Bir ülkenin eğitim sistemine, eğitim içeriklerine bakarak nasıl bir yurttaş profili hedeflediklerinianlarsınız. Müfredatta güncelleme ülke hedeflerindeki değişikliğe işarettir. Kapsamı ne kadarbüyükse, ülkede değişim o denli radikaldir. Toptan değişim rejim değişikliğini işaret eder. Yorum değil,bilgidir bu. Ülkemiz topraklarında en köklü eğitim reformu cumhuriyetin ilanıyla gerçekleşti. Latin harflerinegeçiş, karma eğitim, laik devlet yapısına uygun düşen ilk ve orta okullar, modern üniversitelerkuşkusuz rejim değişikliğimizin sonucudur. Değişen iktidarlar yanında yaşadığımız darbe süreçleri deeğitim sistemimize revizyon olarak yansımıştır. Köy enstitülerinin açılıp kapanması, imam hatip okullarının açılması, zorunlu din dersleri, seçmelidersler, tarih derslerindeki içeriklerin dış politikaya paralel değiştirilmesi, mesleki eğitimdekiyönelimler, Atatürkçülük ve İnkılap Tarihi ders içeriğinin, Atatürkçülük konusunun diğer dersleriçindeki ağırlığının sürekli değişmesi, orta öğretim ve yüksek öğretim sistemine geçişte yöntemaramaları, hatta öğretmen niteliğine yansıyan sonuçlarıyla öğretmen yetiştirme politikalarımız ilkaklımıza geliveren çok önemli değişikliklerdir. Objektif bir bakış açısıyla, yurttaşlarını nasıl eğiteceğine karar verememiş, siyasetin rüzgarıylasavrulan bir ülke görünümündeyiz. Her değişiklik sarsıcıdır, en iyisi bile uyum sürecinde kurbanlarını yaratır. Sıklıkla gerçekleşen eğitimsistemi değişikliği ise eğitileni deforme eder, şekilsizleştirir. Tenceredeki yemeğin tarifini,malzemelerini değiştirmek gibi, nimeti çöp edersiniz. PISA raporlarıyla önümüze konanı biz pişirdik,unutmayalım. Tek partili iktidarların uzun süre hükümet etmesi, eğitimde istikrar adına önemli bir fırsattır. Evrenselve bilimsel ölçütlerde harika bir eğitim sistemi her zaman mümkün olmasa da, yetkinin süresi ileSÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SİSTEM oturur. Oturmadı… Öğretim programları (müfredat) eğitim sisteminin omurgasıdır. Nasıl çatarsanız, ete kemiğe öylebürünür. Reform diye getirilen değişikliklerin gidişinin de reform diye müjdelendiği Adalet veKalkınma Partisi İktidarlarında, hiçbir öğrenci başladığı sistemle ve müfredatla mezun olamadı. Eğitimhizmeti alan ve bu hizmeti veren taraflarda algı yoruldu, değişiklikleri önemsememe, kadere razıgelme yaklaşımı gelişti. Oysa tarafız, olmalıyız. FETÖ nün Abant’tan istikamet çizdiği eğitim sistemi, BİR SENdikanın hizmetiyle ŞURA tiyatrolarındatavsiye kararlarına büründü. (Parti kadın kollarının, belediye meclis üyelerinin ve muhtarların davetedildiği Milli Eğitim Şuralarına eğitim sendikaların temsilcileri kalabalık edilmesin deyü davetedilmedi). Davet beklemedik, görev bildik; sivil toplumun görüşlerine açıyoruz denilen hangi taslak,hangi değişiklik varsa bakanlık sitesinden alıp üzerinde titizlikle çalıştık. Toptancı olmadan, doğruyualkışlayıp eğriye de düzeltme yolu çizerek… http://www.aes.org.tr/haber-725- -yenileme- talepli-mufredat- taslagi-raporumuzu- bakanliga-sunduk.html 2Rapor ve resmi yazılarla düzelmeyeni eylem konu ettiğimiz, yargıya taşıdığımız, haklı davalarkazandığımız da oldu. Yanlış dediğimizin illa denenip başarısızlık tecrübe edilince değiştirilmesine dealıştık (zorunlu el yazısı reformu, zorunlu el yazısının kaldırılması reformu). Okul açıldıktan, ücretsiz ders kitapları dağıtıldıktan sonra yıl ortasında ders bazında değişenmüfredatlar vaka-ı adiye. Taslak haline her kademe ve ders için raporla mukabele ettiğimiz yenimüfredat, kamuoyuna da yansıdığı şekliyle eğitim sistemimizde, yurttaş yetiştirme politikamızda ciddibir makas değişikliğidir. “İktidar değişmediğine göre rejim mi değişti?” dedirten yeni müfredatı 15 Temmuz gölgesinde,içeride dışarıda terörle mücadele ederken, OHAL koşullarında, şeklen de olsa yeni bir şuratoplamadan değiştiren bakanlığın acelesi ne ola? Ve hatta: bu değişiklikleri yapan, altına imzakoyamayan ekip nerede? Liyakatleri ne? Her değişiklik bir ihtiyaçtan doğduğuna göre, hangi ihtiyacıhangi bilimsel araştırmayla teşhis ve tespit etmişler? Sivil toplumun görüş ve katkılarına açılan taslağadair on binlerce öğretmen, onlarca sendika, eğitim derneğinin sunduğu raporların akıbeti ne?Müfredat değişikliğinin yalnızca din dersi, yalnızca cihat konusu üzerinden tartıştırılmasını doğrubulmuyorum. Bütünü ve diğer detayları gözden kaçırtan, özellikle tartışılsın istenmiş bir konu gibiduruyor. Uzun rapor ve yazıları okumayı sevmiyor, müfredat özelinde her dersi ve üniteyideğerlendirebilecek yetkinliğe de sahip olmayabiliriz. Zararı yok, bakanlık bürokratları da öyle.Bütündeki yanlışı görmeyen ayrıntılara takılmasın. Özet ve net olarak:Bu müfredat değişikliği: amaç, yöntem, bilimsellik, zamanlama, içerik açısından sorunludur.Anayasamızın başta laiklik olmak üzere birçok ilesiyle çelişiktir. Silikon vadisine büyükelçi atandığıgünlerde biz Dünya Eğitim Liginden koparak magmanın derinlerine sürükleniyoruz. Eğitimdekisorunları ve eğitimden kaynaklanan sorunları; terörle mücadelede, istihdamda, sanayide, teknolojide,bilimde geri kalmışlığımızı kader olmaktan çıkaracak şeylerden biri yeni bir müfredattır ancak, bu omüfredat değil. Bu, eskisine rahmet okutacak olan.Sayın siyasiler, değerli bürokratlar; işi ehline bırakmak gerek. Akademik başarıyı yükseltmek, kendinegüvenen, donanımlı nesiller yetiştirmek için biraz özen, biraz zaman bağışlayın, müfredatı eğitimcilerçalışsın. Biz seçildik, ben atandım diyerek, neslimizin geleceğini siyaseten dizayn etmek en hafifindenyetki aşımıdır. Kimse yapmasın, yapmayın… Öğr. Gör. Cansel GÜVENAnadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı