Rehber Öğretmenlerin 8-5 gibi mesaiyle çalışacakları, nöbet tutacakları şeklinde iddialar bugün yapılan düzenlemeyle görülüyor ki ölümün gösterilip sıtmaya razı olunması şeklinde bir stratejinin uzantıları olarak devreye sokulmuşlardı. Daha önce gerekçe olarak MEB Müsteşarı Yusuf Tekin Rehber Öğretmenlerle ilgili yapılacak düzenlemenin diğer öğretmenler tarafından dile gelen şikâyet ve yakınmalar nedeniyle olacağını dolayısıyla mevzunun bir anlamda eğitim ortamlarında iş barışını sağlamak olduğunu ileri sürmüştü. İş barışını sağlamak elbette önemlidir ve MEB’in görevidir. Ancak iş barışını korumak kendi özgülüğü apaçık olan bir alanı tahrip ederek başarılamayacağı gibi başarılsa bile bunun kimseye faydası olmayacağı açıktır. Kaş yapalım derken göz çıkarmak bürokrasimizin temel işi olmaya başladı. Rehberlik Yönetmeliğinde yapılan ‘Psikolojik Danışma’ ibaresinin çıkarılması düzenlemesi açık ki alana ilişkin sınırları buharlaştırma amaçlıdır. Oysa eğitim sistemimizin temel sıkıntılarından birisi alanların belirgin olmayışıdır. Tabiri caizse ‘ne iş olsa yaparım’ mantığı egemen ülkemizde ve bu düzenlemede söz konusu anlayışa ön açan hüviyette. Zaten tarihsel olarak sadece rehberlik değil diğer alanlarda da yaşadığımız bu sıkıntı alanların kendi sınırları içerisinde yetkinleşmesine engel olmakta ve herkesin her işi yaptığı bir noktaya savurmaktadır. İkincisi yeni yönetmelikle Rehber Öğretmenlere getirilen nöbet görevidir. Eşitlik olarak sunulan bu düzenleme yukarıda belirttiğim gibi alandan, alanın gerçekliğinden bihaber bir düzenlemedir. Eşitlik herkesin standart görevlere tabi tutulması şeklinde anlaşılamaz. Eşitlik alanın gereksinimlerinin karşılanması şartıyla olabilir ancak. Aksi takdirde rehberlik çalışmalarının büyük bir kısmını fiili olarak işlevsiz kılacak nöbet düzenlemesi maalesef MEB’in önceliğinin pedagoji değil güvenlik olduğunu ortaya koymuştur. Nöbet doğası itibariyle öğretmenlik mesleğiyle ilintilendirilmemesi gereken bir uygulamadır. Bu açıdan nöbet uygulamasına son vermek öğretmenlik mesleğinin gereği ve MEB’in ve eğitim gündemimizin gerçekleştirilmesi gereken bir hedefi olmalıdır. Nöbete ilişkin bunlar yapılması gerekirken maalesef cüz’i bir ücrete bağlanarak hem meşruiyeti oluşturuldu hem de bu son uygulamayla yaygınlık kazandırılıyor. Oysa Özgür Eğitim-Sen olarak başından beri eğitim-öğretim düzenimizin birbiriyle ilintili bir hüviyet arz ettiği gerçeğini hatırlatıyoruz. Bütüncül bir kavrayışla ele almadığımız her düzenleme sorun çözemeyeceği gibi yeni sorunlar oluşturacaktır. Yeni Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği de maalesef bu bütüncül kavrayış eksikliğinin bir devamı niteliğindedir. MEB kendi eliyle yeni sorunlar üretmeye devam ediyor. Yeniyi üretemediği gibi iyi kötü işleyeni de tahrip ediyor. Bu açıdan yeni yönetmeliğe karşı hukuki zemin başta olmak üzere gereken mücadelenin verileceğini kamuoyuyla paylaşıyoruz. 13.11.2017 Abdulbaki DEĞER Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı