Halka tepeden bakan,  onu aşağılayan, hırpalayan, bürokratik engellerle canından bezdiren kibirli devlet anlayışının son temsilcisi olan ÖSYM’nin neden olduğu rezaletlerin ardı arkası kesilmiyor. Koyduğu katı kurallar ve yaptığı hatalar hayatları etkilerken eleştirileri ve uyarıları asla dikkate almadığı için her sınavda mağduriyet üretmeye devam ediyor. Maalesef, milyonlarca insanın geleceğini ilgilendiren sınavları organize eden bir kurumdan beklenen ciddiyeti sadece sınav öncesinde ve esnasında oldukça sert ve anlamsız kuralları yerine getirirken görebiliyoruz.

YGS, LYS, ALES, TUS, DUS, KPSS lisans-önlisans-ortaöğretim, YDS, Hakimlik-Savcılık, Kaymakamlık, Sayıştay gibi onlarca sınavın düzenleyicisi olan ÖSYM, yıllarca sınav sorularının örgüt üyelerine dağıtılması nedeniyle ülkenin 15 Temmuz’da felaketin eşiğine gelmesinde büyük pay sahibi olarak görülen ve halk nezdinde itibarı olmayan bir kurum. Yeni süreçte geçmişte yapılan büyük yanlışları unutturacak şekilde davranması ve kurumsal imajını düzeltecek uygulamalara imza atması gerekirken ÖSYM, hiçbir eleştiriyi dikkate almayan, kibirli, aşağılayıcı ve katı kuralcı tutumunda ısrar ediyor, yaptığı yanlışlarla da adayların geleceğine olumsuz etki etme geleneğini sürdürüyor.

Kopya sanki sınav salonunda çekiliyormuş gibi sınav girişinde öğrenci ve görevlilere yönelik uyguladığı sert güvenlik uygulamalarıyla güvenilirlik çıtasını yükseltebileceği zehabına kapılıyor. Fakat yarattığı yersiz gerginlikle, sınavın heyecan ve stresi altındaki adayın gerilimini bir kat daha artırıyor. Bu ve benzeri nedenlerle sık sık eleştirdiğimiz ÖSYM, bildiğini okumaktan vazgeçmediği gibi bunların dışında da bir takım uygulamalarıyla mağduriyet üretmeye devam ediyor. Son dönemde yarattığı mağduriyetlere birkaç örnek verecek olursak:

17 Aralık 2016 tarihinde gerçekleştirilen Tıpta Yan Dal Uzmanlık Sınavını, üzerinden geçen 8 aya rağmen itirazların değerlendirildiği gerekçesiyle henüz açıklamadı. Sınava giren 4000’den fazla hekim hakkını yargı yoluyla aramaya çalışıyor.

Eylül ayında yaptığı Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı’nı (DUS) iki hafta içinde açıklayacağını duyururken Aralık ayında açıkladı. Fakat itiraz edilen 8 sorunun 6’sı iptal edilince sonuçları iki kez güncelleyerek adayların sinir sistemini alt üst etti. Aynı şekilde Nisan’da açıklayacağını ilan ettiği TUS sonuçlarını Mayıs ayı sonunda açıkladı. Bu gecikmelerin adaylara verdiği zararlar konusunda da sorumsuzluğundan taviz vermedi.

ÖSYM’nin kronik hastalığı haline gelen yanlış soru hazırlama sorunu her sınavda yinelenirken son LYS’de matematik sınavında müfredat dışı konudan iki soru sorarak hatalarından ders çıkarmamakta kararlı olduğunu gösterdi. İtirazlar üzerine iptal edilen iki soruyu çözmek için çok değerli zamanını harcayan adayların hakkı da umurunda değil. Sınava 9.46’da gelen adayı dakika-saniye hesabı gözeterek salona sokmayacak kadar titiz ve tavizsiz olan kurum yöneticileri yaptıkları bu tarz kaba yanlışlardan dolayı en küçük bir sorumluluk duygusu taşımamaktadır.

Onlarca uzmanın kontrolünden ve teyidinden geçen sorularda hâlâ hatalar çıkmasını ve iptaller yaşanıyor olmasını anlamak mümkün olmamakla birlikte ÖSYM son sürprizini LYS yerleştirme puanlarını yeniden hesaplayarak yaptı.

Bazı adaylara ek puanlarının uygulanmamış olması, binlerce adayda da YGS ve LYS yerleştirme puanlarıyla ilgili olarak yapılması gereken OBP kesintisinin yapılmamış olması nedeniyle yerleştirme puanlarını yeniden hesapladı. Yeni Sonuçlar, 14.07.2017 tarihinde saat  19:12 itibariyle tüm adayların erişimine açıldı. 7084 adayın yerleştirme puanını yeniden hesaplayarak tüm adayların yüreğini hoplatan ÖSYM, bu ve benzeri sayısız özensizliğin ve lakaytlığın hesabını vermiyor, tüm bunlar normalmiş gibi davranıyor. Adaylar sınav sonucunu beklerken ‘’ÖSYM’nin yapacağı bir yanlışa kurban gitmezsem!’’ şeklinde şerh düşme ihtiyacı hissediyorlar. Kimsenin buna hakkı yok. Hiçbir kamu kurumu vatandaşına bu şekilde davranamaz, davranmamalıdır.

Emrivaki son dakika değişiklikleriyle, gerginlik yaratan çoğu gereksiz yeni kurallarıyla her sınav öncesinde gerilimi yükselten ve gündem olmayı başaran, fotoğraf yenileme işlemlerini son haftaya bıraktığı adaylara saatlerce sıra bekleterek eski Türkiye’den manzaralar sergileyen, yetersiz internet sitesiyle adayları zor durumda bırakan ÖSYM, uyguladığı tutarsız ücret politikasıyla da mağduriyet üretiyor.

50 soruluk İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği)  sınavına giriş için 165 TL ücret istiyor. Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) ücretlerine her yıl inanılmaz zamlar yaparak 2015’te 100, 2016’da 220, 2017’de ise 300 TL şeklinde astronomik ücretler belirledi. KPSS sınav ücretini önce 420 TL açıklayıp yoğun tepkiler gelince geri adım atarak 180 TL’ye düşürdü. Yaptığı diğer sınavlarda da sabit 90 TL ücret alan ÖSYM’nin, umudunu gireceği sınava bağlamış insanları ekonomik açıdan oldukça zorlayacak ücret politikasını neye ve hangi kriterlere göre belirlediği de tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Özgür Eğitim Sen olarak; Halka hizmet etmek ve işini kolaylaştırmak için kurulmuş olan fakat kuruluş amacının tersine muhatabı olduğu kitlelere üstten bakan ve onları aşağılayan; hesap sorulamaz duruşunun yanı sıra yaptığı büyük yanlışlarla insanların geleceğine olumsuz etki eden ÖSYM’nin ilgili makamlarca sıkı şekilde denetlenmesini ve bu pervasızlığın engellenmesini talep ediyoruz. Güvenilmeyen ve itibar edilmeyen sabıkalı bir yapı olan ÖSYM’nin ileride tekrarlayacağı yanlışlarla halkın geleceğine yaptığı olumsuz müdahalelerin önüne geçilmeli ve bu kurumun yöneticilerine, 15 Temmuz’un yıldönümünde, oturdukları makamları borçlu oldukları halka saygılı olması gerektiği öğretilmelidir.

Bekir Birbiçer

ÖZGÜR EĞİTİM-SEN MYK ÜYESİ

kamu haber, kamuajans, Kamudan haberleri ve gelişmeleri  Ajanskamu farkıyla aktarmaya devam edeceğiz.

Ajans kamu Haber/ www.ajaskamu.net