Ücretli öğretmenlerin ek ders birim ücreti artacakmış.

Sayın Cumhurbaşkanı öyle diyor.

Okullardaki öğretmen ihtiyacı, özellikle köylerde, ücretli öğretmen ile giderilmeye çalışılsa da ücretli öğretmene verilen ücret bu yol için en büyük handikaptır.

Malum ücretli öğretmenin cebine giren para asgari ücretin bile çok çok altında... Hal böyle olunca köye giden bir ücretli öğretmenin de ulaşım ve yeme gibi ekstra masrafları düşünülürse ücretli öğretmene pek para kalmıyor. Yani ücretli öğretmenliğin parasına ve şartlarına bakıldığında yapılmaya değer olmadığı anlaşılıyor.


Bu değmez durumun düzeltilmesi için de ücretli öğretmenlerin ücretine zam yapılacağı ifade ediliyor. Halbuki ücretli öğretmenlere ücret iyileştirmesinden ziyade atanmamış olan ücretli öğretmenlere ilk atama dönemlerinde kontenjan iyileştirmesi gerekiyor.

Bakınız, bu olayın teee başlangıçta hale yola koyulması için bir planlama işine girilseydi şu an herkesin kafası rahat olurdu. Problem üstüne problem olmazdı. Problem çözülürken yeni problemler ortaya dökülmezdi. Halkın çocukları boş yere öğretmenlik programlarını okumazdı. En azından yıllarını başka işlere yönelerek değerlendirirlerdi. Hakikaten şimdi böyle oldu mu, oluyor mu? Bence hayır... Başının çaresine bak yıllarını deviriyoruz. Farkında mısınız, bilmiyorum ama gözlerini devirmiş bize bakıyor bu gençler.

Ücretli öğretmenlerin ders ücretine zam yapıp sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlerin 60 TL'lik ek ders birim ücretine zam yapmamak olur mu? Olmaz tabii ki... MEB'te pişmeli, herkese düşmeli. Niye herkese düşmüyor? Bu konuda ayrılık yaratılmamalı. Zaten eğitim öğretim ortamında kafi ayrılıklarımız var. Öğretmeni memurlardan ayırarak özel kanun çıkarıp bu sefer de problemleri çözmek ve serzenişleri kısmak için öğretmenleri ünvan vs.ye göre ayıracak hükümler keşfetmek havanda su dövmektir.

Bunların hepsi geçmişte yapılanların, ben yaptım olduların ve oldubittilerin, bugünleri yani geleceği düşünmemesinden kaynaklanıyor. Kabak halkın çocuklarının başına patlıyor. Onlar zarar görüyor. Asgari olmayan ücretle çalıştırılıyorlar. İktisadi açıdan BİM’de çalışmak daha mantıklı fakat bu çocuklar BİM’de çalışmak için mi okudu? BİM’de çalışanlara saygılıyım lakin bu çocukların yeri öğretmenliktir. Gel gör ki ücretli öğretmenlik değildir. Zira ücretli öğretmenlik, ders boş geçmesin ve dersi doldursun bakış açısıyla yürütüldüğü için bu çocuklar icra ettikleri meslekten de tat alamıyor. Bu çocuklara öğretmenliği çok görmeyin ve atayın onları! Ücretli öğretmen istihdamı da gösteriyor ki ilk atama kontenjanları az bile…


MEB'te dikilen her sökük başka söküğü patlatıyor. Alan, yalnızca idare edilerek ve geçiştirilerek yürütülüyor. Bunu herkes biliyor, çözüm yok. Sorumluluk almak, iş bindirir korkusu işte… Biliniz ki eğitimin çivisi çıkıyor. Eğitimin asıl amaçlarına ne odaklanılıyor ne de o amaçlara dönük benimsenmiş bir planlama ile işler yürütülüyor. Böyle olmuş olsaydı işler sarpa sarmazdı.

Bakınız, öğretmenler 4 yıl üniversitede çeşitli dersler görüyor. Mesleğe girince o dersler çöp oluyor ve mesleğin odağında test kitapları yerini alıyor. Özel dersler, etüt merkezleri, test kitabı yazımları hemen hepsi üniversitede anlatılan öğretmenliği kevgire çeviriyor. Soru çözen insana öğretmen diyorlar sonra. Soru çözen de para karşılığı çözüyor. Sizce ideal öğretmenlik bu mudur? Eğitimin bu tezatları ortadan kalkmadan iflah olunmaz. Ne öğrencimiz gördüklerinden sınav oluyor ne de öğretmenimiz üniversitede gördükleri ile öğretmenlik yapıyor

Öte yandan yeni olan, eskiyi süpürüyor. Bir müddet sonra o yeni de unutulup başka bir yeninin gazabına uğruyor.

Kısacası MEB'te her doğan bebek, büyüğünün pabucunu dama attırıyor. Ondan sonra da diyoruz ki: ‘‘MEB niçin rayında değil?’’ Raydan raya atlayarak rayında nasıl olacak kardeşim?

Son olarak meslekte yıllarını harcamış insanların ilk defa hissettiklerini burada paylaşayım ve yazı bitsin, utanmalıyız bence :
"Ucuz iş gücü gibi görüyorum kendimi."

20 Yıllık Öğretmen Olan Başöğretmen Olabilecek mi? 20 Yıllık Öğretmen Olan Başöğretmen Olabilecek mi?

Not : Ücretlilere yapılan yukarıdaki mezkur artış da yeterli değildir.

Saygılarımla…


Yusuf SEVİNGEN

Editör: Haber Merkezi