Şube olarak, hadleri olmadığı hâlde, şube müdürleriyle yaptığımız istişare toplantısından bir sendika niçin rahatsız olur. Bize “Neyin istişaresini yaptınız” diye sorma cüretkârlığında bulunuyorlar. Birincisi, üyemiz olan şube müdürleriyle bir araya gelerek istişarelerde bulunmamızdan dolayı hesap sormak kimsenin haddi de hakkı da değildir.

Sendikacılık yapan birinin, eğitim çalışanlarıyla nekonuşulduğunu, neyin konuşulacağını, istişarenin ne olduğunu bilmemesi ayıbı bir yana, sendikacılık yapanlara dil uzatması, insanları görevleri dolayısıyla töhmet altında bırakması, haddini aşması, kara çalması aşağılık kompleksi değilse nedir.

Biz, kurulduğumuzdan beri hak ve özgürlük mücadelesi veriyoruz; eğitimin sorunlarını, aksayan yönlerini, eğitim çalışanlarının sıkıntılarını konuşuyor, çözüm önerileri sunuyoruz. Sizleri bilmiyoruz ama biz eğitimcilerle eğitimi,çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini konuşuyoruz. Kapalı salonlarda gizli kapaklı işler yapmıyoruz. Her faaliyetimiz şeffaf ve herkese açıktır. Bizi bilen bilir, bilmeyen kendi huyunu açık eder.

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda kimlerin sendikaya üye olabileceği ve sendikacıların nerede kimlerle görüşeceği açıkça yazmaktadır. Her sendika, şube müdürleriyle görüşebilir. Her sendikanın şube müdürü üyesi var. Belki Türk Eğitim-Sen üyesi şube müdürleri de vardır. Sendikaların şube müdürleriyle görüşemeyeceğine dair bir kanun maddesi yoktur.

Şube müdürlerine makamlarını adaletle yönetmeleri telkininde bulunmak bir sendikacıya yakışmaz. Her sendikacı hizmette adalet istemelidir. Manipüle etmek, algı oluşturmak konularında uzmanlaşmış malum sendikanın temsilcisi hızını alamamış, bundan sonra şube müdürlerinin adaletlerinden tereddüde düşeceğini belirtmiş. Bu neyin tereddüdü, bu neyin kafası, bu neyin telaşı… Şube müdürlerine sosyal medyanızdan parmak sallamanız, istişare kültüründen ne denli yoksun olduğunuzun göstergesidir. Telaşa kapılmanıza gerek yok, şube müdürlerimiz bu ülkenin seçkin evlatlarıdır, onlarla konuşmaktan, istişare etmekten korkmayın.

1 milyonu aşkın üyesiyle Memur-Sen’in büyük bir aile olduğunu unutanlar, aynadaki akislerin farkında bile değiller. Türkiye’nin en büyük eğitim sendikası Eğitim-Bir-Sen’e sataşmanın kendilerine fayda getireceğini uman kerameti kendinden menkul zevat, klavye kahramanlığı yapmak, sosyal medyadan çamur at izi kalsın tavrı taşımaktan vazgeçmelidir. Eğitim adına hiçbir dikili taşı olmayanlar Eğitim-Bir-Sen’e taş atmaya kalkan attığı taşın altında kalır.

Eğitim adına sözü, fikri, düşüncesi olan, eğitim adına her ferdin görüşünü almaktır sendikacılık, kaldı ki şube müdürleri eğitimin mutfağında çalışan, eğitimin geleceğinde söz söylemesi gereken yöneticilerdir. Onların fikirleri, önerileri, sorunları bizim için önemlidir. Dün olduğu gibi, bugün de Eğitim-Bir-Sen eğitimin tüm paydaşlarıyla görüşmekten asla geri durmaz, durmayacaktır.

Eğitim-Bir-Sen olarak, takip ediliyor olmaktan rahatsız değiliz. Sendikacılığın gerçeğini yapamıyorsanız, hiç olmazsa taklidimizi yapın. Her yaptığımız faaliyetin ardından nezaket fakirliği gösteren tahammülsüzlere de söyleyecek bir sözümüz var. Bizi takip etmeye devam edin, bu ülkeye sevdalı binlerce yürek göreceksiniz.

Unutmayınız, sendikacılık çamur atmakla değil, çalışmakla,üretmekle, kazandırmakla, sorun çözmekle, kazanım elde etmekle olur, olmaktadır.

 

Mükremin Köse

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 1 No’luŞube Başkanı