı. Sipariş soru izlenimi verdi bana ama önemli değil. Neyse...
 
Arkadaşlar, bir kere ben tüm sınav sorularına karşıyım. Artık biliyorsunuzdur. Burası ironi değil. Ama yukarısı ironi. Belirteyim de ona göre anlamlandırın yahu.

Çünkü dar bir zamana sıkıştırıp sorular ile çocukların dünyalarını keşfedemezsiniz. Hele hayal dünyalarını asla...

Keşfetseniz keşfetseniz -bir çizgi filmden esinlenerek uyarlama yapacağım şimdi sıkı durun- ‘sınavların gücü’ adına diyerek zihinlere cebren kazınılan kazanımları keşfedersiniz. Basmakalıp sorularla -hepsi için söylüyorum- attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez.
 
Diyeceksiniz ki ama muhakeme, yorumlama falan soruyoruz. Dedim ya hepsi için söylüyorum.

Çünkü mutat düzen kolayınıza gittiği için bu düzen rahatınızı bozmuyor, binaenaleyh alışılmış düzen çarkında gözden kaçırıyorsunuz sınav sathındaki her soru kalıptır, ezberdir aksini (yansıma). Sınav hazırlık sürecinde bu hadise, yayınevlerinin öğrenci mahallerini altına aldığı soru bombardımanında fazlasıyla tecelli ediyor zaten.

Neyse konumuz bu değil, çok gevezelik etmeyelim. Sizlerin malumu olduğu üzere bu konularda görüşüm bellidir: Sınavsızlık... Ve bir gün olacak. Mutlaka...

Gelelim ÖSYM’nin çok konuşulan Mabel Matiz sualine...
 
Soruya baktığımızda Mabel Matiz’in cinsel kimliği ile soruya girmediğini görüyoruz.

Aksine Mabel Matiz, soruya sanatıyla girmiş, şarkı sözüyle yani... Adam, soruda sanatıyla konuşuyor. Böylelikle sanatıyla kendini konuşturmuş oluyor.

Fakat bununla da yetinmiyorum. İşkillendiriyorum kendimi şöyle bir güzel...

Ve gençlerimizin ahlakını bozan bir olay var mı, yok mu diye malum sorunun derinliğine iniyorum. Bir hafiye gibi... Harfi harfine... Acaba Mabel Matiz, ahlak muhafızlarını kızdıracak bir şey yapmış mı?

Bu misyon ve vizyon ile sorunun altını üstüne getiriyorum, sonra üstünü altına, daha sonra uzman bir arkadaşıma altını üstüne getirtiyorum, adana kebabı gibi, sonra hadisenin cılkını çıkarmadan sorunun derinliğinden çıkıp bir de üstünden gören gözlerimle geçiyorum (Bu tümcedeki ve yukarıda birkaç yerde geçen hadise, gençlerimiz için risk grubunda olan sanatçı Hadise zinhar değildir. Ahlak muhafızları erbabı için önemle belirtirim). Neyse biz devam edelim bahse konu soruyu mütalaaya...

Mabel Matiz, soruda cinsel yönelimine dair bir propaganda falan yapmıyor görebildiğim kadarıyla. Yine de en doğrusunu tabii ahlak muhafızları bilir.

Mabel Matiz’in bir provokasyonunu da göremedim sualde.

Mabel Matiz, subliminal bir mesaj da vermiyor 5 seçenekli öğrenciye yöneltilen ilgili bölümde.

Allah, Allah ben ne diyorum yahu?
 
Sanırım kendimi kaybettim.
Mabel Matiz’in aslında sorudan dahi haberi yok. Soruda var ama yok.

Zaten kendisi, sınavdan sonra sosyal medyada gündem olunca bu olaydan haberdar oluyor.

Ve gelinen noktada ahlak muhafızlarının kışkırtması ile Mabel Matiz sanki suç unsuruymuş gibi mütalaa ediliyor.

Mabel Matiz sorusunun müsebbipleri ise sınav komisyonundan ekarte edilerek adeta suçlu muamelesi görüyor. Adamlar, şimdi yüzde 99 dizlerini dövüyorlardır. Bin pişmanlık içindedirler. Ahlak muhafızlarından özür dilemişler midir acaba? Bilemem elbette.

Her şeyi bir kenara koyalım.

Ve vicdanımızla düşünelim.

Mabel Matiz’in suçu ne?

Cevap vereyim: Mabel Matiz, suçsuz. Kendisinin olayla hiçbir ilgisi yok lakin olayın sonu kendisi için üzüntü vericidir ve kırıcı olmuştur. Manevi zarar diyoruz buna. Sırf olayla ilgisi olmayan bu insan kırılmasın diye süreç buraya evrilmeyebilirdi bence.

Biz ne zamandan beri insanların cinsel yönelimlerine bakar olduk?

Biz ne zaman bıraktık insanları yalnızca yaptıkları işlerle mütalaayı?

Ahlak muhafızlığına soyunanlar, bugün Mabel Matiz’den kıl kapar, yarın başka bir şeyden nem kapar, ertesi gün bambaşka bir şeyden... Bunun sonu yok. Ama bu kapı açılırsa -bu olayda aralandı- bu ahlak muhafızları, ÖSYM sorularını şekillendirmeye başlar. İşte ufukta görünen en büyük tehlike budur.

İdrak ediniz lütfen artık!

Herkes Allah’ın bir kuludur, insandır.

Mabel Matiz’den nem kapanlar, FETÖ 2010’larda sözüm ona ‘alnı secdeye varanlar’ı devlet kadrolarına iyice yerleştirmeye ağzı sulanırken bu yolda da kendi inançları icabı darülharbin ‘mübah fetvaları’yla içlerini rahatlata rahatlata ÖSYM sorularını çatır çatır çalarken acaba nerede idiler? O zamanlar gençlerin, FETÖ tarafından çatır çatır çalınan bu haklarının muhafızlığını yapıyorlar mıydı? Bilemiyorum tabii. Ama seslerini ve sözlerini işitmedik Mabel Matiz’deki gibi.

Yapmayın, etmeyin efendiler artık!

Herkesin cinsel, dinsel, siyasal, ideolojik vs. tercihi kendinin olsun.

İnsanlar, kendileri olsunlar. Yani taklit olmasınlar.

AHLAK MUHAFIZLIĞININ SONU YOK.

YARIN DA ZEKİ MÜREN’İ KİTAPLARDAN ÇIKARIN DİYEBİLİRLER.

Bir de tüm bunlar ahlak muhafızlarını tatmin etmiyormuş gibi her sınav öncesi sınav komisyonunun selameti için soruları bunların ahlak eleğinden geçirelim. Geçirelim ki soru komisyonunun akıbet güvenliği olsun.

Yanlış yoldasınız.

Yapmayın, etmeyin efendiler!

Saygılarımla...

Yusuf SEVİNGEN