Ülkemizin siyaseti kaçınılmaz bir biçimde yeni bir menzile doğru yol alıyor. Siyasi tarihimizin en etkili siyasi hareketi Ak Parti kendi içinde bölünmeler yaşamanın eşiğinde. Ak Pati içerisinde siyaset yapmış üst düzey görevler almış eski başbakan Sayın Ahmet DAVUTOĞLU partisinin ismini “GELECEK” olarak belirledi ve yola çıktı. Ak Parti içesinde diğer bir kanat olan Ali BABACAN ve destekçilerinin de yakın bir zamanda oluşumlarını ilan edecekleri tahmin ediliyor. Milli görüş çizgisinde başlattığı siyasi macerasını ülkenin çoğunluğunun oyunu almayı başaracak bir çizgiye taşıyan Ak Parti, ülkenin önünün açılmasında da önemli bir misyon üstlenmiştir. Özgürlükçü ve birey merkezli siyaset anlayışıyla toplumun tüm kesimlerinin desteğini alan Ak Parti son zamanlarda çeşitli fikir ayrılıklarına maruz kalmıştı. Görünen o ki ayrılıklar artık kaçınılmaz bir yoldur ve yürünerek neticesi görülecektir. Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN gibi toplumun büyük bir kesimi tarafından “Reis” olarak kabul görmüş bir liderin karşısında siyasetin seyri tüm kesimlerin neticelerini merak ettiği bir husustur. Her siyasi oluşum çeşitli alt tabanlar oluşturarak varlığını sürdürür. Bütün siyasi oluşumların en çok önem verdiği oluşum ise memur ve işçi sendikalarıdır. Örgütlenme gücü ile siyasetin seyrini belirleyen sendikalar siyasi partilerin doğal uzantıları hükmündedir. Ülkemizde her zaman en güçlü sendikal örgütlenme özellikle eğitim sektöründen genelinde de sayısal üstünlüğü göz ününe alındığında memur sendikalarında vücut bulur. Ak Parti iktidarının uzun yıllar sürdürdüğü ve halkın teveccühünü kazandığı siyasi hayatında Eğitim Bir-Sen’in tartışmasız büyük bir payı vardır. En kritik zamanda üyelerinin örgütlü yapısından aldığı güçle Eğitim Bir-Sen, Ak Parti iktidarının yaslandığı sağlam duvar olmuştur. Ülkenin büyümesinde ve kişisel özgürlük alanlarının genişletilmesinde en büyük destekçisi olmuştur. Son birkaç aydır üst üste eğitimle ilgili yeni sendikalar kuruldu. Son altı ayda isimlerini zikredemeyeceğimiz beş altı yeni eğitim sendikasının kurulduğu bilgisi paylaşıldı. Görünen o ki bu sendikalar özellikle isimlerinden hareketle Ak Parti içerisinden kopacak hareketlerin sahadaki uzantıları olma gayesiyle veya hevesiyle kuruldular. Ak Parti’nin olası bir saha boşaltması ihtimaline hazırlık çalışmaları gibi görebiliriz. Doğrudan yeni siyasi oluşumların saha çalışmaları kapsamında kurulmuş sendikal örgütlenmeler de olabilir. Bu hazırlıklar MEMURSEN’den Ak Parti içerisinden kopan yeni siyasi oluşumlara üye kayması olur mu? MEMURSEN’de de bir bölünme yaşanır mı? Sorularını gündeme getirdi. Bu ihtimal dâhilinde bir durum. Ak Parti’den ayrılan siyasi partilerin toplum nezdinde edinecekleri karşılık bu cevabın da seyrini belirleyecektir. MEMURSEN Genel Başkanı Sayın Ali YALÇIN ‘ın muhkem ve sağlam duruşunun bu kopmalara büyük oranda mani olacağı, örgütün bütününe hâkim Sayın Başkanın varlığının bu kopmaların önleyecek ve üyenin dağılmasına mani olacak en büyük barikat olduğu muhakkak. Teşkilatı tarafından sevilen ve karizmatik duruşuyla ve bütünleştirici hitabetiyle takdir toplayan Başkan, örgütü bir arada tutabilecek en önemli birleştirici unsur. Daha anlaşılır bir lisanla yeni bir oluşuma girerek Ak Parti’nin tabanından bir yer kapmak için sendikal alt yapıyı sağlamak isteyenler öncelikle Sayın Ali YALÇIN barikatını aşmaları gerekecektir. MEMURSEN içerisinden elbette Ak Parti içesinden kopan oluşumlara kayanlar olacaktır. Bunun tesir edici bir durum olup olmayacağını süreç belirleyecek. Fakat görülen o ki ülkemizde yine siyasetin rotasında tesir edici güç memur ve işçi sendikaları olacaktır. Bütün büyük hamlelerin de bu alana yapılacağı muhakkaktır. Son birkaç aydır buna dair hazırlıklar yapılmıştır. Siyasetin mücadele iklimi sendikal mecrada seyredecektir. Serkan Aydoğdu memurpostası