Ezanı Türkçe’ye, camileri ahıra ve parti binalarına çevirten; Kürt ve Kürtçe kelimelerini yıllarca yasaklayan o eski baskıcı azgın azınlığın, yeniden fikirsel olarak “Türkçe ezan, öğrenci andı, Atatürk üzerine suni tartışmalar yaratarak hortlatılmaya çalışıldığına, eski kirli sulara geri dönme çabalarına şahitlik etmekteyiz.” Bu halk kimin dost, kimin düşman olduğunu çok iyi bilir ve sandıkta hep ona göre gereken dersi de verir. Öyle başı örtülüye, çarşaflıya “yıllarca gerici, yobaz, yallah Arabistan’a” tanımlaması yapıp, sonradan siyaseten oy kazanmak uğruna çarşaflı bayanlara takılan rozetlere kanacak kadar saf değil.Bakmayın öyle Kürt ve dindar insan dostu göründüklerine, sahte ve ikiyüzlü gülücüklerine. Yeminli Erdoğan düşmanlığı üzerinden “beraber iyi salladık” beşliklerine. Konu Kürt ve dindar hukukuna gelince öğrenci andı üzerinden dahi hemen düşerler ırkçı çelişkilerine.  

 

CHP’nin tarihinde ırkçı uygulamalar hep var olmuştur

 

“Ne var canım andımızda? Türkler, Kürtler, Araplar, Ermeniler hep bir olduk geçmiş aslımızda” derler ya bir bakalım mı bunların tarihsel geçmişine, disipline edilişine, fikirsel uygulamalarına, gerçekten kendilerinden olmayanı hep kardeş mi gördüler, dedikleri gibi öğrenci andında geçen Türk ibaresi ve disipline ediliş şekli tüm etnik unsurları da kapsıyor muydu tarihsel uygulamalarında?

 

*1930’ların CHP’li Başbakanı İsmet İnönü Sivas demiryolu açılışında: “Bu ülkede sadece Türk etnik ulusu ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiçbir ırkın böyle bir hakkı yoktur.” ( Milliyet 31.08.1930)  Sözlerini inkâr mı edecekler?

*1930’ların CHP’li Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Ödemiş’te seçmenlere yaptığı bir konuşmasında: “Türk, bu ülkenin yegâne efendisidir, yegâne sahibidir. Saf Türk ırkından olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi ve köle olma hakkı… Dost, düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bile.” (Cumhuriyet 19.09.1930) Sözlerini nereye koyacaklar?

Fırsatını bulsalar, hayatı Kürtlere zindan ederler

 

Kim ne kadar eleştirirse eleştirsin, çekince koyarsa da koysun; Kürtlerin ret ve inkârı, asimilasyon baskıları Başkan Erdoğan’la son buldu, Kürtler Başkan Erdoğan’la bu ülkede daha mutlu yaşamanın hazını aldı. Aidiyet duygusunu geliştirdi. Korkmadan ben Kürdüm diyebildi. Yıllarca bu ülkede Kürtlerin varlıkları ve dili dahi kabul görmedi, inançlarına saygı duyulmadı. Dışlanma, ötekileştirilme, yok sayma uygulamaları almış başını gitmişti. Irkçı ve inkârcı uygulamalara son verdiği; rengi, dili ve dini ne olursa olsun tüm insanlara insani ve İslami bir yaklaşım gösterdiği için Başkan Erdoğan’a kin kusuyorlar, onu alaşağı etmek için şer güçleri ve darbecilerle iş tutuyorlar. Ellerinden gelseler Türkiye’yi eski kirli sulara çekerler, dindarlara ve Kürtlere hayatı zindan ederler. Erdoğan düşerse, Türkiye düşer;  Türkiye düşerse mazlum ve mağdur ümmet düşer.

 

Gönüllü ve mutlu vatandaşlığa nasıl geçtik hiç unutmayalım

 

Ey vatanına bağlı, bu ülkenin kardeşliği, birliği ve dirliği için gerekirse canını vermeye her daim hazır olan Kürt kardeşlerim! Bu zihniyetleri iyi tanıyalım, onlarla aynı safta bulunma yanlışına asla düşmeyelim. Yeminli Erdoğan düşmanlığı üzerinden “beraber iyi salladık” gafletiyle Kürtlerin iradesi ve kanı üzerinden rant devşirmek isteyenlere de asla izin vermeyelim. En basitinden öğrenci andı tartışmaları üzerinden kim samimi, kim riyakâr onu iyi belleyelim. Kürtler, hangi zihniyetin iktidarında kan kustu, insanlık dışı uygulamalara tabi tutuldu, zorunlu ve mutsuz vatandaşlar oldu; hangi zihniyetin iktidarında bu ülkenin asıl ve asil bir evladı olduğunun tadına vardı, gönüllü ve mutlu vatandaşlara evrildi hiç unutmayalım.Dinimize, dilimize, kültürümüze edepsizce saldıran, Kürtlerin nerdeyse kanını içmek için Başkan Erdoğan’ın alaşağı olmasını bekleyenlere siyaseten gereken dersi verelim. Öncü kadrolarımıza ve yeni kurucu akıllarımıza bütün etnik, mezhepsel ve ideolojik sorunlarımıza rağmen sahip çıkıp, destek olalım. Son zamanlarda peydahlana sahte dostlar bilsin ki, Kürtler yeminli Erdoğan düşmanlarının riyakâr desteklerine muhtaç değildir. Onların üç kuruşluk siyasi hesapları için, kullanmak isteyecekleri rakı masası mezesi de değildir