Tom Daley ve Matty Lee'nin 10 metre senkronize dalışta altın madalya kazanması ve Adam Peaty'nin "Sihirli Pazartesi" günü havuzdaki hakimiyetini sürdürmesinden Filipinler ve Bermuda'nın tarihlerindeki ilk Olimpiyat altın madalyalarını kazanmasına, dünyanın dört bir yanından sporcular ülkelerini gururlandırıyor.

Oyun sahasındaki o çarpıcı anları izleyen madalya törenleriyse başarı duygusunun gerçekten nüfuz ettiği anlar.

Bu yıl Kovid-19 düzenlemeleri sebebiyle süreç biraz farklı yürütülürken (sporcular madalyaların boyunlarına takılması yerine kendileri alıyor) aynı kalan bir unsur da var: Sporcuların altın madalyalarını ısırması.

Bu, bazı sporların kendisi kadar yaygın ve olimpiyatlarda kökleşmiş bir uygulama. Peki bunu neden yapıyorlar?

Sporcular altın madalyalarını neden ısırıyor?

Eski zamanlarda, elinizdeki parlak metalin altın olup olmadığını belirleme yollarından biri ısırmaktı. Zira altın diğer metallere göre daha yumuşak ve kolay biçimlendirilebilir.

Basitçe, bir ısırık aldıysanız ve diş izlerinizi görebiliyorsanız, gerçek ve hakiki altın olma ihtimali yüksek.

Bu günümüzde büyük ölçüde konu dışı kalsa da özellikle Olimpiyatlar bağlamında gelenek devam ediyor. Tabii ki Olimpiyatlarda verilen altın madalyalar aslında som altın değil. Daha ziyade, yaklaşık yüzde 90 gümüş ve en az 6 gram değerli malzemeden oluşan bir bileşikten yapılıyor.

Ayrıca, kısmen gelenek sebebiyle, sporcular altın madalyalarını aldıklarında fotoğrafçılar onlardan madalyayı ısırarak poz vermelerini istiyor. Böylece alıştığımız ikonik görüntü yaratılıyor.