8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Elena Mantu kaleme aldığı “Gavurun Kızı Elena” isimli kitabında ev hanımlığından yazarlığa uzanan yolculuğunu anlattı. Mantu, kaleme aldığı kitapta hayatı boyunca çektiği zorlukları ve bir kadın olarak bunlarla nasıl mücadele ettiğini yazdı.

Romanya’da 1973 yılında dünyaya gelen Elena Mantu, ilk olarak doğduğu gibi öz babası tarafından kız çocuğu olduğu için istenmedi ve daha 4 yaşında sığınacağı annesi vefat etti. Küçük yaşına rağmen omuzunda ağır yükler taşıdı. Bu yaşadıklarının üzerine mücadele ederek onu reddeden babasına ve "Okumaya gerek yok. Çalışman lazım" diyen ablasına rağmen onları hiç arkasında bırakmadı. Ailesi ve eşi tarafından da sahiplenilmeyen Mantu, dünyaya getirdiği iki çocuğunu o görmek istediği şefkat ile bağrına basarak büyüttü. Yaşadığı tüm eziyetlere, aldatılmalara, psikolojik şiddetlere rağmen ayakta durma gücünü evlatlarını yetiştirmekte bulan Elena, hayatı boyunca yaşadıklarını kaleme aldığı ’Gavurun Kızı Elena’ kitabında topladı. Elena Mantu, bu kitap ile kalbinde dikenli hayatı yaşayan ama o çiçek tarlasını arayan tüm insanlığa rehber olmak istediğini ifade ediyor.

“Zorluklar ile nasıl mücadele edilebileceğini aktarmak istedim”

Kitap yazmaya olan hevesinin çocukluğundan başladığını dile getiren Elena Mantu, “Çocuklarımın büyük desteği ile bu kitabı yazdım. Bu kitabı özellikle ben yapamam diyen kadınların okumasını istiyorum. Kadın isterse her şey olur. Kitapta çocukluk, ergenlik ve bu zamana kadar gelen hayatımı kaleme aldım. Benim annem 5 yaşındayken babam ise 15 yaşında olduğumda vefat ettiler. Bu zorlu hayatımda geçen anılarımı anlattım. 19 yaşında Türkiye’ye gelerek görücü usulü ile evlendim. Kültür ve adetlerin farklılıklarından dolayı yaşadıklarımı anlattım. Ben bu zorluklara rağmen hayata nasıl devam edilebileceğini kaleme almak istedim. Önemli olan kadınların zorluk ile karşılaştıklarında ben eşimi ve çocuklarımı bırakıyorum demeden önce arkalarında bir enkaz bıraktıklarını bilmeleri gerekiyor. Kitabımda bir annenin ve eşin nasıl davranması gerektiğini, karşılaşılan zorluklar ile nasıl mücadele edilebileceğini aktarmak istedim. Hem Türkiye’de hem de tüm Dünya’da tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Bu sadece bir gün ile kalmamalı her gün kadınlar günü her gün anneler günü olması gerekiyor” diye konuştu.