Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, mevcut yönetici atama yönetmeliğinin sorunlu ve değiştirilmesi için çok geç kalınmış bir yönetmelik olduğunu söyledi. Başkan Yavuz, yönetici kademelerindeki okul müdürlerinin, şube müdürlerinin, müfettişlerin, araştırmacıların uzun zamandır özlük haklara yönelik yeni düzenlemeler yapılmasını beklediğini de sözlerine ekledi. İşte Yavuz'un açıklaması;

•••YENİDEN YÖNETİCİ ATAMA•••
Eğitimde müfredattan kademeler arasında geçişe, yönetici atamadan meslek kanununa kadar birçok konuda köklü değişimin arifesindeyiz. Planlanan her yeni adımın bir ihtiyaçtan kaynaklandığı ve mevcut sistemin artık köklü bir değişime ihtiyaç duyduğu, eğitim kamuoyunda genel kabul görmüş durumdadır.


İhtiyaç haline gelmiş köklü değişikliklerin hayata geçirilebilmesi için uygun şartlar sağlayan bu duruma karşı dönemin zorlukları da yok değil. Bölgemizdeki gelişmeler, seçim atmosferi ve son dönemde toplumun sinir uçlarına dokunacak organize işler göz ardı edilmemelidir.

Böyle hassas bir dönemde atılacak her adıma ilk sahip çıkması gerekenler yöneticilerdir. Eğitimde, her kademede yöneticinin sahiplendiği değişim başarılı olur ve kısa sürede önemli mesafeler alınır. Ancak mevcut yönetici kadro birçok yeni adımın beklentisi içinde.


Okul müdürleri, müdür yardımcıları, şube müdürleri, ilçe müdürleri, müfettişler, araştırmacılar, uzmanlar derken herkesin beklediği, hatta uzun zamandır beklediği adımlar var. Bunlar sadece işin doğasına aykırı ekonomik dengesizlikler değil, değer görme ve muhatap alınma ile ilgili hususlar da var.

Yeni müfredatta beden, resim, müzik, yabancı dil gibi dersler neden yok? Yeni müfredatta beden, resim, müzik, yabancı dil gibi dersler neden yok?

İlk adımın yönetici atama yönetmeliği ile atılacağı anlaşılıyor ki son derece isabetli bir adım olacak. Mevcut yönetici atama yönetmeliği birçok açıdan sorunlu ve değiştirilmesi için çok geç kalınmış bir yönetmeliktir.


Özellikle puanlama çizelgesi, zaman içinde idarecileri, para ile makale yazdırma, şampiyon öğrenci transferi gibi etik kuralları çiğnemeye zorlayan sonuçlar doğurmuştur.

Eğitim yönetiminde bugün, dönemin hassasiyetini kavramış, ekip ruhu ile hareket edecek ve yapılacak yenilikleri özümsemiş yöneticilere ihtiyaç vardır.

Yönetime talip olmak her şeyden önce bir misyonu beraberce yüklenmek demektir. Değişime direnen değil değişime uyum sağlayan idareciler yeni dönemde katkı sunacaklardır.

Yeni yönetmelik bu anlamda önemlidir. Yıllar içinde edindiğimiz tecrübe bize tek bir değerlendirme ölçeği ile idareci seçmenin doğru sonuç vermediğini göstermektedir.


Bu durumu yıllar önce fark edenler, usta çırak ilişkisi içinde yetişen okul yöneticilerini ya doğrudan tercih kullanarak atamış ya da komisyonlara on puan takdir hakkı vermiştir. İki binli yılların başında, değişen siyasi konjonktürde, nedense daha önce hukuka uygun görülen bu uygulamalar bir anda hukuksuz ilan edilmiştir.

Bugün ilk atamada çoklu değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Sınav, ek 1 ve önceki uygulamalardaki komisyon puanına denk gelecek mülakat puanıyla liyakati yüksek yöneticiler seçilecektir.


Bu konuda geçmişte çok tartışmalar yaptık. Muhataplarımızdan her defasında tutarlı ve dürüst olmalarını istedik. Yine aynı yerdeyiz.

Geçmişte 76. Madde ile atanan okul müdürlerini haklı olarak mahkemelere taşıyan, iptal ettiren ancak bugünlerde tam aksine, gelen her iptal kararından sonra bakanlığa koşan, komisyon puanına itiraz etmeyip bugün oransal olarak daha düşük mülakata puanına itiraz edenlere söyleyecek sözümüz yine aynıdır. Tutarlı ve dürüst olun.

Yeni yönetmelik yeni dönemi anlamış yöneticiler seçmelidir. Liyakati öne çıkarmalıdır. Yönetmelikle yapılamayacak değişiklikler, meslek kanunu ile düzenlenmelidir. Okul yöneticiliği, ikinci görev olmaktan çıkarılmalıdır. Yetkileri, imkanları arttırılmalıdır.

Eğitim yöneticiliği uzak durulan değil tercih edilen bir görev olmalıdır.