Müfredatta ana paradigmanın varlığının korunduğunu ifade eden Selvi, “İyileştirme diyebileceğimiz birtakım düzenlemeler var ama bunlar beklentileri karşılamaktan uzaktır. Müfredatımızda ana paradigma varlığını aynen sürdürmektedir. Bunun dışında olumlu birtakım düzenlemeler var ancak, değişiklikler isimlendirmekten ibarettir” dedi.

Sekiz ay süren bir çalışma yaptık

Müfredat konusunda sekiz aylık bir çalışma gerçekleştirdiklerini kaydeden Selvi, “Mevcut müfredatlarda çocukların elde etmesi gereken kazanımlar, derslerin veriliş biçiminde o kazanımların gerçekleşip gerçekleşmediği gibi teknik taraflar, yine müfredatın ana paradigması ile ilgili neler amaçlandı ve bundan neler elde edildi. Bu doğrultuda baktığımızda eleştirilmesi gereken yönlerini gördük ve bunları da özlü bir şekilde hem Millî Eğitim Bakanlığı hem de kamuoyuyla paylaştık. Bakanlıktan, yapılan çalışmaları dikkate almasını umuyorduk. Bunların yansımalarının sınırlı olduğunu söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

Eleştiriler, farklı görüşler dikkate alınmalıydı

Bakanlığın müfredatın ana paradigmasında kayda değer bir değişiklik yapmadığını belirten Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Millî Eğitim Bakanlığı, müfredatın ana paradigmasında büyük oranda bir değişiklik yapmadı. Müfredat önemli ölçüde aynı içerikleri ile devam etmektedir. Bakanlık, ancak birtakım ufak tefek değişiklikler yaptı. Mesela isim değişikliği yaptı. Müfredat çalışmalarını birkaç boyutu ile olumlu bulduğumu söyleyebilirim. Bunlardan biri, katılımcılık. Bu son derece önemlidir. Talim ve Terbiye Kurulu’nun (TTK) büyük oranda dış baskılara maruz kalarak, kendi öz çalışmalarını müfredata yansıtamadığını gördüm. Geçmiş dönemlerde Millî Güvenlik Kurulu, TTK’ya baskı uygulamıştır. O dönemlerde TTK dış baskılara maruz kaldığından daha palyatif düzenlemeler yaptı. Şimdi bu dönemde doğrusu ben ümitliydim. Dış katılım olsun, farklı kesimlerin görüşleri yansısın. Bazı kesimlerin, ‘ben dikkate alınmadım’, ‘benim yaklaşımlarım göz ardı ediliyor’, ‘bizim de birtakım bilimsel tezlerimiz var, bu tezlerimiz neden müfredatın şekillenmesinde dikkate alınmıyor’ diye eleştirdiğini biliyoruz. Bu anlamda da bizim beklentimiz, bunların yansıtılması, farklı görüşlerden istifade edilmedir.”

Tespitlerimi, önerilerimizi Bakanlık ve kamuoyuyla paylaştık

“Topluma mal olmuş bir kesim kanaat belirtiyorsa, bunun dikkate alınmasını, ciddi bir şekilde incelemesini bekler” diyen Selvi, “Biz çalışmamızı yaparken önemli miktarda ders kitabını inceledik. Bu incelemelerimizde; öğrenci seviyesine uygunluğu, amaçların gerçekleşebilmesi, konuların ne kadar müfredattaki amacı gerçekleştirdiğini, ders kitaplarının bizim beklentimize ne kadar uygun olduğunu, yani müfredattaki konuları değerlendirdiğimiz zaman davranışlar, amaçlar ve kazanımlar çerçevesinde değerlendiririz. Genelde kamuoyunda müfredat denilince kitap incelemesi gibi bir algı var. Bu müfredatın ikincil bir alanını oluşturur. Yani bu müfredatın doğrudan kendi alanı ile ilgili değildir. Hedeflediğimiz davranışlar ve elde edilen davranışlar ne kadar gerçekleşmiş, amacına ne kadar uygun vb. konuları değerlendirdiğimizde eksik gördüğümüz birçok alan vardı ve bu alanları da müfredat çalışmamıza yansıttık. Müfredat çalışmamızda önerilerimiz de oldu. MEB kendi çalışmasını tamamladı. Benim beklentim, hangi konu olursa olsun, toplumda özellikle sivil toplum kuruluşları, eğitimle ilgili olduğunu gören her kim varsa, mutlaka kanaatini yansıtmalıdır. Biz yaptık, keşke bütün sendikalar ve sivil toplum kuruluşları da yapsaydı” ifadelerini kullandı.
 

Düzenlemeler beklentileri karşılamaktan uzak

İyileştirme diyebilecekleri düzenlemeler yapıldığını ama bunların beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu dile getiren Latif Selvi, “İyileştirme diyebileceğimiz birtakım düzenlemeler var ama bunlar beklentileri karşılamaktan uzaktır. Müfredatımızda ana paradigma varlığını aynen sürdürmektedir. Bunun dışında olumlu birtakım düzenlemeler de var ancak, değişiklikler isimlendirmekten ibarettir” diye konuştu.