“Başta öncelikli olanlar olmak üzere, sorunlarımızı bir an evvel çözmek zorundayız. Sivil toplum kuruluşlarının, eğitimin paydaşlarının fikirlerine, eleştiri ve önerilerine kulak vermeden, onları sürece dahil etmeden yapılan ve yapılacak her çalışma eksik olacak, sorun çözmekte, çözüm üretmekte yetersiz kalacaktır” dedi. Ramazan Çakırcı, Trabzon, Ordu, Samsun ve Giresun’da düzenlenen toplantılarda üyelerle bir araya gelerek, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Toplumun ilgili kesimlerinin görüşüne sunulmadan, istişare edilmeden, geleceğimizi ilgilendiren konularda değişikliğe gidilmesinin yanlış olduğunu, geçmiş tecrübeler göz önünde bulundurulmadan yapılan sistem değişikliklerinin kalıcı olamayacağını belirten Çakırcı, “Bu tür yaklaşımlar sorun çözmüyor, tam aksine yeni sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Enerjimizi, zamanımızı beyhude tartışmalarla harcama lüksümüz yoktur. Geçmiş tecrübeler ışığında, geleceğe güvenli adımlarla yürümemizi sağlayacak değişiklikleri hep birlikte yapmalıyız. Çare, istişareden, toplumun farklı kesimlerinin hassasiyetlerini göz ardı etmeden, paydaşların görüş ve önerilerini dikkate alarak politikalar üretmekten geçiyor. Aksi hâlde, attığımız her adım, yaptığımız her çalışma, tartışılmaya, akim kalmaya mahkûm olacaktır” şeklinde konuştu. Bütün yönleriyle ele alınmadan, kamuoyunun görüşüne sunulmadan yapılan sistem değişiklikleri kalıcı olamaz Ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sistemiyle ilgili yapılan çalışmalara dikkat çeken Çakırcı, bütün yönleriyle ele alınmadan, üzerinde fazla düşünülmeden, kamuoyunun görüşüne sunulmadan, alelacele, adeta yangından mal kaçırırcasına yapılan sistem değişikliklerinin, geçmişte olduğu gibi, fayda getirmediğini, getirmeyeceğini söyledi. Çözüme kavuşturulması gereken birçok sorun bulunduğunu dile getiren Çakırcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başta öncelikli olanlar olmak üzere, sorunlarımızı bir an evvel çözmek zorundayız. Sivil toplum kuruluşlarının, eğitimin paydaşlarının fikirlerine, eleştiri ve önerilerine kulak vermeden, onları sürece dahil etmeden yapılan ve yapılacak her çalışma eksik olacak, sorun çözmekte, çözüm üretmekte yetersiz kalacaktır. Kamu vicdanını yaralayan, adalet duygusunu zedeleyen mülakata dayalı öğretmen istihdamından vazgeçilmesi gerektiğini defalarca dile getirdik. Bu vesileyle bir defa daha ifade ediyorum, faydadan çok zarar veren bu uygulamaya son verilmelidir. Aile, bir toplumun temelidir. Bu temelde gedik açacak iş ve işlemlerden uzak durulmalıdır. Bu nedenle, sözleşmeli öğretmenlerin aile bütünlüğünü koruyan bir düzenleme hayata geçirilmelidir. Mağduriyete neden olmamak için, ataması yapılan öğretmenlerin güvenlik soruşturmaları bir an önce tamamlanmalıdır. Keza, FETÖ soruşturması kapsamında açıkta bekleyen eğitim çalışanlarının soruşturmaları daha fazla zaman yitirilmeden tamamlanmalıdır. Bunların yanı sıra liyakate dayalı kariyer sistemini öngören bir yönetici atama yönetmeliği uygulanmalıdır. Bu ve diğer sorunlarımızı çözmeden geleceğimizi güvence altına alamayız” ifadelerini kullandı. Kısır döngüden kurtulmalıyız Toplumu ve eğitim çalışanlarını huzursuz eden, iş barışına halel getiren değişikliklerin yapılmaması çağrısında bulunan Çakırcı, köklü değişikliklerin paydaşlarla görüşülerek yapılmasının, kısır döngüden kurtulmak adına gerekli olduğunu kaydetti. Ortaöğretime geçiş sisteminin sorunlu hâle gelmesinin nedeninin, sınavla öğrenci alan okul sayısındaki artış olduğunu, bütün sınavsız öğrenci alan liselerin Anadolu liselerine dönüştürüldüğü bir ortamda sınavların ve iyi bir liseye yerleşme kaygısının eğitim sistemi, aile ve çocuklar üzerindeki baskısını artırdığını ifade eden Çakırcı, yeni sistemde ortak kabulün yüksek olabilmesi için konunun, karar mekanizmalarına sunulmadan önce etraflıca düşünülmesi, paydaşlarla istişare edilmesi, tartışmaya açılması gerektiğini söyledi. Çakırcı, milyonlarca öğrenciyi, aileyi ve toplumun geleceğini ilgilendiren üniversiteye giriş sisteminde; eğitimin ilgili paydaşlarıyla görüş alışverişi yapılmadan, konunun hassas ve sıkıntılı noktaları tecrübeler ışığında değerlendirilmeden, dahası demokratik teamüller yerine getirilmeden değişiklik yapılmasını doğru bulmadıklarını vurgulayarak, söz konusu değişikliklerin sadra şifa verecek, kaygıları giderecek nitelikte olmadığını, sosyal maliyeti hesaba katmadan düzenleme yapmanın faturasının ağır olduğunu, olacağını dile getirdi. Kazanımlarımızı anlatacağız, manipülatörlere fırsat vermeyeceğiz Yıllarca masaya oturup herhangi bir kazanım elde edemeyenlerin, son iki toplu sözleşmede onlarca kazanıma imza atan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in başarısına gölge düşürmesine fırsat vermeyeceklerini kaydeden Çakırcı, “Tek başarısı başarısızlık olanların, manipülatörlerin ortalığı bulandırmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Hırçınlıkları, kara çalmaları şimdiye kadar hiçbir şey başaramamalarından kaynaklanmaktadır. Toplu sözleşmeyi, kazanımlarımızı, çalışmalarımızı eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine çok iyi bir şekilde anlatmalıyız ki, alanı manipüle etme derdinde olanlar söyleyecek söz bulamasın” diye konuştu. Ülkemizle sınırlı olmayan bir sendikacılık yapıyoruz Sadece eğitim çalışanlarının mali ve özlük haklarının mücadelesini veren bir sendika olmadıklarını belirten Çakırcı, şunları söyledi: “Ülkemizle sınırlı olmayan bir sendikacılık yapıyoruz. Bizim sendikacılığımız, gönül coğrafyamızın her noktasında kendini gösteren, mazlumun, mağdurun, kimsesizin, muhtacın imdadına koşan, gönüllerde yer eden bir sendikacılıktır.” Yapılan çalışmaların değerlendirildiği, yapılması tasarlanan faaliyetlerle ilgili istişarelerin edildiği toplantılarda, Trabzon 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Kara, 2 No’lu Şube Başkanı Doç. Dr. Aykut Çanakçı, Ordu Şube Başkanı İsmail Çelenk, Samsun 1 No’lu Şube Başkanı Nejdet Güneysu, 2 No’lu Şube Başkanı Yılmaz Taşova ve Giresun Şube Başkanı Mustafa Öz de birer konuşma yaptılar.