Sosyal medyada birleşen binlerce işçinin Milletvekillerine yazdığı o metin;

Sayın Milletvekilim;

Bizler 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, alt işveren çalışanları iken, 657 Sayılı D.M.K’nun 4/D bendine göre devlet kurumlarında sürekli işçi ünvanıyla istihdam edilmiş kişileriz. Bizlerin kadroya geçişiyle birlikte Çalışma Bakanlığının koordinesinde Yüksek Hakem Heyeti ile 2020 yılının 10. ay’ına kadar geçerli olan bir çerçeve sözleşme hazırlanmış ve mali ve sosyal haklarımız bu sözleşme ile sınırlandırılmıştır. Bahsini ettiğimiz bu sözleşmede maaş artışlarımız her yılın ilk 6 ayında geçerli olmak üzere %4, ikinci 6 ayında % 4 olmak üzere toplam % 8 olarak belirlenmiştir. Üstelik bu durum sadece içinde bulunduğumuz yılı kapsayacak şekilde değil, süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi bitinceye kadar, yani 2020 yılının 10. ay’ına kadar devam edecektir.

Ancak sizinde takdir edeceğiniz gibi henüz 2018 yılında iken bile, yıllık enflasyon oranları istatistik verilerine göre % 25, reel piyasa da ise % 60’ları bulmuştur. Çalışma Bakanlığının Hakem Heyeti Kararları ile bizleri yıllık 4+4 gibi bir maaş artışına mahkum etmesi, kamuda çalışan sürekli işçilerin daha şimdiden enflasyon artışıyla birlikte % 25 fakirleşmesine sebep olmuştur. Oysa 2019 yılında kamu çalışanlarına yapılacak bir Toplu İş Sözleşmesi olduğu halde, bizlerin de kadrolu kamu çalışanları olduğumuz göz ardı edilerek yapılacak bu toplu iş sözleşmesine dahil edilmemiz engellenmiştir. Çalışma Bakanlığı’nın almış olduğu bu karar kamu çalışanları arasında “Üvey evlat” muamelesinden farksızdır. Devlet çocukları arasında ayırıma gitmiştir.

Üstelik Sayın Cumhurbaşkanımız, “Kadroya geçirilme” işlemini kürsüde açıklarken; “Şimdiye kadar aracı taşeron firmalara ödenen komisyonların, bundan böyle işçilere ödeneceğini, taşeron şirketlerin aldığı kişi başı komisyonların artık işçinin cebine gireceğini” ifade etmişti. Ve yine kendi ifadesiyle her bir çalışanın cebine 300, 400, 500 lira gibi ekstra ödeme yansıyacağını ifade etmiş ve buna örnek olarak da Cumhurbaşkanlığı’nda ki alt işveren işçilerini örnek göstermişti. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız’nın ifade ettiği şeyler gerçekleştirilmedi, Şirketlere ödenen komisyon ücretleri maalesef işçilere yansıtılmadı. Bu konuda yetkililerin mutlak ihmalkarlığı bulunmaktadır. Bu konunun ivedi olarak düzeltilmesini bekliyoruz. 

Facebook Sosyal hesaplarında farklı isimlerle kurulmuş onlarca işçi gruplarının toplam 400.000’den fazla işçi üyesi bulunmaktadır. Şahsımda bu toplulukların bir üyesidir. Bizim sizden talebimiz; Devlet’in kendi evlatları arasında kayırmacılık yapmasına, evlatlar arasında ayırıma devam etmesine dur demenizdir. Bizim sizden talebimiz sizlerden güzel haberler bekleyen yaklaşık 450.000 işçimize hak ettiği Kamu Toplu İş Sözleşmesini alarak bizleri sevindirmenizdir. Bizler aileleriyle birlikte sayısı 1.000.000’u aşan kamu işçileri olarak seçim öncesi sahada sizleri ellerinizdeki Toplu İş Sözleşmesiyle karşılamak istiyoruz. Bizden hariç diğer kamu çalışanları yapılacak 2019 Toplu İş Sözleşmesine imza atarken, bizler sizlerin gayret ve vefasıyla bizlere de imza atma imkanı yaratmanızı bekliyoruz.

696 Sayılı KHK ile Sürekli Kamu İşçisi olan tüm çalışanların gözü kulağı, Meclisten gelecek güzel haberdedir. Toplu İş Sözleşmesi bizlerin ekstrası değil insani ve vicdani hakkıdır.

Ayrıca yine 696 Sayılı KHK ile Belediye şirketlerine devredilen işçiler Belediye şirketlerinde güvencesiz bir çalışma değil, Devlet güvencesinde sürekli kamu işçisi olarak istihdam edilmek istemektedirler. BİT çalışanlarının koşulsuz sürekli işçi statüsüne geçirilmesi hususunda yardım ve desteklerinizi beklemekteyiz.

Bizler için göstereceğiniz gayret ve emekleriniz için peşinen teşekkürlerimizi sunuyor, partinizin ve şahsınızın mücadelesi ile kazanacağımız Toplu İş Sözleşmesinin zaferini sahada sizlerle birlikte kutlamak istiyoruz.

Tüm Kamu işçileri adına en derin saygı ve hürmetlerimizle…