Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Başkanı Osman DAĞLI, Eğitim İş Sendikasının okullarımızı gezip “Bize üye olup yetkili yaparsanız yüksek promosyon alırız.” Söylemlerine dair basın açıklaması düzenledi.

DAĞLI: “Eğitim İş Temsilcileri okullarımızı gezip Pamukkale İlçesinde yetkili olduklarını, Merkezefendi İlçesinde de yetkili olurlarsa önümüzdeki yıl yüksek bir promosyon alabileceklerini ifade edip üye kazanmaya çalışmaktadır.

Özel Bürolar Milli Eğitim Müdürlerinin Çiftliği mi? Özel Bürolar Milli Eğitim Müdürlerinin Çiftliği mi?

İlgili sendika Honaz ilçesinde de aynı stratejiyi izlemiş, üye kaydetmiştir. Gözlemci olarak katıldığımız bahsedilen promosyon anlaşmasında gördüğüm tablo da şudur: İlçe temsilci sesini dahi çıkarmadan anlaşmada verilen rakamı imzalamış çıkıp gitmiştir. Öğretmenin sesi olan yine Eğitim Gücü Sendikası olmuştur ve Şube Müdürüne bu rakamın neden düşük olduğu sorulmuştur.

Yani Honaz’da ilgili sendika üye kazandığı ile kaldı öğretmen yine kaybetti.

2020 Aralık’ta yapılan promosyon anlaşmasını hepimiz hatırlıyoruz. Eğitim İş Sendikası öğretmenlerin aldığı 7800 TL’yi Aralık ayında sahiplendi. Okul temsilcileri sendika wp gruplarında bu rakamı kendi başarısı olarak lanse eden mesajlarını öğretmenlerimize okumuştu.

Sonra bir şey oldu. Ocak Ayında maaşlara zam gelecekti. Bankayla anlaşılan maaşlar artacaktı. Neden Aralık’ta yapıldı Ocak’ta yapılmadı?


Eğitim İş Sendikası bu defa da önceki ay sahiplendiği anlaşmayı reddetti. Suçu yetkili sendikaya yükledi.

Senaryolar aynı. Sonuçta öğretmenleri üye yaparak kazanan sendika, kaybeden öğretmen oluyor.

%2 Sendika Barajı getirildiğinde de il temsilcilerinin “bize üye olursanız sendika parası alabiliyorsunuz” diye sms attıklarını da unutmadık.

Geçim derdine düşmüş öğretmenlerimizi, yara aldıkları yerden tekrar vuran, yaralarını suistimal eden bir eğitim sendikası olur mu?

Öğretmenler odasına girdiğinizde eğitim için, öğretmenler için ne yaptınız onu anlatsanıza. Yaptıklarınızla öğretmenlerimizin üyeliklerine talip olun.


Bakın ilgili sendika il temsilcisinin başkanlık süresi doluyordu. Açılan ikinci şubelerinin başkanı olarak bir 8 yıl daha koltukta oturma şansını yakaladı. Koltuk sevdası işte.


Siyasiler yasa değiştirerek koltuk kazanırken siyasi sendikanın tekniği de benzer olur tabi. İşte her zaman dediğimiz noktaya geliyoruz. Sendikaların siyasetten ayrılması lazım. Sendikada koltuk derdi olmaması lazım. Sendikanın tek derdi olur temsil ettiği kitlenin refah düzeyi. Sendikanın tek bir mücadelesi olur öğretmen hakları.

Peki durum ne? Koltuk derdi, şahsi menfaatler.

İşte eğitim Gücü Sendikasının bu yüzden kurulması gerekiyordu ve kuruldu. Camiamız az daha sabır etsin. Olması gerekenin olduğu günler yakındır.” Dedi.