ŞEKERCİ Açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bir işi yaparken diğerini bozmak, onarayım derken başka parçalara zarar verme konusunda bayağı başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz.

Peki bunu minimize etmenin yolu yok mudur?

Teşhis edilen rahatsızlık ya da onarılması istenen arıza için düşünülen tedavi ya da tamir seçeneklerinin olası yan etkilerini, yaparken daha fazla arızaya neden olma ihtimalinin iyi hesap edilmesi ile ile pekâlâ bir yol mümkündür.

Bugünlerde öğretmenler odasının en önemli gündemi Kariyer Basamakları sonucunda ortaya çıkan öğretmenler arası eşitsizlik.Elbette bu saatte Uzman Öğretmenlik/Başöğretmenlik konusunu esastan tartışmanın reel bir faydası yok. Ancak bu sürecin ortaya çıkardığı hesaplanmayan sorunları tartışarak çözüm önerilerini müzakere edebiliriz.

Bazı sorular sorarak başlayabiliriz:

Bir öğretmen Uzman olmak için niçin 10 yıl beklemek zorundadır?

Lisansüstü (Yüksek Lisans veya doktora) eğitimini tamamlayanlar uzmanlıkta aynı süreyi beklemesi ne kadar doğrudur?

20 yılını dolduran ve ancak uzman olabilen öğretmenlerin başöğretmenlik ünvanını alması için yasada belirtilen süre adil midir?

Göreve yeni başlayan öğretmen ile uzman öğretmen arasındaki maaş farkı hakkaniyete uygun mudur?

Eğitim Öğretim kökenli Şube Müdürü ya da İl/İlçe müdürü olan eğitim yöneticilerinin kariyer basamaklarından yararlanamaması hak ihlali değil midir?

Daha birçok soru sorulabilir. Aceleye getirilen bir yasanın elbette hataları olacaktı. İyi niyetle bakıldığında bu eksikleri anlayabiliriz. Ancak, bu sorunların telafisi için adım atılırsa işte o zaman iyi niyet konusunda kimsenin tereddüdü kalmaz.

Hani meşhur bir söz vardı. "Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış." Yol yakınken ve konjonktür de buna müsait iken bu ve benzeri problemlerin ortadan kalkması adına eğitimin paydaşları ile istişare edilerek ortalama memnuniyet oluşturacak, yan etkileri az çözüm bulunması zor olmayacaktır.

Yeter ki istensin!.

İdris Şekerci

EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı