Okul boşaltılıp, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dönüştürülecek iddiası Okul boşaltılıp, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dönüştürülecek iddiası

DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası, “çırak” ve “stajyer” adı altında çocukları sermaye için ucuz iş gücüne dönüştürüldüğü Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) hakkında açıklama yaptı.

Toplantıda konuşan Genel Başkan Özkan Atar, MESEM’in çocuk işçiliğine yasal kılıf olduğunu vurguladı. MESEM uygulaması nedeniyle sadece son altı ayda 8 çocuğun yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.

O çocuklardan biri de İstanbul Büyükçekme'deki bir işyerinde başının sac büküm makinesine sıkışması sonucu hayatını kaybeden 14 yaşındaki Arda Tonbul'du.

Sıkıştığı yerde 16 dakika boyunca kurtarılmayı bekleyen ve sonra hastaneye kaldırılan lise öğrencisi, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. 

'Hatalı olan şirket değil Arda' dilekçesi

Arda’nın babası Raşit Tonbul12punto'dan Ercan Küçük'e konuştu. Tonbul, oğlu yoğun bakımdayken şirketin kendisine imzalatmak istediği dilekçeyi paylaştı. 9 Ocak’ta yaşanan kazayla ilgili 11 Ocak’ta hazırlanan ve “Olaya ilişkin işyeri video kaydını gördüğümde oğlumun, habersiz olarak makinanın başına gittiğini ve maalesef makinayı kendisinin kurcaladığını ve kazanın meydana geldiğini üzülerek gördüm. Kazada oğlumun dikkatsizliğinin olduğunu gördüğümden şirket yetkilileri hakkındaki şikayetimden vazgeçiyorum” ifadelerinin yer aldığı dilekçeyle ilgili Tonbul, şunları söyledi:

“Ben onların oğlunu içeriden çıkaracaktım. Çünkü evladımızın sağlığına kavuşacağını ümit ediyorduk. O iyi niyetimden kaynaklanan, sanki ben yazmışım, ben iş kazasında olay yerini görmüşüm gibi yazmışlar. Bana ‘Oğlumuzun çıkması için böyle yazmamız gerekiyordu, sen istediğin gibi düzenleyebilirsin’ dediler. Ben kabul etmedim”

Dekontu medyaya şirket sızdırdı

Arda’nın ölümünden sonra şirketin kendisine 100 bin lira tazminat yatırdığıyla ilgili dekont sorulan Tonbul, şirkete tepki gösterdi. Kendisinin de aynı patronlarla yıllar önce çalıştığını, Arda’nın çalıştığı şirketin sahibinin babasının çalıştığı dönemde kendi patronu olduğunu vurgulayan Tonbul, kendisinin şirketten para istemediğini aksine şirketin çok ısrarcı olduğunu, dekontu da medyaya şirketin verdiğini ifade etti:

“Bana kendileri çok ısrarcı oldular. Maddi ihtiyacım olmadığını, kendi yağında kavrulup giden bir aile olduğumuzu ve çocuğumun da yoğun bakımda olduğu sürece hastanede ücretsiz olduğunu yoğun bakımdan normal ücretli bölüme geçildiğinde de ‘ben size fedakarlık yaparım, devlet hastanesine sevk için talepte bulunurum, bu miktar da sizden çıkmaz’ dediğim halde bana çok ısrarcı oldular. ‘Biz bir miktar sana para yatırmak istiyoruz’ dediler. Benden hesap numaramı aldılar. Ben vermesem de onlar bankadan da alabiliyorlar. Ben o paraya da dokunmadım, hesapta duruyor hala.

Madem medyaya verdiniz. Benim 7 yıllık onlardan geçmişte alacağım vardı askerden önce. Onların seviyesine düşmek istemiyorum. Çocuğu karıştırmayın demişim baştan. Ama ‘Ardanın tazminatı’ diye not düşülmüş. O bizi çok rencide etti. ‘Bizim eskiden beri aile dostluğumuz var. Arda başka bir fabrikada da kaza yapmış olsa biz bu miktarı sana veririz’ dediler.”

SOL