Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş 9. ölüm yıl dönümünde anılıyor. Abdal müziğinin son temsilcisi olarak Neşet Ertaş, yaşamına 400 plak, kaset ve kayıt sığdırarak bu dünyadan ayrıldı. Kayıtlarıyla Bozlak türkülerini koruma altına alan Neşet Ertaş, UNESCO tarafından da yaşayan insan hazinesi olarak kabul edilmiştir. Öte yandan siyasiler de Neşet Ertaş'ı unutmadı, ölümünün yıldönümünde rahmet mesajları yayınladı. İşte Neşet Ertaş'ın 9. ölüm yıl dönümünde hakkında merak edilenler…

Neşet Ertaş, vefatının 9'uncu yılında anılıyor. Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını "Herkes bu devletin sanatçısı" diyerek kabul etmeyen 'Bozkırın Tezenesi' halk ozanı Neşet Ertaş, Kırşehir'deki mezarı başında törenle anıldı. İşte Neşet Ertaş’ın hayatı…

BOZKIRIN TEZENESİ NEŞET ERTAŞ…

Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Abdallar (Kırtıllar) köyünde 1938'de dünyaya gelen Ertaş, müzik hayatına kendisi gibi saz üstadı babası Muharrem Ertaş sayesinde başladı. Ertaş'ın ilk çalgısı ise annesi Döne Hanım'ın çamaşır tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlama oldu.

Bozlak türkülerini "feryat" olarak nitelendiren Ertaş, müzikle tanışmasını bir röportajında şu sözlerle anlatmıştı:

"Beni 6 yaşındayken zille başlattı babam. Hem köçeklik yapardım, hem zil çalardım. Darbuka da çalardım. Babam saz çalardı, ben onun yanında saz çalamazdım. Abim keman çalıyordu, ben de cümbüşe başladım."

Ertaş, çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrenirken babasıyla 8 sene boyunca Kırşehir'in ilçeleri, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Yozgat ve Kayseri'de köy köy gezerek kendi deyimiyle düğünlere şenlik kattı.

Daha sonra Kırşehir'de kendisi gibi yetenekli diğer müzisyenlerle Abdallar Topluluğu'nu kurarak düğünlerde sazını çalmaya devam eden sanatçı, bu yüzden okula gidemedi ve okumayı ağabeyi Necati Ertaş'tan öğrendi.

Neşet Ertaş, 1957'nin sonunda İstanbul'a gelerek, "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" isimli ilk plağını babasıyla birlikte seslendirdi.

Sözleri "aynı ruhun insanıyız" dediği babası tarafından yazılan ve İstanbul Şen Çalar Plak'tan çıkan bu çalışmasıyla halk tarafından çok beğenilen Ertaş, geniş kitlelere ulaşmayı başararak, tüm Anadolu'da dinlenilen bir halk ozanı haline geldi.

"GARİP" MAHLASIYLA YAZDIĞI ŞİİRLERİNDE KENDİ HAYATINI ANLATTI

Neşet Ertaş, o tarihten sonra yeni plaklar ve kasetler çıkararak sanat hayatını sürdürdü, İstanbul'da 2 yıl boyunca çalıştıktan sonra Ankara'ya yerleşti ve burada sahne almaya başladı.
Musiki çevrelerinde de hayranlıkla dinlenilen usta müzisyen "Garip" mahlasıyla yazdığı şiirlerinde kendi hayatını anlattı.

Ertaş, "mahalli sanatçı" unvanıyla Ankara Radyosu'nda programlar yaparken, o yıllarda çalıştığı bir gazinoda Leyla Hanım'la tanışıp evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu.

Eşinden 7 yıl sonra ayrılan Ertaş, parmaklarındaki felç nedeniyle Almanya'ya giderek bir süre burada tedavi gördü, bu nedenle ara verdiği sanat hayatına 2000'de İstanbul konseriyle geri döndü.

Usta sanatçı Türkiye'de çıkardığı plaklar, yaptığı radyo programları, konserler ve düğün performanslarının getirdiği ün sayesinde Almanya'daki birinci kuşak Türk göçmenlerin de gönlünü kazandı.

UNESCO TARAFINDAN "YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ" KABUL EDİLDİ

Neşet Ertaş, UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri'ne alınarak "yaşayan insan hazinesi" kabul edildi.

Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını reddeden Ertaş, bunun sebebini bir röportajında "Ne demek devlet sanatçılığı? Hepimiz bu devletin vatandaşıyız, bu memleketin sanatçısıyız. Ayrıca bir 'devlet sanatçısı' ne demek? Ben burada bir 'ayrım' gördüğüm için kabul etmedim." sözleriyle anlatmıştı.

Eserlerinde Anadolu insanının acı ve kederini dile getirdiğini ifade eden Ertaş'a, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011'de fahri doktora unvanı verildi. Aynı zamanda sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu.

NASIL BOZKIRIN TEZENESİ OLDU

Neşet Ertaş, hapse düştüğünde Yaşar Kemal, usta sanatçıya bir kitap göndermişti. Edebiyatımızın devi, Neşet Ertaş için imzaladığı kitapta “Bozkırın Tezenesi'ne selam olsun, geçmiş olsun” diyordu. Bozkırın tezenesi (çalgıç) böylece ortaya çıkmış oldu.


400'TEN FAZLA PLAK ÇIKARDI

Yaşamı boyunca yaklaşık 400 plak, birçok kaset ve "long play"e imza atan Ertaş, 25 Eylül 2012'de prostat kanserine yenik düşerek, İzmir'de 74 yaşında vefat etti.

Babası Muharrem Ertaş'la birlikte Kırşehir'de bir de anıtı bulunan usta sanatçının hayatı ve eserleri, Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlandı.

Ertaş, dünyada robot heykeli yapılmış ilk saz sanatçısı olurken, Adil Çelik'in tasarladığı "android" heykel, Kırşehir Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi'nde bağışlandı.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OKTAY, NEŞET ERTAŞ'I VEFATININ 9'UNCU YILINDA  ANDI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türk Halk  Müziği'nin usta ismi, "Bozkırın Tezenesi" Neşet Ertaş'ı vefatının 9'uncu yılında  andı.

Oktay, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Ertaş'ın "Dizinde sızıydı  anamın derdi. Tokacı saz yaptı elime verdi. Yeni bitirmiştim 3 ile 4'ü. Baban  gibi sazcı oldun dediler." dizelerine yer verdi.

Fuat Oktay, "Türk Halk Müziği'nin usta ismi, büyük ozan, Bozkırın  Tezenesi Neşet Ertaş'ı vefatının 9. yıl dönümünde rahmet ve özlemle anıyorum."  mesajını kaydetti.

"BOZKIRIN TEZENESİ" NEŞET ERTAŞ KIRŞEHİR'DEKİ MEZARI BAŞINDA  ANILDI

"Bozkırın Tezenesi" olarak bilinen halk ozanı Neşet  Ertaş, vefatının 9. yılında Kırşehir'deki mezarı başında törenle anıldı.

Bağbaşı Mezarlığı'nda düzenlenen törende, Neşet Ertaş'ın kabri başında  Kur'an-ı Kerim okunarak, dua edildi. Protokol üyeleri ve sevenleri, Neşet  Ertaş'ın kabrine karanfil bıraktı.

Vali İbrahim Akın, törende yaptığı konuşmada, Kırşehir'in yetiştirdiği  en önemli değerlerden birisinin büyük usta Neşet Ertaş olduğunu belirtti.

Ertaş'ın gönül tellerine dokunan sesi, mütevazi kişiliği ve bıraktığı  eserleriyle geniş halk kitleleri tarafından sevildiğini dile getiren Akın,  "Kırşehir'in yetiştirdiği en önemli değerlerden biridir Neşet Ertaş. Babası ve  ustası Muharrem Ertaş'ın üslubunu devam ettiren Ertaş, Türk halk müziğimize yeni  bir nefes ve yorum katmıştır. Kırşehir'in UNESCO tarafından müzik şehri kabul  edilmesinde çok önemli katkılarda bulunmuştur." diye konuştu.

AK Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli de Ertaş'ı ölümünün 9.  yılında andıklarını anlatarak, "Bugün sadece ailenin değil Kırşehir'in yas  günüdür. Yaşamı boyunca tevazu ve mütevaziliğin ete kemiğe bürünmüş haliydi Neşet  Ertaş." dedi.

Törene katılan Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş da en acılı günlerden  birini yaşadıklarını belirterek, "Bugün yas günümüz, bugün bizlerde düğün,  eğlence veya hareketli türkü dahi çalınmaz. Bugün içimize dönüp acımızı  yaşadığımız günlerden birisi. Acısı hala taze, hiçbir zaman da iyileşmeyen bir  yara. Kırşehir bir hoşgörü kenti, o yüzden de ailemizle, herkesle babamızı  ziyaret ettik. Zaten halkımız, milletimiz sene boyunca burada onu yalnız  bırakmıyor." ifadelerini kullandı.

Sanatçı Bayram Bilge Tokel ise Türk müziğinin temelinde Neşet Ertaş ve  babası Muharrem Ertaş'ın temsil ettiği Türkmen Abdal müzik geleneğinin olduğunu  vurguladı.

Bu değerler etrafında şekillenen birikimin gelecek nesillere  aktarılmaya devam ettiğini dile getiren Tokel, "Neşet Ertaş'ın vefatının 9. yılı,  hiç kimse yalnız bırakmıyor. Ailesi, sevenleri, dostları, dünyanın her yerinden  geliyorlar. Tüm halk ozanlarımıza ve başta Neşet Ertaş'a Allah'tan rahmet  diliyorum." dedi.

Törene katılanlar, aynı mezarlıkta bulunan Neşet Ertaş'ın babası,  bozlak ustası Muharrem Ertaş ve kız kardeşi Ayşe Garip ile halk ozanı Çekiç  Ali'nin kabirlerini de ziyaret ederek, dua okudu.

Törene, Ertaş'ın akrabaları, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin  Ekicioğlu, siyasi parti temsilcileri ve sevenleri katıldı.

Türk halk müziğine dillerden düşmeyen eserler kazandıran ve İzmir'de  25 Eylül 2012'de hayatını kaybeden Neşet Ertaş'ın cenazesi, memleketi Kırşehir'de  defnedilmişti.