Millî Eğitim Bakanlığının atama süreçleriyle ilgili uyguladığı çerçeve bir takvim bulunmuyor. Öğretmen atamalarının ne zaman yapılacağı, öğretmenlerin hangi tarihte görevine başlayacağı yönünde kesin bir tarih bulunmazken, net öğretmen ihtiyacı bazında her yıl bakanlığa alınacak öğretmen sayısı, ihtiyaca göre değil de onun çok çok altında olacak şekilde belirleniyor. Üstelik bu belirlenirken meydan o kadar boş bırakılıyor ki adaylar haftalarca medyada dönen asılsız haberlerle kendini kahrediyor. Akabinde kaç alım olacak, hangi branşa kaç kontenjan ayrılacak soruları haftalarca cevap bekliyor. Bunun ardından ise uzun uzadıya mülakat süreçleri başlıyor. Böylece atama takvimleri adayları ve aileleri psikolojik olarak yıpratıyor.

Örneklerle açıklayalım…
Temmuz 2017’de ataması yapılan 20 bin öğretmen üzerinden örnek verelim. 2015’in güz döneminde başlayan sınava hazırlık sürecinin ardından 2016 Mayıs ve Ağustos aylarında sınavlar yapıldı. Şubat 2017’de alınacak rakamlar belirlendi. Mayıs 2017’de mülakatlar açıklandı, Temmuz ayında da atamaları yapıldı. Bitti mi? Tabi ki hayır. Ataması yapıldığı hâlde 20 bin aday bitmeyen güvenlik soruşturması nedeniyle görevine başlayamadı. MEB yetkililerine soruyoruz, “Tam 2 yıl boyunca yıprattığınız öğretmenlerden nasıl verim alabilirsiniz”
Bakanlık At Gözlüğünü Çıkarmalı
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz her konuşmasına “Atanan her iki öğretmenden biri bizim dönemimizde atandı” diyerek gururla başlıyor. Peki madalyonun öteki yüzünü çevirelim. Mevcut hükumet döneminde 70 bin olan atanamayan öğretmen sayısı 430 bin civarına yükseldi. Yani atanamayan öğretmen sayısı 6 kat artmış durumda. Her konuşmasında eğitimde liyakat ilkesini hatırlatan bakana “ücretli öğretmenlik” uygulamasını soruyoruz? Ön lisans mezunlarının dahi ücretli öğretmenlik adı altında görev yaptığı bir ülkede liyakati neden sorgulamıyoruz? Ayrıca hangi kamu mesleğinin “ücretli” adı altında bir pozisyonu bulunmaktadır? Ücretli polislik, ücretli hakimlik, ücretli kaymakamlık diye bir şey duydunuz mu?


Verilen Sözler Dahi Tutulmaz Oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mart 2017’de verdiği “Ağustos’tan sonra 10 bin öğretmen daha alınacak” sözünün gerçekleşmesi beklenirken, İsmet Yılmaz bu sözü tümden bir köşeye atarak “2017 yılında başka alım yapmaycağız” açıklamasında bulundu. Kendisi de defalarca bu alımı dile getiren İsmet Yılmaz, hiçbir gerekçe göstermeden “başka alım olmayacak” diyerek kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı.

Seçmen Yanlışın Hesabını Sorar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm bu yaşananları görmelidir. Nitekim 2019’daki seçimlere odaklanan Erdoğan, bakanlıklara zaman zaman uyarılarda bulunuyor. Yanlış adımların seçim zamanı gelince halk tarafından hesabının sorulacağının farkında olan Erdoğan’a eğitim alanındaki yanlışlar anlatılmalıdır. MEB atama bekleyen öğretmenlere umursamaz davranarak iletişim kanallarını kapatmış durumdadır.
Cumhurbaşkanının vermiş olduğu 10 bin atama sözü bir an önce hayata geçirilmelidir.