Yeni Şafak ailesinden "akrabamız" olan sevgili Ömer Lekesiz'in 12 Ağustos 2021 tarihli köşe yazısı "Milli Eğitim, Bakan Özer ve Beklentiler" başlığını taşıyordu. Siyasetçi-bürokrat-yüksek düzey yöneticiler-halk arasındaki ilişki ve bu ilişkinin şahısların menfaatine göre değil de milletin ve devletin menfaatine uygun olarak oluşup işlemesi, bunun engelleri. bakımından okunası bir yazı, ben okudum ve tavsiye de ediyorum.

Yeni Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer isabetli bir seçim oldu; kendisini hem tebrik ediyor, hem de engelleri aşarak başarıya ulaşması için dua ediyorum.

Bu münasebetle dertlisi olduğumuz, onun da başına bela olacak "torpil" konusunda bir şeyler yazmak istedim.

Dünya hayatına ait işlerde torpil manasını ve hükmünü ihtiva eden bir ayet meali ile başlayalım:

"Kim güzel bir şefaatte bulunursa ondan kendisi için bir nasip olur; kim de kötü bir işe aracılık ederse onun da buna denk bir payı olur. Allah her şeyi koruyup hakkını vermektedir" (Nisa:4/85).

Bu ayeti, Kur'an Yolu isimli tefsirimizde şöyle açıklamışız:

"Türkçe'de şefaat daha ziyade ahiretteki aracılık ve özellikle de Hz. Peygamber'in (s.a.), hem bütün insanlara (hesaba çekilmenin, yargılanmanın bir an önce başlaması, bekleme sıkıntısının son bulması için) hem de ümmetinin günahkarlarına (günahlarının bağışlanması için) Allah nezdinde yapacağı aracılık manasında kullanılır. Kur'an'da ve Arapça'da ise şefaatin buna ek olarak daha geniş bir manası vardır: İki kişi arasında görülecek bir iş, elde edilecek bir fayda veya önlenecek bir zarar konusunda üçüncü bir şahsın devreye girmesi, aracı olması, hatırını ve gücünü kullanarak sonuç elde etmeye teşebbüs etmesidir. Hemen her zaman toplum içinde aracılık faaliyeti sürdürülmüş ve aracılar bulunmuştur. Özellikle hukuk, adalet, ehliyet ve emanet duygusu ve şuurunun ve bunlara dayalı uygulamaların ikinci plana atıldığı; güçlü, hatırlı, yakın olanların -haklı veya haksız olarak- işi bitirdiği dönemlerde, bu manada toplum ahlakının zaafa uğradığı zamanlarda şefaat (adam bulma, torpil kullanma) yaygın, normal, hatta zaruri hale gelmiştir. Ayet hem tarihi hem de evrensel olarak şefaat konusunda bir kural getirmektedir: Şefaat kötü, çirkin ve yasak değildir; ancak meşrü, hukuka ve ahlaka uygun olmalı, iyi, başkası aleyhine haksızlık doğurmayacak bir sonucun hasıl olması için yardım manası ve amacı taşımalıdır. Böyle olan şefaatin ecri vardır. Hasıl olan iyilik ve ecirden şefaat sahibi (buna aracılık eden, hatırını ve imkanını kullanan) kimseler de nasip alırlar. Haksız bir talebin, kötü sonucun gerçekleşmesi için yapılan aracılık da yapana sorumluluk getirir; haksıza, zalime, kötülük edene verilen cezanın benzeri bir ceza ona da verilir."

Yazının devamı için;TIKLAYINIZ