23 Ekim’de kamuoyu ile paylaşılan 2023 Eğitim Vizyon Belgesi, sadece eğitim camiasının değil, bütün bir toplumun ilgisini çekmişti. O günden bugüne dek geçen sürede her meslekten, oluşumdan, gruptan insanların merakla, heyecanla bu belgeyi incelemelerinin yanı sıra üzerinde kafa yorup, emek sarf edip, katkı sunmaya çalışmaları da önemli bir çaba. Eğitim camiası dışında bir çalışma yürürken, eğitimcilerin de bu sürece katkı sunması hayati derecede önemli. Bu bağlamda Türkiye’nin bütün illerinde, ilçelerinde Vizyon Belgesi üzerine yapılan Vizyon Çalıştayları 2023’e dek olan sürece oldukça ciddi katkı sunacak, belki de yön verecek kadar kıymetli.

İl/ilçe milli eğitim müdürlerinin liderliğinde yürütülen çalıştaylardan çıkan raporlar Milli Eğitim Bakanlığına ulaştırılacak. Oluşturulan masalarda doğal/tabii katılımcılar olan öğretmenler, okul müdürleri, şube müdürleri, ilçe milli eğitim müdürlerinin yanı sıra okul aile birliği başkanları, öğrenci temsilcileri, okul temsilcileri, muhtarlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, iş adamları, eğitim gönüllüleri, oda-dernek-vakıf ve sendika temsilcileri, velilerin katılımı da sağlanıyor.

Geniş yelpazede devasa bir katılımla, belirlenen farklı temalar, oluşturulan masalar etrafında enine boyuna tartışılıyor. Her masada yukarıda bahsettiğim temsilcilerden birer kişi bulunuyor. Örneğin, Eğitimde İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Yönetimi temasının ya da Okulların Finansmanı temasının tartışılacağı masada öğrenci de, öğrenci velisi de, öğretmen de, müdür de, şube müdürü de, ilçe milli eğitim müdürü de, muhtar da, akademisyen de, STK temsilcisi de bulunacak. Dolayısıyla herkes ilgili tema hakkında kendi görüşünü bildirecek. Örneğin, muhtarlar bulundukları masada tartışılacak tema hakkında okul-çevre ilişkisi hakkında görüşlerini sunup farklı bir açıdan Vizyon Çalıştayına katkı sunabilecek.

Henüz çalıştayları devam eden bazı il/ilçe müdürlükleri var. Tabii özellikle bazı konulara dikkat etmeleri gerekiyor. Örneğin aynı masada ilçe milli eğitim müdürü de okul müdürü de, öğretmen ve öğrenci de bulunacak. İlgili tema tartışılınca ast-üst ilişkisi kendini hissettirirse daima üstün fikirleri etrafında bir çalışma olacağı için çalıştay amacına ulaşamamış olacak. Dolayısıyla dikkat edilmesi gereken en önemli husus, dikey bir iletişim yerine yatay bir iletişim ile bu çalıştayların sürdürülmesi. Böyle oldu mu herkes ilgili tema hakkında görüşünü rahatça dile getirebilecek.

Tamamen kötü niyetle, sürece zarar vermek adına sürdürülen tartışmalar da var. Bunların üzüm yemek derdinde olduklarını düşünmüyorum. “Açıklanan Vizyon belgesine ne gerek vardı? Böyle bir çalışma eğitim sistemine ne katacak? Hadi böyle bir belge kamuoyu ile paylaşıldı, Vizyon Çalıştayları düzenlenmesin amacı ne? Eğitimcileri böyle bir sürece dahil etmeyi doğru bulmuyorum” gibi gereksiz, algı oluşturmaya yönelik, hatta gizli bir şekilde Bakan Beyi yıpratmaya çalışan kişiler bunlar.

Tam aksine, ayakta alkışlanacak şekilde çalışmalarıyla destek sunanlar da oluyor. Örneğin Vizyon Belgesi ile ilgili STK’lar ‘öneri’ mahiyetinde raporlar, bildiler hazırlayıp kamuoyu ile paylaştı, bakanlığa ulaştıran STK’lar da oldu. Bazı akademisyenler asistanlarıyla birlikte vizyon belgesi üzerine çalışmalar başlattı. Bazı öğrenciler bu Vizyon Belgesi ile ilgili Yüksek Lisans ve Doktora tezi üzerine yoğunlaştı. Alanında uzman eğitimciler, psikologlar, pedagoglar seminerler, konferanslar vermeye başladı. Vizyon Belgesi atelyeleri kuruldu; somut çalışmalar başlatıldı. Vizyon Belgesi sayesinde bütün okullarının fiziki koşulları değişen il/ilçeler oldu. Şimdi de 81 il genelinde, 950’den fazla ilçe merkezinde, binlerce okul müdürü, şube müdürü, öğretmen, öğrenci, veli, akademisyen, muhtar ve STK’ların katılımıyla devasa çalıştaylar yapılmaya başlandı.

Elbette kimsenin ağzı çuval değil ki bağlayalım. İsteyen istediği gibi kinini, nefretini kusmaya devam edebilir. Ne de olsa it ürür, kervan yürür.

Bu süreçte yürütülen ve katkı sunulan tüm çalışmaları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

 Özkan ERDEM / MİLAT