ŞEKERCİ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Geçen hafta yönetici buluşmaları kapsamında şubemize bağlı tüm ilçelerde okul yöneticisi arkadaşlarımızla buluştuk. Derdimizi anlattık dertlerini dinledik. Hani derler ya “Bir dokun, bin ah işit!” Bizim programların soru cevap faslı tam da böyleydi ne yazık ki!..
Yaşanan sorunları bir yazının hacmine sıkıştırmak mümkün değil elbette. Yönetici atama yönetmeliği ihtiyacının karşılanması talebini sona saklayarak; ortak sorunlardan birkaçına değinerek okul yöneticilerinin serzenişini paylaşalım istiyorum. Okulların önemli bir kısmında yönetici eksikliği var. İsteğe bağlı ve zorunlu yer değişikliğinden sonra sınavlı atamalar yapıldı üzerine bir de münhal kalan yerlere atama yapıldı yine de her ilçede hem müdür yardımcısı hem de müdür eksikliği had safhada.
Okulların yönetici eksikliğine dair okul yöneticileri ile yaptığımız toplantılarda gündeme gelen ortak tespit ek ders ve maaşlardaki ücret adaletsizliği.
Bir arkadaş;
“Başkanım! Sabah 07:30’dan akşam saatlerine kadar okuldayız. Hafta sonu da cabası. Aldığımız ek ders ücreti öğretmen arkadaşlardan daha az…” Bu şikayetin altında öğretmenin aldığı ücreti kıskanma duygusundan ziyade, ortaya konan emekle eşdeğer ücret alamama serzenişi yatıyor.
Bilinen bir kuraldır.“Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır..” Islahat fermanından, Kanunî Esasiye bu kural anayasal bir haktır. Maalesef,söz konusu yöneticiler olunca, angaryanın biri bin para. Okul yöneticileri “Şükür proje devri bitti!” derken, proje devrini de aratacak “Sıralı kulüp sarmalı” na tutuldu. Okul müdürlerinin -tecrübe ile sabit- başını daha çok ağrıtacak-İstanbul’a özgü- bu yeni projelerin, yönetici buluşmalarımızın başta gelen gündemlerinden biri olduğunu söylemem gerekiyor.
Bir yazının sınırlarını fazla zorlamadan bir iki hususun daha altını çizmemiz yerinde olacaktır:
MOS adı verilen ek ders hesaplama programından okul yöneticilerinin bir an önce kurtarılarak özel sektöre veri ve gereksiz kaynak aktarımına son verilmesi. Bir de her sene başında yöneticilerin belini büken hizmetli sorununa gerçek bir çözüm üretilmesi. TYP ile sağlanan palyatif çözümler artık tıkanma noktasına gelmiştir.
Okul yöneticilerinin gündemine ilişkin saydığımız ya da gündeme getirmediğimiz bir çok sorunun çözümü için öncelikle Ziya Selçuk modeli gayri adil yönetmeliğin değişimi ile başlanabilir. Sonra Meslek Kanunu çalışması yapılırken, yöneticilerin taleplerinin de dikkate alındığı kapsamlı adımlar atılabilir.