Özgür Eğitim Sen Genel Başkanı Abdülbaki DEĞER Memur Sen Genel Başkanının Aday öğretmenleri aşağıladığını iddia eden bir açıklama yaptı. İşte Sendikadan yapılan o açıklama; Aday Öğretmenler ile ilgili sosyal medyada paylaşımda bulunan yetkili sendikanın Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın değinilmesi gereken açıklamalarda bulunmuş. Yalçın, Aday Öğretmenlerin sendikalarını keyfi olarak tercih etmediği tespitini yaptıktan sonra birbirinden ilginç gerekçeleri sıralamış; özel kitap ve deneme desteği, dostluk, ilgi ve omurga. Sendikalarının tercih edilmesinin gerekçeleri bunlar. Doğrusu üyeleri üçyüzbinlerle ifade edilen bir sendikanın öncelikle yetkili olduğu bir dönmede “Aday Öğretmenlik” garabetinin nasıl çıktığını, çıkabildiğini sorun etmesi, tartışması gerekirdi. “Aday öğretmenlik” uygulamasının bizatihi bir tahkir ve tezyif olduğu ortada iken bu duruma değinmek yerine özgüvenli bir çıkışla “durumunuzun vehameti ortada ama ben size ilgi gösteriyorum, başınıza örülen sınav için de özel hazırlık kitabı ve deneme hazırlayarak yardımcı oluyorum” denmesi ziyadesiyle manidar. Şakaysa komik değil yok gerçek ise vahim. İkincisi Aday öğretmenler özel kitap ve deneme desteği verildiği için sizi tercih ediyorsa bundan ne o gerekçe üzerinden tercih eden öğretmenlere ne de tercih edilen yapıya bir artı puan yazılabilir. Tersine bu durum mevcut ilişkinin sıhhatine dair derin derin düşünmemiz gerektiğinin hazin bir gerekçesi olabilir ancak. Öğretmen “çikolata ile kandırılan çocuk” hüviyetine sokularak aşağılanıyor, tercih gerekçeleri üzerinden niteliksizliğe mahkum ediliyor diğer taraftan bu sevimsiz haliyle bir tercihte bulunuyor. Ortaya iki kesim açısından da nahoş bir durum çıkıyor. Zira tercih edeni mahkum ettiğiniz seviye, konumlandırdığınız düzey makbul olmaktan çıkınca hem tercih hem de tercih edilen yere aşağılanma dışında birşey kalmıyor. Tercih gerekçeleri arasında sayılan “dostluk, ilgi ve omurga” ile kastedilenin ne olduğu pek anlaşılmıyor. Zira aday öğretmenlere ülkede özel bir husumet olmadığına göre, düşmanlık ve kötü muamele gösterilmesi gereken bir azınlık-alt sınıf olmadıklarına ve aday öğretmenlerin hal-i pür melali de ortada olduğuna göre hangi destekten, hangi ilgiden basediyoruz. Açıklama her yönüyle talihsiz bir açıklamadır. “Dostluk, ilgi” gibi gerekçeler ileri sürülse de ne genel sendikal mücadele tarihi ne de Türkiye’de ki sendikal gerçeklik durumu teyit eder niteliktedir. Durumları, sistem içindeki konumlanışları dikkate alındığında aday öğretmenlere ilişkin açıklama maksadını aşan, “verdiği promosyonu” sendikacılıkla karıştıran garip bir ahvali yansıtıyor. Yetkili sendikanın üyelerine dönük bu desteği anlamlıdır lakin mesele onların statülerine ilişkin iyileştirmelerin yapılmasına ön ayak olmadır. Aksi taktirde aday öğretmenlerin bulunduğu konumu sorgulamayan bu “hayırsever” pozisyon, farkında olmadan bu grupla dalga geçiyor, grubu tahkir ve tezyif ediyor. Sizin yetkili sendika olduğunuz dönemde bu insanlar için böyle bir statü ihdas edilmiş, ikinci sınıf bir konuma bu insanlar yerleştirilmiş, amirlerinin iki dudağının arasından çıkacak söze mahkum hale getirilmişlerse ve bu şartlar altında da siz en çok tercih edilen sendika olmuşsanız bu, kusura bakmayın, kabul edilmesi mümkün olmayan düzenin sizin tarafınızdan itirafıdır, ifşasıdır. Elleri kolları bağlanmış, köle statüsünde çalıştırılan bu insanların yasal pozisyonuna dair siyasi iktidara yeryüzünü dar etmeyeceksiniz ancak bu halde çalıştırılan insanlardan deneme-kitap, ilgi desteği nedeniyle büyük teveccüh gördüğünüzü söyleyeceksiniz. Bu kısaca başta aday öğretmenleri sonra da kendini aşağılamadır. İşleyen düzenin, sendikal mücadelenin hazin durumuna delalettir. İdeolojisi, kimliği, hürriyeti elinden alınmış, ilgili mevzuatça prangalanmış insanlara bu koşullarını takim edecek veyahut tartışmaya açmayarak gösterilen yardım “destek, ilgi ve omurga” ile değil başka sıfatlarla vurgulanması gereken bir durumdur. O sıfatlandırmaları da kamuoyunun taktdirlerine havale ediyorum. Abdulbaki DEGER Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı