31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyelerde başlatılan kamu görevlilerine ve işçilere yönelik sendikal baskılar, sendikadan istifaya zorlama, işten çıkarma, görevden alma, sözleşmesini sona erdirme, sürgün, görev tanımına aykırı faaliyetlerde bulunmaya zorlama, mobbing ve ayrımcılık şeklindeki baskılar devam etmektedir. Emeği ve emekçiyi hedef alan bu saldırıların sona ermesi için gerek yargı gerekse idare sorumluluğunu yerine getirmelidir. Sözleşmeli istihdamın çalışanı nasıl güvencesiz hale getirdiği ve kadrolu istihdamın hayati önemi de bu vesileyle iyice gün yüzüne çıkmıştır. Bu noktada emeğin dayanışmasının önemini vurgulayarak, zulme direnen emekçileri selamlıyor, mağdur edilen bütün emekçilerimizin haklı davalarında yanlarında olduğumuzu ilan ediyoruz.

3600 EK GÖSTERGE SÖZÜ TUTULMALI

Toplu sözleşme döneminde müzakere sürecinin iyi değerlendirilmemesi, Kamu İşveren Heyetinin uzlaşmaya varılan konuları Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna göndermemesi ve genel nitelikli maaş, ücret artış teklifinin hedef, tahmin ve beklenti bakımından önümüzdeki iki yıllık süreçteki enflasyon gerçeğiyle uyumlu olmaması, kamu görevlilerinin alım gücünde azalmaların yaşandığı dikkate alınarak, 2020 yılbaşı öncesinde kamu görevlilerine yönelik teşvik ve destek paketlerinin hazırlanarak yürürlüğe konması hükümetin ve özellikle ekonomi bürokrasisinin öncelikli sorumluluklarındandır.

 3600 ek göstergeyle ilgili verilen sözler tutulmalı, taahhütlerin gereği yapılmalı, ek gösterge düzenlemesinin kapsamı kamu görevlilerinin tamamını kapsayacak şekilde genişletilmelidir.