Milata gazetesi yazarı Hasan KÖSE bugünkü köşe yazısında “Türk Kamu Sen'i Mehmet Ağar üzerinden Tansu Çiller'in emrine amade kılarak, ray değiştirmeye kalkan Resul Akay'ın akıbetine bir daha bakmalıdır.' Başkanlığa “Evet” Demek Türk Tarihinin Doğal Akışıdır açıklamasında bulundu. 

İşte Köse'nin o yazısı;

Eski Türk Kamu Sen Genel Başkanı sıfatıyla Sayın Şuayip Özcan şahsi twitter hesabında 27, 01, 2017 tarihinde “demokrasinin ne olduğunu okuyorum da ülkemde uygulanan ne diye kafam karıştı. Bilen varsa lütfen anlatsın da anlayalım” diyor. Kamu Sen Genel Başkanı olarak 13 yıl çalıştıktan sonra kendi sendikasına resmi olarak üye olmadığı öğrenen Özcan, mahkeme kararıyla üye olabilmişti. İşin doğrusu Sayın Özcan'ın “demokrasiyi bilmemesine” şaşırmadık çünkü koalisyon döneminde Kamu Sen'in üyelik formlarını “il ve bölge müdürleri doldururken” onu üye yapmayı atlamış olmalılar.

O yıllar da kamu çalışanları sendika üyeliğine ikna etmek için dağ bayır dolaşırdık. Birçok Kamu Sen üyesinden “ben de üyeyim fakat hangi sendika olduğunu bilmiyorum, müdür( şube, ilçe, il veya bölge müdürü) beni üye yapmış” dediklerini ya da “müdürüm biz hangisine üyeyiz” diye sorduklarına şahit olurduk. Milletin talepleri ve millet iradesiyle “devlet menfaatleri” dedikleri şeylerin ne zaman çatıştığı vehmine kapılsalar demokratik ilkeler üzerinden halkın taleplerine sahip çıkmak yerine “devlete sahip çıkıyoruz” diye mer'i hükümetlerin anti demokratik politikalarında “hikmet-i hükümet” bulmuşlardır.

İşin sevindirici tarafı demokrasiyi okuyarak anlamaya çalışmasıdır. Keşke “sevad-ı azamın” ne demek olduğunu da öğrenebilseydi. Belki böylece; anayasa değişikliğiyle otuz yıldır tıkanıklığı konuşulan parlamenter sistemin, milletin taleplerinin merkezde makes bulmasına nasıl engel olduğunu da anlardı. 2011 değişikliğiyle başkanlık sistemine fiilen geçtik ve fakat yürütmede iki başlılık ortaya çıktı. Türkiye bunu kısa vadede ciddi sorunlara neden olmadan atlattı fakat bu orta ve uzun vadede taşınabilir bir durum değil. Bir yapısal sorun kaynağıdır. Cumhurbaşkanı ve Başbakan aynı siyasi partiden olmasına rağmen sorunlar yaşandı. Bu konu demokratik ilkeler ya da rejim konusu değil, yönetim tekniği ya da idari sistem değişikliğidir.

1982 Anayasası çerçevesinde Türkiye'nin yönetilebilir alanlarında seçilmişlere bırakılan alan yaklaşık yüzde 30 civarındadır. Gerisi bürokratik oligarşinin alanıydı. 2011 değişikliği ve sonrası gelişmelerle bu yarıya bir güce ulaşmıştır. Seçilmiş Cumhurbaşkanlığı sistemiyle bu yüzde 70'lere ulaşacaktır. Artık bir araya gelen üç beş çapulcu darbe yapmaya kalkamayacaktır. Millet iradesi güçlenecek, iç ve dış vesayet çökecektir. Artık sözü olan milleti ikna etmek zorunda kalacaktır. Bu da siyasetin işlemesidir,  demokrasidir.

Seçimle verilen sorumluluklarla doğru orantılı olacak, davul seçilmişlerin tokmak bürokratların elinde olmayacaktır. Milletin hesap sorma hedefi netleşecektir. Seçilmişler de artık milletin taleplerini YÖK'e ya da bürokrasiye atamayacaktır. Bu da denetim ve değişim dinamiği olacaktır. Demokrasi işleyecektir. Kim bilir belki de bunu anlıyor ve sırf bu nedenle “hayır” diyordur!

Kamu Sen Genel Başkanı Sayın İsmail Koncuk'da referandum da “hayır” cephesinde olduğunu açıkladı. Bir gurup ülkücü Kamu Sen Genel Merkezini basarak “muhtıra” verdi. Olaydan sonra açıklama yapan Koncuk; “Önemli bir şey yok. Kendini bilmez çocuklar. Demek ki kendi kafalarına göre hareket ediyorlar. Olur, böyle şeyler. Onları da göndermişler anlaşılan. Sıkıntı yok” diyor! Beş cümlede üç çelişki; İlk cümlede kendi kafalarına göre hareket ediyorlar” derken ikinci cümlede “Onları da göndermişler” diyor. Peki, Sayın Devlet Bahçeli de “kendi kafasına göre mi hareket ediyor?” Kamu Sen'in Sabık ve Mer'i Genel başkanları, Eski Türk siyasal davranışında “Ötüken'i ele geçiren beyin ve boyun etrafında toplanma geleneğini” biliyor olmalıdırlar!

Bu gün “Ötüken'de” , “kızıl elma da” Beştepedir.

Elbette her vatandaşın sorun gördüğü noktalarda eleştiriler yapması hem hakkı hem de görevidir. Lakin Türk Kamu Sen'in milletin kâhir ekseriyetinin değişim taleplerinin karşısında duran statüko yandaşlığına sürüklenmesine üye tabanının nasıl tepki vereceğini göreceğiz! Sayın Koncuk “Türk Kamu Sen'i Mehmet Ağar üzerinden Tansu Çiller'in emrine amade kılarak, ray değiştirmeye kalkan Resul Akay'ın akıbetine bir daha bakmalıdır…

Hasan KÖSE /Milat