Yakında tapu dairelerini kapatıyoruz. Artık dijital tapu ile uluslararası alım satım yapılacağı gayrimenkul borsası kuruyoruz. Tabi  önceki safha  bilindiği gibi gayrimenkuller mobil hale getirilerek, menkulleştirilerek gayrimenkul sertifikası çıkarıldı. Bu sertifikaların çok hızlı biçimde alınıp satılabilmesi içinde dijital ortamda hareket etmeli.  Artık gayrimenkullerin değerlemeleri spekülatörlerin eline geçecek.  Mevcut borsada oynadıkları oyunların hepsini, yeni gayrimenkul borsasında baş aktör bankalar olarak yapacaklar. Madem gayrimenkul menkulleşti, artık tapuda dijital tapu olarak,  rahatlıkla  bütün dünyanın her yerinde parası olan bunları alabilecek. Hayali paralar,  varlıklara dönüştürülecek.  Sayın Şimşek BES ile ilgili büyük başarısını gösterdi,  artık  gayrimenkul borsası projesi olarak  Sayın Canikli  ön planda...

Ne kadar menkul olmayan arsa, ev, arazi varsa hepsini menkul hale çevirip sanal para karşılığında verebileceğiz. Zaman işi buraya kadar götürecek. Burada da bütün gücü elinde tutacak olanekonominin ilahı konumuna getirilmiş bankalardır.  Asıl uçurum bundan sonra gelecek. Şimdilik detaya girmeden devam edelim. Faizlerin  ve türevlerinin oluşturduğu bu sanal paralar,  milletin gayrimenkullerini menkulleştirerek  elde edecek. Sanal para diyorum, çünkü reel olarak var değiller. Tabi bankalar bu işten yine en çok kârlı çıkacak. Neden? Çünkü  hacizlerle elde ettikleri tüm gayrimenkulleri piyasa fiyatı üzerinden borsaya arz ederek satışlarını gerçekleştirecek. Banka senedine daha gerek yok. Banka, bilançoda ki aktiflerini bu şekilde de menkul hale getirebiliyor. Tabi bütün aktifler için bu geçerli değil. Hacizlerle milletten topladıkları,  fazlasıyla yeni kredi verme kabiliyeti oluşturacak. Artık para yaratmak için bankalar gayrimenkul borsasını kullanacaktır. Oysa Merkez Bankası, parasal genişlemeye neden olacağı için, bunu da enflasyon nedeni gördüğü için, banka senedine sıcak bakmamıştı. Tabi işin öne çıkartılan yönü burası. Asıl başka tehlikeden korkuyorlar. Sayın bakan Canikli; dünyada bir ilk  diyerek övündüğü bu gayrimenkul borsası ile, Türkiye'deki yasal zeminler hazırlandıktan sonra, Türkiye'deki  her hangi bir gayrimenkulün dünyanın her hangi bir yerinde, gayrimenkul borsası üzerinden rahatlıkla satılabileceğini söylüyor. Peki bununla temel amaç nedir?

Türkiye'nin lokomotif sektörü diye  ağızlardan düşmeyen şarkı; inşaat için sözüm ona maliyetsiz sermaye oluşturmak. Yani  İnşaat firmaları sermaye ihtiyacını, bir gayrimenkulü bin parçaya bölerek satacak. Hem satışları yapacak sektöre para akacak. Menkulleşmiş gayrimenkulleri Makro inşaatın  arz ettiği gibi arz edecekler. Zaten iç piyasa para olmadığı için, para kısıt tutulduğu için,  bütünüyle bunu alması mümkün değil. Alamadığı için böyle bir yola başvuruldu. Dışarıdan para çekilmek isteniyor. Tabi bu sermayeyi çekebilmek için daha önce gayrimenkul sertifikası adı altında bir daireyi 100 bin parçaya bölerek satmayı kararlaştırmışlardı. Projenin bir kısmı faizli bir kısmı sözüm ona bu yöntemle faizsizmiş.  Bunun ilk örneğini  de Makro inşaat ile Toki , Vakıf bank ve İstanbul borsası,  bir konsensüs gibi  medya önünde gövde gösterisi yapılmıştı.

Önemli bir  şeyin altını çizip devam edelim; bu dijital tapu, 2018 de hedeflenmiş dijital para sistemi için son derece önemli olup,  sanal paralarını  yerli ve yabancı rantçılar, bunları  menkule dönüştürecekler.  Konuyla ilgili yasalar  hazırlanacağı için, yabancılara  arsa, ev satmak gibi hali hazırdaki engeller tamamen  kaldırılacak. Olayın vahametini düşünebiliyor musunuz? Adam sanala parası ile gelecek, menkulleşmiş bir araziyi alabilecek. En değerli araziler,  kamuya ait  bina ve arazileri,  gerekirse varlık fonu tarafından gayrı menkul borsasına arz edilip para bulunacak. Tabi bu durumda kapı kapı  kısa dönem  borçları ödemek için kredi talep etmek zorunda kalmadan bu menkul borsasından, aracı kurumlar garantörlüğünde dijital ortamda dijital para ile  tapular devir teslim yapılacak. Gayrimenkuller bugüne kadar Tapu dairelerinden satılıyordu. Tapu dairelerinin de bu durumda menkulleştirilip satılmasının önü açılmış olur mu?  Canikli; gayrimenkulün yükünün bankalar üzerinde olduğunu söylerken bankaların üzerinden bu yükü alacağı diyor. Oysa bankalar bunu bir yük görmez. Onlar, dileyenin dilediği kadar piyasayı fonlar. Sistem onlara dilediği gibi para yaratma yetkisi veriyorÖyle olmasaydı,  basılı para  sadece 123 milyar olduğu halde 1 trilyon 877 milyar krediyi nasıl vereceklerdi ?. Bankaların kredi vermesinin asla sorun olmadığını zaten sık sık ifade ediyoruz. Gayrımenkul borsası da zaten bankaların elinde olacak. Ekonomiyi bankanın eline iyice teslim etmektir bu. Niye?

Çünkü para bulamıyorsun. Ne ilginç değil mi, merkez bankası  enflasyon  olmasın diye  parayı kısıyor, bankalar  rahat kredi verebilsin diye aktifleri menkulleştirilmeye çalışılıyor. Sonra  işin birde borsası kurulup, tüm dünyaya arsaları, gayrimenkulleri satmak için canla başla çalışılıyor. Üstelik İslami hassasiyetle... Banka senedi  neydi ? Bankanın tüm aktiflerinin faizli satış ile  yüksek kredi kabiliyetlerini arttırmak. Güya burada Sayın Canikli,  kredi verdirerek yatırımı arttıracak. Oradan da istihdam artıp makro göstergeleri pozitif etkileyecek. Tabi paradigma yanlış kurulursa böyle faizin cenderesi içinde  duvardan duvara savrulursun. Faizci değer sayımını ekonomide  baş tacı etmiş olan köşe yazarların da  ortak bir yaklaşımı  şöyle; efendim sıkı para politikası yapmak lazım, yoksa enflasyon olurmuş. Basitleştirelim bu ifadeyi; yani diyorlar ki sizin ekonominiz 100 birim değer üretiyorsa siz bu  mal ve hizmetlere karşı 10 birim para basacaksınız. Bütün ekonomiyi bu 10 birim para ile çevireceksiniz. Olay bu kadar basit anlatılınca, ekonomiye hiç ilgi duymayan okuyucularımızda eminim ‘'böyle bir saçma  şey  olmaz'' diyecektir. Çünkü 100 birimlik mal ve  hizmet  10 birimlik bir para ile mümkün değil dönmez. Onların isteği de bu zaten, piyasada para  kısıt  olsun,  bankaların kucağına  düşsün sanayici, iş adamı, emekli, işçi, memur, kredi alsınlar. Basılı 10 birimle piyasada para bulamasınlar, hacze düşsünler, bankalarda mallarına el koysun. Millete, devlete  operasyon böyle yapılıyor. Bunun aksini iddia eden kapitalist ruhlu kim varsa  her yerde hodri meydan diyoruz.

İşin aslını sorgulamada zihinsel bir  tutulma yaşayanların böylesi  tali konularda dolanıp nasıl boğulduğunu görüyoruz. İşin başını ekonomiyi yönetenlerin, faizcilere hizmet eden iktisadi uygulamaları  çekerse,  köşe yazarlarına  pek de  söyleyecek bir şey yok...

Yunus EKŞİ / YeniSöz

kamu haber, kamu ajans, Kamudan haberleri ve gelişmeleri  Ajanskamu farkıyla aktarmaya devam edeceğiz.

Ajans kamu Haber/ www.ajaskamu.net