Ömer DİNÇER döneminde MEB'in 2nci görev olarak getirdiği okul müdürlüğü artık müdürlük kadrosu gelmesi gündemde.

Okul müdürlerinin edindikleri sorumluluklar karşısında yetkilerinin az olması uzun süredir tartışılıyordu. 

MEB uzun süredir şikayet konusu olan bu konuda adım atmaya hazırlanıyor. 

Bu konu bugünlerde  Eğitim Bir Sen tarafından tekrar gündeme getirilmeye başlandı. 

Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN; 

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, İstanbul 2 No’lu Şube Fatih İlçe Temsilciliği’nin Cankurtaran Öğretmenevi’nde gerçekleştirdiği okul yöneticileri toplantısına katılarak, sendikal çalışmalara, okul yöneticilerinin sorunlarına ve eğitimde yapılan değişikliklere değindi.

Okul yöneticilerinin sorumluluklarının fazla, yetkilerinin az olduğuna dikkat çeken Yalçın, “Birçok sorumluluğu bulunan eğitim yöneticilerinin yetkileri artırılmalı, yöneticilik yapmalarının önündeki engeller, sorunlar giderilmelidir” dedi.

Hukuken ihmal olarak nitelendirilebilecek aksaklıklar nedeniyle idari para cezası yaptırımı doğuran hallerden doğan sorumlulukların, meslekî eğitim veren ortaöğretim kurumları başta olmak üzere, eğitim kurumu yöneticilerini hukuki ve mali açıdan telafisi imkânsız zararlara maruz bıraktığını kaydeden Yalçın, “Meslekî eğitim veren ortaöğretim kurumları, öğretmenevleri, akşam sanat okulu ve mesleki eğitim merkezleri müdürlükleri ile okul aile birliklerinin işveren sıfatıyla Sosyal Güvenlik Kurumu başta olmak üzere, kurum ve kuruluşlara yönelik bildirim, beyan, ödeme ve benzeri işlemlerinin, ilçe/il milli eğitim müdürlükleri eliyle gerçekleştirilmesi noktasında düzenleme yapılması; eğitim kurumu yöneticilerini kasten yapılanlar hariç olmak üzere kusurlarına karşı koruyacak, hukuki ve mali sorumluluklardan doğan zararları tazmin edecek bir mekanizma kurulması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında eğitim kurumları yöneticilerinin işveren/işveren vekili olarak belirlenmiş olmasının, eğitim kurumları yöneticilerini ağır hukuki ve mali sonuçları bulunan bir sorumluluk altına soktuğunu ifade eden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim kurumları yöneticileri iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında işveren/işveren vekili olarak belirlenmemeli; bu konuda sorumluluk alanı kapsamındaki faaliyetler il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulacak komisyonlar eliyle yürütülmeli, mali sorumluluk ise eğitim kurumlarına tahsis edilen bütçe ile sınırlı tutulmalıdır.” dedi.

Eğitim yöneticilerinin niteliğini geliştiren bir model hayata geçirilmelidir

Ali Yalçın, yaptıkları çalışmalarla millî eğitimin çözüm bekleyen sorunlarına neşter vurmaya, çözüme ilişkin öneriler ortaya koymaya devam ettiklerini kaydederek, şunları söyledi: “Mevcut sorunlu alanlar içinde acilen çözüme kavuşturulması gerekenlerden biri de eğitimin yönetimi sorunudur. Eğitim yönetimi konusu, birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de eğitim yöneticilerinin, özellikle okul yöneticilerinin yetiştirilmesinde, eğitime dair sorunların çözümünde önemli bir husus olarak görülmüş ve geçmişte Millî Eğitim şûralarında ele alınmıştır. Ancak eğitimin niteliğini artırmada itici güç olan eğitim yöneticilerinin niteliğini geliştiren bir model ya da sistem şimdiye kadar ortaya konulamamıştır. Nitelikli eğitim için yeterlilik düzeyi yüksek eğitim yöneticisi ihtiyacı gözetilerek, eğitim yöneticisi yetiştirme, görevlendirme, yer değiştirme ve görevden alma hususlarına ilişkin kapsamlı, kalıcı ve sürdürülebilir bir model oluşturulması artık bir zorunluluk hâline gelmiştir. Hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir modelin hayata geçirilmesi, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracaktır.”