Ancak, okulların açılmasına saatler kala  sorunların devam ettiğini görüyoruz. Elbette okullarda yaşanan bütün sorunları tamamen ele almak mümkün değil. Bu nedenle, bu köşe yazısında sorunların belli başlılarına yer verilecektir.

    Öğretme- öğrenme sürecine etki eden faktörlerden biri teknolojidir. Ancak, okullar ya  teknoloji alanında yetersiz ya da eşitsiz bir dağılım gösterdiğini görüyoruz.

   Diğer taraftan, öğretme-öğrenme sürecinde kullanılmak üzere onlarca öğretim ve ilkesi varken bunlardan bir ikisine yer verilmektedir.

    Sorunlardan biri ise okul yöneticileridir. Öyleki, okul yöneticilerinin atanmasında liyakat tercih edilmemektedir. Bu konuyla ilgili bir diğer sorun okul yöneticiliğinin ülkemizde meslekleşmemesidir. Ayrıca, okul yöneticilerine verilmesi gereken hizmet içi eğitimin yetersiz olmasıdır.

    Yine, öğretme-öğrenme sürecine doğrudan katkısı bulunan öğretmenlere ilişkin sorunlar devam ediyor. Bunlardan en önemlisi öğretmen maaşlarının oranı gelişmiş ülkelerin çok altındadır. Bu durum da öğretmenin güdülenmesini, iş doyumunu olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, özlük hakları, ders dağılımı, görevde yükselmede adaletsizlergörülmektedir.

    Diğer taraftan, eğitim sistemimizin sınav odaklı olması öğrencileri ezberciliğe iterek onları eleştirel ve yaratıcı düşünmeden mahrum bırakmaktadır.

    Velilerle ilgili sorunlar etkili öğrenme-sürecini olumsuz etkilemektedir. Çünkü genel anlamda velilerin sosyo ekonomik ve eğitim düzeylerinin düşük olduğunu görüyoruz.

    Öğretme-öğrenme sürecinin algı dayanağı olan müfredat proğramı ile ilgili sorunlar başlı başına ele alınması gereken hususlardan biridir. Çünkü, yeni müfredat proğramı ile çağı yakalama umuduyla yola çıkılmış, ancak değil çağı yakalamak toplumsal sorunlarımızla ilgisi olmadığını görüyoruz.