Son beş yılda Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri aynı türden okullar olarak kabul edildi. Geçmişten farklı olarak günümüzde çok sayıda Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi bulunduğu için de bu okullara öğretmen atama süreci diğer okullarla eşdeğer tutuldu. Bu okullarda görev yapacak öğretmenler için en az üç yıl MEB’de kadrolu öğretmenlik yapmak yeterli sayıldı. Bu husus bu okullarda çalışan öğretmenlerin yeterliliklerinin sorgulanması durumunu ortaya çıkardı. Ancak Sosyal Bilimler Liselerine göre çok daha yüksek puanla öğrenci alan Anadolu Liselerinde böyle bir şart aranmayınca durum zamanla kabullenildi. Özellikle bazı Fen Liselerinin taban puanları çok düşük seviyelere inince de öğretmen atamalarında okul türlerinin farklılaştırılmasının bir anlamı kalmadı.

Ancak bir sendikanın yakın bir tarihte açtığı mahkemeyi kazanmasıyla Fen ve Sosyal Bilimler Liselerine öğretmen atamaları durduruldu. Yeni bir yönetmelik çıkarılmadığı için bu okullara tayin isteyebilmek için son beş yılda Fen veya Sosyal Bilimler Liselerinde çalışmış olmak yeterli kabul edildi. Yani 490 puanla öğrenci alan bir Anadolu Lisesi öğretmeni, Fen Liselerine tayin isteyemezken 200 puanla öğrenci alan bir Sosyal Bilimler Lisesi öğretmeni Fen Liselerine tayin isteyebilir duruma geldi. Burada sorun Sosyal Bilimler Lisesi öğretmeninin atanması değil diğer okul türlerinde çalışan ve Fen Liselerinde çalışmak isteyen öğretmenlerin bu haklarının elinden alınmış olmasıdır. 2017 il içi ve il dışı tayinlerle özellikle taşradaki Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri ellerindeki öğretmenleri merkezdeki okullara kaptırdı ve yerlerine öğretmen tayinleri gerçekleşmediği için de bu okullar ücretli öğretmenlerle eğitime devam etmek zorunda bırakıldı. Bazıları “Ücretli öğretmenler de öğretmen değil mi? Onlar da para kazansın” (sanki ücretli öğretmene haddi hesabı olmayan para veriliyor!) derken; ama aynı zamanda “Kendi çocuğunuz Fen Lisesinde okuyacak olsa derslerine ücretli öğretmen girmesine razı olur musunuz?” sorusuna da hayır cevabı veriyor. Şu anda proje okulu olarak devam etmeyen Fen Liselerinde bu sorun giderek büyümektedir.

Bugün benzer bir durum da Fen ve Sosyal Bilimler Liselerinin yönetici atama sürecinde yaşanmaktadır. Sadece şu son beş yıl içinde Fen veya Sosyal Bilimler Lisesinde çalıştı diye birileri bu okullara yönetici olarak atanabilirken diğer okullarda görev yapan öğretmenlere veya yöneticilere bu okulları tercih etme hakkı tanınmıyor. Örneğin norm fazlası bir müdür yardımcısı, yönetmeliklere uygun olmasına rağmen kalan süresini Fen Lisesinde münhal olan bir kadroya görevlendirilmek istediğinde tecrübe, liyakat vb. hususlar dikkate alınmadan son beş yıl içinde Fen Lisesi veya Sosyal Bilimler Lisesinde kadrolu çalışmamış diye görevlendirilmesi uygun bulunmuyor. Geçmiş yıllarda -bu okullar sınavla öğretmen alırken bile- yönetici atamada sınav şartı aranmazken bugün sadece yapılan yorum niteliğindeki tavsiye yazılarıyla bu okullara diğer okullarda görev yapan öğretmen veya yöneticiler başvuru yapamamaktadır. 

Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının bir gerçeği kabul etmesi gerekir: Sosyal Bilimler Liseleri eğitim kalitesi açısından Fen Liselerinin sözel versiyonu olması düşüncesiyle açılmıştır; ancak istenen ilgiyi görmediği ve gereken kaliteyi yakalayamadığı  için beklentileri karşılayamamıştır. Bakanlık bu yıl yapılacak olan Liselere Geçiş Sınavı’nda bütün Fen ve Sosyal Bilimler Liselerini nitelikli(!) okul sınıfında kabul ederek bu okullara sınavla öğrenci almayı planlamaktadır. Ancak %10’luk dilimdeki öğrencilerin çok küçük bir kısmının sosyal bilimler liselerini tercih edeceği de önceki yılların verilerinden anlaşılmaktadır.

Bu açıdan eşitsizlik, adaletsizlik ve mağduriyet oluşturan mevcut durumun ele alınması ve bürokratik plansızlık ve programsızlığın güç bela oluşturulan iyi örnekleri de bozmasına fırsat verilmemesi için bir an önce MEB gerekli adımları atmalıdır.

31.12.2017

Abdulbaki DEĞER

Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı