E- EĞİTİM ve 10 YENİ ÖNERİ
Covid19 küresel salgını sonrası yaklaşık bir yıldır bütün dünyada eğitim uygulamaları da zorunlu olarak değişti. Uzaktan çevrimiçi (online) eğitime geçmek zorunda kaldık. İlk zamanlarda daha fazla aksaklık yaşanırken şimdilerde bu sorunlar minimize edildi. İstesek te eskisi gibi olmayacak bir sürecin içerisindeyiz.Bu zorunlu değişim ile birlikte artık eğitimde yeni şeyler söyleme ve yapma vaktinin geldiğini düşünüyorum.
1-Devlet olarak artık yeni binalar yapmak yerine(zaruri olanlar dışında) yeni bir eğitim modeli tasarlamalı ve ona uygun alt yapı çalışmalarına yönelmeliyiz. Özellikle teknoloji alt yapısı ile uzaktan eğitime erişim imkanı bulamayan öğrencilerin sorunları bir an önce çözülmelidir.
2-Eski sistemde sınıf ve yaş gruplarına göre herkese aynı öğretimin sunulması yerine bireysel gelişimi esas alan ve öğrenme yolculuğunda kendi kişisel ihtiyacına göre oluşturulacak bir e –öğrenme modeli kurulabilir. Sınıfı değil seviyeleri ve öğrenme tercihlerini esas alan yeni bir gruplama yöntemi geliştirilebilecek bireylerin eğitimlerinde daha verimli işler yapabiliriz.
3-Bireyselliği ön plana çıkarmalıyız.Her insan özeldir ve kişinin istek ve ihtiyaçlarının dikkate alındığı öğrenme örüntüleri oluşturulmalıdır. Herkese aynı kıyafeti giydirmek nasıl absürtse aynı yemeği yedirmeye çalışmakta, aynı testleri ve içerikleri sunmakta, aynı sınavlara sokmakta toptancı bir yaklaşımdır.
4- Eğitimde düşünce, duygu ve eylem bütünlüğü şarttır.Bu kapsamda insan beyni duygusal bağlantı kurmadığı hiç bir şeyi kayıt altına almaz. Yani kısacası öğrenmenin ilk şartı bir bağlantı oluşturabilmektir. Bunun için makinelerin akıllı yapay zeka uygulamalarının verdiği soğuk bilgilerin kalıcı etkisi zayıftır. Bilgi; sevgi ve ilgi ile sunulursa daha kalıcı olabilir.
5- Eğitim içeriği büyük oranda teknik bilgilere dayalıdır. Hayatla bağı çoğu kez göz ardı edilir.Genelde tasarım ve sanatsal faaliyetlere zaman bırakılmaz. İnsan içerisinde yaşadığı çevrede olan bitenleri anlamak ister bunu ise okulda öğrendiği bilim ve sanatsal tekniklerle yapabilir. Bu yüzde bilim, sanat, spor gibi alanlarda eğitim verilirken gerekirse doğa da uygulamalar yapılmalı, gerçek hayatla iç içe etkinlikler düzenlenmelidir.Müze ziyareti,bilimsel gözlem, tiyatro gibi faklı alanlarda eğitimlerde kullanılmalıdır.
6-Sanayi devrimi ile üretim ölçekli oluşturulan okul sisteminde kalifiye elaman yetiştirme hedeflerinin yanında kişinin mesleki gelişimleri dışında düşünsel, duygusal ve eylemsel ihtiyaçlarına uygun yeni bilgi,beceri ve alışkanlar sağlayıcı eğitim hizmetleri sunulmalıdır.
7-İnternet çağında bilgiye ulaşmak artık bir tık ötede. Bu durumda esas olan bilgiye ulaşma değil, bilgiyi işleme olacaktır.Bunu için teknoloji kullanımının doğru ve etkili olmasına dönük kişisel eğitimler verilmelidir. Analiz,sentez, çözümleme, yorumlama ve en önemlisi öğrencilerde ve toplumun her kesiminde kelime hazinemizin zenginleştirilmesi için faklı çalışmalar planlanmalıdır.
8-İnsanı ve yaşamın özünü tanımlayamayan insan hangi uzmanlığa sahip olursa olsun insanlaşma sürecinde ciddi eksiklikler taşır. Yaşamın ve ölümün doğasına ,ekosistemdeki yerimize ve insan olmanın özüne dair uygulamalı eğitimleri çoğaltmalıyız.
9-Müfredat çalışmalarında gelişen tekonoloji ile özellikle sinirbilimcilerden, psikologlardan bitki ve hayvan davranışları uzmanlarından istifade edilmelidir.Yani sistemde birlikte var olduğumuz tüm canlı ve cansızların bütüncül olarak ele alındığı bir içerik üretilmelidir.
10-Dünyada yeni beceri teknoloji okur yazarı olmaktır. Nasıl ki okuma yazma bilmeyenler için ülke çapında özel çalışmalar yürütülüyorsa teknoloji okur yazarlığı alanında da her vatandaşımızın doğru kaynaklardan yetiştirilmesi şarttır.Gelecek sosyal ağlar üzerinden kurulacaktır. Bu sosyal ağların vatandaşlarımız tarafından doğru kullanımı çok önemlidir.
Eğitimci Ken Robinson’un sıklıkla bahsettiği gibi eğitimde dönüşüm değil, köklü bir devrim gerekiyor. Elimizdeki sistemin tadilatını yıllardır yaptık ; sökükleri diktik, yamaları yaptık.Ancak toplumdaki eğitim ihtiyaçlarını istenen düzeyde karşılayamadık. Her şey yeni baştan düşünülmeli ve geleceğimize göre tasarlanmalıdır.
Dünyanın en iyi sistemini de kursanız, en iyi müfredatını da oluştursanız asıl işi yapan uygulayıcılardır. Özellikle eğitimin mutfağında öğretmenlerin yeni eğitim sistemine inanması ve fedakarca çalışması gerekir.Bu yüzden eğitim fakülteleri, meb öğretmen yetiştirme genel müdürlüğü ve sahadaki çalışanları çok iyi olmaları şarttır. Bu şartlardan ayrı ancak bütün güzelliklerin ya da olumsuzlukların müsebbibi kabul edilen yöneticilerinde gerek yetki gerekse imkanlarla donatılması elzemdir. Tabi hedeflere varabilmek için işin ehli, ehliyet ve liyakat sahibi hakka ve insana sadakatle bağlı her kademede, her kurumda eğitim yöneticilerinin olması kaçınılmazdır. Ne dersiniz? ([email protected])

Şu an seçim olsa hangi partiye oy verirdiniz?
İmsak | |||
Güneş | |||
Öğle | |||
İkindi | |||
Akşam | |||
Yatsı |