Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan 'BURDUR MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ’NDE NELER OLUYOR?' sorusuyla gündemine aldığı açıklamasında, Üniversitede yaşanan ve huzursuzluğa neden olan uygulamaları bir bir sıraladı... İşte o açıklamalar: 1) BURDUR MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ’NDE NELER OLUYOR? Son zamanlarda @makuedutr de yaşanan bir kısım ötekileştirici uygulamalar üniversite çalışanları arasında büyük huzursuzluklara neden olmakta. + 2)Üniversitenin değişik kademelerdeki bazı yöneticilerinin, birtakım yapıların kontrolü altında hareket ettiği,sendikal bağnazlık içerisinde ayrımcılık yaptıkları iddiaları akademisyenlerimiz ve diğer çalışanlar tarafından her düzeyde dile getirilmekte. + 3)Doktorasını bitiren ve doçentliğini ÜAK’dan alan öğretim elemanlarının, hak ettikleri halde Doktor Öğretim Üyesi ve Doçentlik kadrolarına ataması yapılmamakta ve hatta anabilim dallarına bu kişiler için kadro talebinde bulunma izni bile verilmemektedir.+ 4) Yaşanan süreçte özellikle TES üyesi bazı öğretim elemanlarına haksız yere disiplin cezaları verilmiştir. Çalışanlar bu haksız disiplin cezaları neticesinde idare ve hatta Bölge İstinaf Mahkemelerine taşınan davaları kazandıkları halde hala hakları teslim edilmemektedir. 5) Rektör ve yardımcıları “Bize iftira attılar” diye bazı öğretim elemanlarını mahkemeye vermiş ama öğretim elemanları tüm bu davaları kazanmıştır. Defaatle başvuru yapılmasına rağmen maalesef @YuksekogretimK tüm bu haksız uygulamalar için soruşturmalarına izin vermemektedir. + 6) Tüm bu yaşananlar, üniversite yönetiminin, Türk Eğitim Sen’in yetkili olmasını hazmedemeyenlerin dümenine su taşıdığı kanaatlerini pekiştirmektedir. @makuedutr yönetimine çağrıda bulunuyoruz: + 7)Yükümlülüğünüz,size emanet edilen görevinizi ehliyet ve liyakat esasına dayalı olarak adaletle yerine getirmenizdir. Demokratik ve bilimsel ölçütlerin dışına çıkmadan, tüm akademisyenlerimizin hak ettiği kadro ve pozisyonları verilmelidir. + 8) Öte yandan YÖK Başkanı Sayın Yekta Saraç’a da çağrıda bulunuyor ve 21. yüzyıla girdiğimiz bu zamanlarda Türk üniversitelerinde ötekileştirici ve ayrımcı yönetim anlayışlarına müsaade etmemesi istiyoruz.