Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf TEKİN, öğretmenlere yönelik yılsonu seminerlerine katılımı esnasında alan değişikliği üzerine yaptığı açıklamada, “bu uygulamanın yeterince mezun bulunamayan alanlarda öğretmen ihtiyacının giderilmesi için hayata geçirildiğini ancak şu anda her alanda üniversite mezununun bulunduğu; dolayısıyla kendi içimizden bu alanlara öğretmen arkadaşlarımızı kaydırmak yerine genç arkadaşları milli eğitim ailesine katmayı tercih ediyoruz. Zorunlu haller dışında alan değişikliği gündemimizde yok” ifadelerine yer vermiştir. Ancak Sayın Müsteşarın daha önce alan değişikliği konusunda sorunun çözümü için çaba sarf ettiklerine dair beyanlarına sıkça rastlanmıştı. Örneğin İstanbul’da gerçekleştirilen “Eğitim Yöneticileri Buluşması’nda sayın müsteşar, “…alan değişikliği ve norm kadro fazlalığından doğan problemleri de beş on gün içinde çözmek için çalışıyoruz.” ifadelerini kullanıştı. Alan değişikliği konusunda Bakanlık makamlarınca farklı tarihlerde ve farklı zamanlarda sarf edilen farklı görüşler, ne yazık ki Bakanlığın kalıcı bir istihdam politikası geliştiremeyip halen zaman ve kişiye göre değişen çağdışı bir yönetim anlayışı içinde takılıp kaldığının apaçık bir tezahürüdür. 1995-2013 yılları arasında sorunsuz bir şekilde uygulanıp 2014 yılındaki kısmî uygulamadan bu yana uygulanmayan öğretmenlerin adeta kanayan yarası olan diplomaya yönelik alan değişikliği mağduriyeti artık kangrene dönüşmüş durumdadır. Konunun kurum idari kurulu başta olmak üzere her platformda dile getirmemize rağmen Bakanlığın 2014 yılında bu yana sorunun çözümü hakkında hiçbir adım atamaması, diplomaya yönelik alan değişikliği bekleyen öğretmenlerimizi çalışma hayatında huzursuz ve mutsuz etmekte; çalışma verimliliğini ortadan kaldırmaktadır. Alan değişikliği konusunda mezuniyet branşına geçmek isteyenler, ikinci bir yükseköğretim programı bitirerek yeni mezun olduğu alana geçmek isteyenler ve 2012 yılında aile bütünlüğü için alan değişikliği yapmak zorunda bırakılan öğretmenlerin kendi alanına geçmek isteyenler başta olmak üzere haklı talepleri olan bir öğretmen kitlesi mevcuttur. Öğretmenlerin mesleklerini en verimli olacakları alanda ifa etmelerinin sağlanması bakanlığın en başat görevleri arasındadır. Bakanlığın öğretmen istihdamında öğretmenlik alanları özelinde uzun vadeli, kalıcı ve sürdürülebilir bir istihdam politikası geliştiremeyip, her makam/mevki değişikliğinde rüzgarın estiği yöne göre savrulan palyatif tedbirlere başvurmasının ceremesini öğretmenler çekmemelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak alan değişikliği talebini KİK toplantılarında ve Milli Eğitim Bakanlığı ile yapmış olduğumuz görüşmelerde defaten dile getirdik. Bu konudaki haklı ve yerinde beklentinin bir an önce karşılanması gerektiği açıktır. Bakanlığın politika geliştirme ve karar alma makamlarının kendi aralarındaki uyumsuzluk ve karar alamama noktasındaki yetersizliğinin bedelini öğretmenler ödememelidir. Bakanlık alan değişikliği konusunda acilen somut adım atmalı; alan değişikliği takvimini hazırlayarak yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan evvel alan değişikliğinden faydalanacak öğretmenlerimizin görev yerleri belli olacak şekilde alan değişikliğini gerçekleştirmelidir.