“ANA DİLDE EĞİTİM TALEBİ DEVLETİN BÖLÜNMESİNİ İSTEMEKLE EŞ ANLAMLIDIR.”

Ülkemizde herkesin mutlaka etnik bir kökeni vardır. İnsanların etnik kökenlerini tayin etmeleri kendi ellerinde olan bir tercih değildir. Millet ise ortak bir iradeyle tesis edilmiş bir yapının adıdır. Bu yapıya insanlar tercihleriyle dâhil olurlar. Ülkemizin adının Türkiye Cumhuriyeti Devleti olması ve bu devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin “Türk kimliği” ile tanımlanması siyasi ve hukuki bir anlamın ifadesidir ki etnik bir tanımlama ile hiçbir alakası yoktur. Bu bugün böyle olduğu gibi geçmişte de böyle olmuştur. Osmanlı Devleti zamanında da tarihçi Halil İnancık’ın da ifade ettiği gibi “Türk kavramı siyasi ve hukuki bir anlama” karşılık geliyordu. Kişiler özel hayatlarında kendilerini Türkmen, Laz, Çerkes, Kürt olarak tanımlayabilirler. Ancak hukuki ve resmi temaslarda vatandaş olarak tek bir kimliğimiz vardır, oda aynı coğrafyada birlikte yaşama arzusunu ifadesi olan vatandaşlık kimliğidir.

Ülkemizin demokrasi, kalkınma ve insan hakları noktasında yaşadığı sorunları etnik temele dayandırıp, kriz çıkarmak isteyenlerin bugün kaşıdığı konulardan biride “ana dilde eğitim” meselesidir. Milli devletler günümüz dünyasının bir gerçeği olan sosyo-politik bir olgudur. Toplumsal ve siyasal meselelerle uğraşanlar bunu gözden ırak tutmamalıdır. Devletimizin üniter yapısını bozacak her türlü girişimin karşısında duracağımızın bilinmesini istiyoruz. KCK davaları kapsamında yargılananlarla onlara katılan ve milletimizin manevi ve inanç değerlerinden uzak bölücü unsurların geçen yıllarda başlattığı açlık grevinde en önemli ikinci siyasi talepleri “ana dilde eğitim” olmuştur. Onlara göre devlet olma(!) yolunda en önemli adımlardan biri de ana dilde eğitimdir.

Bölücülerin bu haince planlarının peşine farkında olmadan “ana dilde eğitime" evet diyerek takılan manevi değerlere bağlı bu ülke vatandaşlarına da tavsiyemiz şudur: Her sorunu etnik temele dayayarak, sözde çözüm arayarak, bu milletin Anadolu’da ki 1000 yıllık ortak geçmişine ihanet edenlerin peşine takılmayın. “Dil ve renk (kavim) Allah’ın ayetlerindendir” ayeti celilesi hepimizin kabulüdür. Ancak buradan ana dilde eğitim çıkarımı yapmak, bir fitneye kapı aralamaktan başka bir amaca hizmet etmez. Tabiî ki insanlar ana dilleri öğrensinler, devlet bu imkânı ve fırsatı isteyen vatandaşlarına oluştursun, bu ayrı bir şey ana dilde eğitim ise daha farklı bir şeydir. Bugün Türkçe, vatandaşlarımızın etnik kökeni ne olursa olsun ortak olarak kullandığı bir dil haline gelmiştir. Türkçe de yüce Yaratıcının ayetlerindendir ve bu milletin ortak dili haline gelmiştir. Bu ortak dil, milli birliğimiz ve beraberliğimizin tesisi için  eğitim dili olarak kullanılmaya devam edilmeli ve diğer dillerin öğretilmesine de devlet gereken özen ve hassasiyeti gösterilmelidir.

Aynı şekilde Galatasaray Lisesi, Alman Lisesi, Saint Joseph, Saint Benoit, Avusturya Lisesi, Notre Dame de Sion, İtalyan Lisesi gibi orta öğretim kurumlarında eğitim Türkçe değil; İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca yapılmaktadır. Bu uygulamada kültür emperyalizmine çanak tutmaktadır. Bu uygulamaya da karşı olduğumuzu belirtiyoruz. Tabi ki yetişen nesillerimizin bir değil iki yabancı dil öğrensin, bu noktadaki gayret başka bir şey yabancı dillerde eğitim yapılması ise çok farklı şeydir.

EKSEN Eğitim-Sen olarak, Türkçeden başka bir dilde eğitim verilmesinin devletimizin üniter yapısını ve milletimizin birliğini, beraberliğini bozacağı gerekçesiyle karşı olduğumuzu ama farklı dilleri öğrenmek isteyen vatandaşlarımıza devletin gerekli imkânı ve hizmeti sunmasını makul gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz.

Ülkemizdeki asıl sorun eğitimin hangi dille verildiği değil, eğitim ve öğretimin nesillerimiz üzerinde olumlu değişmeler meydana getirmesinde mânevî değerlerimiz rasyonel, eleştirel ve tutarlı bir şekilde aktarılabiliyor mu aktarılamıyor mu? İşte asıl sorun buradadır. EKSEN Eğitim-Sen olarak, toplumun tüm kesimlerinin bu hakikati görerek konuyu sadece dar olan etnik pencereden değil daha geniş bir perspektiften bakarak değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyoruz.

EKSEN Eğitim-Sen olarak  “ana dilde eğitim” konusunda ki bu fikir ve düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz, saygılarımızla.

 

EKSEN Eğitimci Kamu Çalışanları Sendikası Genel Merkezi