Milat Gazetesi yazarı Akif CEMİL İmam Hatip Müfredatını kaleme aldı. İşte  o yazı;

Kamuoyuna yansıdığı gibi genel derslerin yanı sıra imam hatip ortaokul ve lise müfredatında da değişiklikler yapılmaktadır. İmam hatip ve müfredatı her zaman tartışma konusu olmuştur. Bu çerçevede yapılan tartışmalar içeriden ve dışarıdan olmak üzere iki koldan yürütülmektedir.

Dışarıdan, muhaliflerden gelen eleştiriler her zaman yıkıcı, tahripkâr, ötekileştirici, yok edici bir anlayışla sürdürülmektedir. Özünde dine karşı olan bu çevreleri memnun etmek zaten mümkün değil. Onları, imam hatiplerin kapatılması ve gençlere din adına hiçbir bilgi verilmemesi keser. Pek iyi niyetli olmayıp dine tahammül edemeyen bir anlayışta olduklarından, onlara söyleyecek sözümüz farklıdır.

İçimizden gelen eleştiriler de çeşit çeşit. Eleştiride insafı elden kaçıranlar da var insaflı olanlar da...

İçeriden eleştirilere baktığımızda, birbiriyle çelişen ve zıt bakış açılarla gelen pek çok iddia görmemiz mümkündür: İmam hatip müfredatı hurafecidir, gelenekçidir, modernisttir, şii temayülündedir, ehli sünnet dışlanmıştır, akıl devre dışıdır, sünnîdir, mezhepçidir, devletçidir, devlet karşıtıdır, Atatürkçüdür, Atatürk karşıtıdır, bilimsel değildir, bir kesimi dışlayıcıdır… vs.

Birbirine zıt böylesi eleştirilerin gelmesini nasıl görmek lazım?

Sebep çok…

Bunun birinci sebebi, bu eleştirileri getirenlerin içinde yer aldığı cemaat, tarikat, meşrep, mezhep, grup, camianın genel anlayışından kaynaklanmaktadır. Bulundukları zaviyeden bakanlar, imam hatip okullarının kendi dernekleri, vakıfları, dergâhları veya medreseleri gibi olmalarını, ders kitaplarının da kendi mensuplarının benimseyerek okuduğu kitaplar gibi olmasını istemektedirler. Bunun olmadığı durumlarda da çok keskin eleştirilerde bulunabilmektedirler.

Oysa müfredat hazırlığında, Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün; akademisyenlerden, din eğitimcilerden, öğretmenlerden ve alan uzmanı resmi ve sivil insanlardan heyetler oluşturarak çalışmalar yaptığı, kamuoyu tarafından bilinmektedir. Belirlenen isimler, alanında yetkin ve mutedil olanlar. Ancak her halukarda bir eleştiride bulunmak isteyen, “şu isimler değil de bu isimler olmalı” diyebilir. Ancak tümüyle ittifak edilecek isim ve müfredatın belirlenmesi imkânsızdır.

İkinci sebep, bazı kimselerin imam hatip vesilesiyle yaşadığı veya duyduğu bazı yanlış, hatalı uygulamalardan hareketle genelleme yapılması ve koca bir camianın kolayca suçlanabilmesidir. Örneğin bir imam hatip okul müdürünün, öğretmen veya öğrencinin yaptığı bir yanlıştan hareketle çok rahat, genelleme yapılabilmektedir. Tabi insaf, bu kardeşlere çok lazım.

Üçüncü bir sebep ise bu mevzuda dil ve kalem oynatmanın kolay oluşudur. Nasıl olsa konuşmak ve suçlamak kolay. Mevzu imam hatip olunca genel bir ilgi de görmekte, sözüm ona sahip çıkıcı tavırlarla gündeme gelmektedir.

Dördüncü bir sebep, bazı insanların tatminsizliği, felaket tellallığı ve kusur bulma hastalığıdır. Siz ne yaparsanız yapın, illa bir eksiklik bulurlar. Kendileri rahat köşelerinde oturmakta, zahmete katlanmadan; iş yapan, yürüyen insanların hatalarını kolayca görmektedirler. Kalkıp el atmazlar, destek olmazlar, sadece eleştirir, hataları görürler. En insaflısı, toplantılar düzenleyerek veya düzenlenen toplantılara katılarak eleştirilerini sunar ama sorunları gidermek için ter dökmez.

Görünen tabloda şunu net bir şekilde ifade etmek mümkün: İmam hatip okulları altın devrini yaşamaktadır. Hiçbir dönemde olmayan siyasi irade desteği, halk ilgisi, eğitimcilerin fedakârlığı, samimi insanların gece gündüz gösterdiği çabalar, Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz'ın ve ülke genelinde yöneticilerin çabaları, gelecek adına büyük umutlar vermektedir. Üniversite hazırlık sınıflarıyla yarışan İHL proje okullar, yeni müfredat, ufuk verici vizyon, sosyal kültürel etkinlikler, akademik uğraşlar, imam hatip bilincinin yerleşmesi için yapılan etkinlikler, sanat, fen ve sosyal bilimler programı uygulayan ihl'ler, öğretmen ve yöneticilerle eğitim çalışmaları, öğrencilere Kuran ve sünnet bilincinin kazandırılmasına yönelik çalışmalar, sıratı müstakim üzere bir nesil inşa etme faaliyetleri gelecek adına ümit vermektedir.

Tüm bunlara rağmen herkesi memnun etmek mümkün değil ve imkânsızdır. Önemli olan ana istikamet üzere planlama yapmak ve yürümektir. Bu yolda imam hatip neslinin yolu açık olsun diyoruz.*

Akif CEMİL / Milat