Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Ali Kaplan ile birlikte Trabzon 1 ve 2 No’lu Şube Başkanlıklarının düzenlediği Trabzon Şubeleri İşyeri Temsilcileri İstişare Toplantılarına katıldı. Toplantılarda; Trabzon 1 No’lu Şube Başkanı Coşkun Dilber ve şube yönetim kurulu üyeleri, Trabzon 2 No’lu Şube Başkanı Metin İskenderoğlu ve şube yönetim kurulu üyeleri, Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu ve şube yönetim kurulu üyeleri, Artvin Şube Başkanı İsrafil Bayrak ve şube yönetim kurulu, Giresun Şube Başkanı Tacettin Engin ve şube yönetim kurulu, Bayburt Şube Başkanı Ahmet Çalışkan ve şube yönetim kurulu ile Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların Trabzon şube başkanları, ilçe ve işyeri temsilcileri ile üyelerimiz hazır bulundu. Genel Başkan Geylan, öncelikle KTÜ Kampüsü içerisinde yer alan Trabzon 2 No’lu Şube’nin işyeri temsilciliğini de ziyaret etti. Şube yönetim kurulu üyeleri ve işyeri temsilcileri ile bir araya gelen Geylan, gündemdeki konuları değerlendirdi. Genel Başkan Geylan, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz, Trabzon Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Çemir ve Trabzon Üniversitesi Yurt Müdürü Kenan Sali’yi makamlarında ziyaret etti. Liyakatin terazisinde ehliyetin tartılacak olması neden bu kadar huzursuz ediyor acaba? Trabzon Şubeleri İşyeri Temsilcileri İstişare Toplantılarında bir konuşma yapan Genel Başkan Talip Geylan, Türkiye’de yaşanan en büyük sorunun liyakatsizlik ve adaletsizlik olduğuna dikkat çekti. Geçtiğimiz yıllarda yönetici atamalarında yaşanan kul hakkı gasplarını örnek vererek anlatan Geylan, 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’ne vurgu yaptı ve “Yönetici atamalarının sadece yazılı sınava dayalı olarak yapılmasını istiyoruz” dedi. MEB’de ilk iliklenmesi gereken düğmenin yönetici atamaları olduğunu söyleyen Geylan, kariyer ve liyakati görmezden gelen, ehil insanlar yerine torpillileri iş başına getirmekte beis görmeyen, leke bulaşmış yönetici atama sisteminin ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir” dedi. Yönetici atamalarında mülakat uygulamasına devam edildiği müddetçe daha çok kul hakkı yenileceğini, okulların beceriksiz yöneticilerin elinde heba edileceğini, eğitim sistemimizin daha da geriye gideceğini ifade eden Geylan, “Vizyon Belgesi’nin takipçisiyiz” diye konuştu. Liyakatsiz olarak iş başına gelenlerin ve ehliyetsizleri, torpillileri iş başına getirenlerin yönetici atamalarında yazılı sınavın esas alınacak olmasından rahatsızlık duyduğunu bildiren Geylan, “Liyakatin terazisinde ehliyetin tartılacak olması neden bu kadar huzursuz ediyor acaba? Mülakat ahlaksızlığıyla kul hakkı yiyerek makam sahibi yapılanların beceriksizliklerinin ortaya çıkacağı endişesiyle mi telaşlanıyorlar? Ya adalet hâkim olacak,Ya ahlaksız düzen devam edecek!” diye konuştu. Sözleşmeli öğretmenlik tamamen kaldırılmalı, bu yapılana kadar da sözleşmeli öğretmenlerin mağdur olmaması için onlara tayin hakkı verilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlerin eşlerinden ayrı yaşadıklarına dikkat çeken Geylan, “Aileler parçalanıyor. Çocuklar annesiz, babasız büyüyor. Anayasa’nın aile bütünlüğüne dair 41. Maddesi açıkça çiğneniyor. Bu çocukları yetim bırakmayalım. Bu minvalde sözleşmeli öğretmenlik tamamen kaldırılmalı, bu yapılana kadar da sözleşmeli öğretmenlerin mağdur olmaması için onlara tayin hakkı verilmelidir” dedi. Zorunlu Hizmet tazminatı uygulamasının bir an önce getirilmesini isteyen Geylan, bunun mahrumiyet bölgelerinde öğretmenlerin gönüllük esasıyla görev yapmasını sağlayacağını belirtti. Memur maaşları enflasyon hedefi doğrultusunda güncellenmelidir. Türkiye’nin ekonomik durumunu anlatan Genel Başkan Geylan, memur maaş zamlarının artan enflasyon ve iğneden ipliğe yapılan zamlarla güdük kaldığını bildirdi. Toplu Sözleşmede yetkili konfederasyonun beceriksizlikleri neticesinde her yıl memurların ücretler yönüyle ciddi kayıplar yaşadığını bildiren Geylan, “Tarihimizde ilk kez aldığımız maaş zammının üç katına yakın enflasyon farkı aldık.” dedi. 2019 yılında yüzde 4+5 zamma imza atıldığını hatırlatan Geylan, Merkez Bankası enflasyon oranını yüzde 14.5 oranında güncelledi. Memur maaşları da enflasyon hedefi doğrultusunda güncellenmelidir” diye konuştu. 17 Mart’a kadar ek gösterge sözünüzü tutun! 3600 ek gösterge sözünün ikinci 100 günlük eylem planında yer aldığını hatırlatan Geylan, bu sürenin 17 Mart tarihinde dolacağını söyledi. Öğretmenlerin gözünün, kulağının ek gösterge sözünün yerine getirilmesinde olduğunu ifade eden Geylan, “17 Mart’a kadar sözünüzü tutun!” dedi. Ek göstergenin yardımcı hizmetler sınığına da verilmesi gerektiğini söyleyen Geylan, “Tüm kamu çalışanlarının da ek göstergeleri 800’er puan artırılmalıdır. Türkiye Kamu-Sen olarak yasa teklifimizi Milletvekili Mustafa Kalaycı’ya sunduk. Tüm siyasi partilerimizin bu konuda birlik olmasını istiyoruz” diye konuştu. Bilim insanlarına tahsis edilecek kadroları sınırlandırmak, ülkemizin bilim yarışında yer almasını da engelleyecek bir husustur. Üniversitelerde çalışan idari ve akademik personel hakkında açıklamalar da yapan Genel Başkan Talip Geylan, norm kadro yönetmeliğine dava açtığımızı hatırlattı. Üniversitelerde norm kadronun Anayasa’ya aykırı olduğunu bildiren Geylan, “Bu yönetmeliği hazırlayanların Türk bilim hayatının geleceğine yönelik kaygı taşımadığını düşünüyorum. Bilim insanlarına tahsis edilecek kadroları sınırlandırmak, ülkemizin bilim yarışında yer almasını da engelleyecek bir husustur. Bu yönetmelik, genç akademisyenlerimizi demoralize ederek. hedeflerine sekte vurmak anlamına gelmektedir. YÖK Başkanı Yekta Saraç’ı ziyaretimizde kendisinin buna çok sempatik bakmadığı izlenimini edinmiştik. Buna rağmen yönetmeliğin nasıl yayınlandığını anlamış değiliz. Umuyoruz ki yargı, talebimiz doğrultusunda karar verir” diye konuştu. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin bazı bölümlerinin ayrılarak kurulan Trabzon Üniversitesi’ne eğitim-öğretim hayatında başarılar dileyen Geylan, tüm üniversitelerde olduğu gibi Trabzon Üniversite’nde de yaşanan kadro sıkıntısına dikkat çekti. Geylan, “En kısa sürede kadroların tahsis edilmesi, ihtiyacı olan bölümlere akademik ve idari personelin atanmasının sağlanması gerekir” diye konuştu. Görevde Yükselme Sınavı sonrasında işi ehline vermek için mülakat yapılmamalıdır. YÖK’ün, 13 Temmuz 2018’de iptal ettiği Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı’nı yeniden açtığını bildiren Geylan, merkezi sınavlar sonrasında ise atamanın mülakat yoluyla üniversite rektörlüklerine bırakılmaması gerektiğini söyledi. Mülakatın her alanda olduğu gibi bu alanda da adaletsizliklere yol açacağının altını çizen Geylan, “İşi ehline vermek için mülakat yapılmamalıdır” dedi. Görevde Yükselme Sınav ve Unvan Değişikliği Sınavı’nın Sınavın uzun zamandır açılmadığına dikkat çeken Talip Geylan, üniversite çalışanlarının mağdur edildiğini, hak kayıplarına sebebiyet verdiğini, bu nedenle bu sınavın periyodik olarak yapılmasının gerekli olduğunu ifade etti.