Görevden alındığı iddialarıyla gündeme gelen İl Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya, sessizliğini bozdu. Görevinin başında olduğunu söyleyerek iddialara son noktayı koyan Sarıkaya, Milli Eğitim Bakanlığı ile hiçbir sorun yaşamadıklarını ve ilk günkü heyecanı yaşadıklarını söyledi.

Sendikaların yarış içinde olduğunu öne süren Sarıkaya,Kayıkçı kavgalarının, manipülasyonların ve spekülasyonların içine düşmemeye özen gösterdik. Tüm sendikalara eşit mesafedeyiz” dedi. Sarıkaya, TEOG ve üniversite giriş sınavlarında da Bursa’nın Türkiye ortalamasının üzerine çıktığını belirtti.

 

Bursa Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya, geçtiğimiz haftalarda görevden alınma iddialarıyla gündeme gelmişti.

Sarıkaya,  başta görevden alma olmak üzere, kendisiyle ilgili tüm iddiaları yanıtlayarak sessizliğini bozdu.

Görevden alınma iddiasının perde arkası, sendikaların eleştirileri, Bursa eğitiminin durumu, okullardaki ders zili tartışmaları...

Tüm bunları Sarıkaya’ya sorduk.


“GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ”


-Öncelikle görevden alma haberlerine açıklık getirmenizi isteyeceğim. Görevden alınma iddiasının perde arkasını sizden dinleyelim?


Bizler Bakanlığın takdirine dayalı olarak görev yapan bürokratlarız. Göreve geldiğimiz gün hangi heyecanı taşıyorsak görevden ayrılacağımız  gün de aynı heyecanı yaşarız. Bakanlığın takdirleri her şeyin üzerindedir. Görevden almalar olur, göreve iadeler olur. Bunların tümü, bürokrasinin kendi içindeki doğal süreçlerdir. Karar alma mekanizmalarının bizimle ilgili tercihleri ve kanaatleri hüsnükabülümüzdür. Takdir Bakanlığımızındır,  buna uyarız. Bunun değerlendirmesini yapmayız, yapmamız da uygun olmaz.

 

Görevden alma yazısı geldi mi size?


Bu olur. Bürokrasinin içinde yazılarla olur. Görevden alma yazısı gelir, başka bir görevlendirme yazısı gelir. Ama biz şu an görevimizin  başındayız. Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü olarak, görevimize aynı heyecanla devam ediyoruz.

 

Görevden alınma iddialarının gündeme geldiği gün izne mi çıktınız?


Baştan beri sürekli görevimin başındaydım. Sadece cuma günü burada değildim. Pazartesi görevimin başına döndüm.


“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE HİÇBİR SORUN YOK”


-Milli Eğitim Bakanlığı ile bir sorun var mı?


Yok, olmaz zaten. Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır. Bakanlığımızla tüm işlerimizi gayet iyi bir iletişim içinde ve mevzuatlar çerçevesinde devam ediyor.

 

-Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Asım Sultanoğlu’nun atandığı iddia edilmişti. Hatta bu ismin Bursa’da bulunduğu öne sürüldü. Sultanoğlu Bursa’ya geldi mi? Sizinle görüştü mü?


Asım Sultanoğlu Bursa’ya geldi. Kendisiyle telefonla görüştük. Zaten kendisi Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir personelidir. Bu görüşmeler  nezaket çerçevesinde ve Bakanlığın gelenekleri içinde yürür. Görüşmenin detaylarının kamuoyuyla paylaşılacak mevzular olduğunu düşünmüyoruz. Önemli olan şu, siz neredeseniz ve ne yapıyorsunuz? Biz görevimizin başındayız ve göreve başladığımız gün gibi aynı heyecanla devam ediyoruz.

 

İleride ne olur?


Bakanlığın takdiri

 

Asım Sultanoğlu nerede şimdi?


Bursa’dan ayrıldı kendisi.


KAYIKÇI KAVGALARININ İÇİNDE OLMADIK


-Bugüne kadar çok sessiz kaldınız ve kamuoyunun karşısına çıkmaktan sakındınız hep. Son yılların en sessiz Milli Eğitim Müdürü olmanızın nedenleri nedir?


Şimdi tabii sizinle ilk yaptığımız televizyon programında  bir film sahnesinden hareketle bakış açısı önemli demiştim. Hangi bürokratın medyada ne kadar göründüğü gibi konular tamamen subjektif değerlendirmelerdir. Neticede biz bürokratik bir görevi sürdürüyoruz. Bu görevi yürütürken de çerçevemiz Anayasa ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatlarıdır. Bir de olağanüstü hal var 1 yıldan bu yana. Biz evet kayıkçı kavgasının, manipülasyonların ve spekülasyonların içine düşmemeye özen göstererek, tüm çalışmamızı mutfakta yapıp, önce heybenin dolmasını bekledik. Ama gerek sizin televizyonunuzda gerekse de başka platformlarda çalışmalarımızı paylaştık. Belki daha önceki alışkanlıklar üzerine bina edilmiş kanaatlere uygun olmayabilir bizim usulumüz. Bunu da saygıyla karşılarız.

 

Eğitim-Bir-Sen dışındaki sendikalar sizden çok şikâyetçi. Eğitim-Bir-Sen’e yakın olduğunuz ve bu sendikanın istekleri doğrultusunda görev yaptığınız söyleniyor. Bu eleştiriye ne diyorsunuz?


Bu söylentiler de bizim usulümüzün doğru olduğunu gösteriyor. Bizim tüm çalışma usulümüzü mevzuatlar belirler. Bizim bir sendikaya aidiyetimiz,  yakınlığımız söz konusu olamaz. Biz yönetici olarak, masanın öbür tarafındayız. Dolayısıyla biz tüm sendikalara o mevzuatların bize amir kıldığı hükümlerle hitap ederiz. Devletin dili yazı dilidir. Biz bunu herkese aynı şekilde uygularız. Futbolcular bir takıma mahkûm değildir. Bir yıl sonra başka takımlara transfer olabilirler. Bazen, sendikalarımızın kendi aralarındaki yarışmalarının dozu artabilir. Biz onun içine girmemeye çalışıyoruz. Bugün A sendikası üyelerinin çokluğu aslında B sendikası üyelerinin transferlerinden kaynaklanmıştır. Bu da öğretmenlerimizin kendi tercihleridir. Biz o yarışın içinde asla değiliz.

 

-Yine Eğitim-Bir-Sen dışındaki sendikaların başkanları sizinle görüşemediklerini, randevu alamadıklarını iddia ediyorlar.


Görüşüyoruz kendileriyle. Ama sendika temsilcisi arkadaşlar da 4688 Sayılı Yasa hükümleri gereğince hareket etme mükellefiyetindeler. Biz nasıl, bizi sınırlayan mevzuatlarla hareket ediyorsak, diğerleri de böyledir.  Dolayısıyla mükellefiyetlerimizin dışına çıkacak davranışlar olursa, tartışma ortamı doğar. Biz bu ortamlara girmemeye çalışıyoruz. O nedenle bazı alışkanlıkları değiştirmek için zamana ihtiyaç var.

 

-Büyükorhan’da atama krizi iddiasıyla ilgili neler söylersiniz?


Bir kere bir kriz yok orada. Soruşturmaya konu olan mevzuları detaylı olarak konuşmak usulumüz değil ama kabaca anlatayım. Orada bir İlçe Şube Müdürü başka bir vilayetten gelip göreve başladı. Ama tayin olduğu zaman bir İlçe Milli Eğitim Müdürü vardı.  Zaten atamaları Milli Eğitim Bakanlığı yapar, bir boş kadro varsa Valilik oluruyla biz yaparız.  Orada da önceden Valilik oluruyla görevlendirdiğimiz bir İlçe Milli Eğitim Müdürü vardı.  O arkadaşımız da gelince bürokratik olarak tartışma başlamış. Sonra biz o arkadaşa bir şans daha tanıyalım mahiyetinde kadrolu bir İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün olduğu İnegöl’e geçici olarak görevlendirdik müfettiş  raporuna istinaden. Orada birtakım sıkıntılar yaşandı ve neticede müfettiş soruşturmasıyla il dışı yer değişikliği talep edildi. Bakanlığımızın takdirine arz ettik ve bugün o arkadaş başka bir vilayette şube müdürü. Ayrıca Bakanlığın müfettişleri tarafından da başka bir soruşturma yürütülüyor. Yani tüm bu işler usulüne uygun olarak yapılıyor.

 

“SİYASİ İÇERİKLİ DERS ZİLLERİNE İZİN VERMEDİK”


-İzmir Marşı’nı ders zili olarak çalan bazı okulları sorduğunuza dair haberler de gündeme geldi. Neden bu okulları sordunuz?


Çok önemli bu. Öncelikle bir hususu tekrar hatırlatmak isterim.  4688 Sayılı  Yasa’nın kapsamı çok önemli. Bu yasada sınırlar çok net çizilmiş. Bizim bu sınırlar içinde işlerimizi yürütmemiz lazım. Bir Milli Eğitim Müdürü, okullarla ilgili bilgileri öğrenir, değerlendirir. Bunu sorgulamak kanuni sınırlar içindedir. Biz buna had diyoruz. Bizim bu sınırları korumamız gerekir. Milli Eğitim Müdürü, elbette her türlü soruyu sorar. Bize velilerden, törenlerden, davetlerden ve çeşitli platformlardan binlerce bilgi akışı gelir. Okullardaki zil sesleriyle ilgili  şikâyetler ile talepler de  sözlü ve yazılı olarak intikal ediyor. Biz de bundan hareketle İlçe Milli Eğitim müdürlerine, okullarda siyasi içerik çağrıştıran müzik parçalarının zil sesi olarak kullanılması halinde buna izin vermemeleri için resmi yazı yolladık. Bazen konu acilse sosyal medyayı kullanırız.  Soru sorar ve cevabını alırız. Bu, tamamen kendi yetki alanımız içinde yaşadığımız hadiselerdir.

 

Bursa’da siyasi içerikli ders zilleri çalan okullar var mı?


Dombra’yı siyasi olarak görenler şikâyet ettiler. Biz de bunu İlçe Milli Eğitim müdürlerine sorduk ve 3 okulda çalındığını tespit ettiklerini, hemen kaldırdıklarını söylediler.

 

“SINAVLARDA BURSA’NIN ORTALAMASI YÜKSELDİ”


-Genel olarak kendinizi başarılı buluyor musunuz?  Bursa eğitimini değerlendirmek gerekirse neler söylersiniz?


35 bin öğretmen, 586 bin öğrenci, bin 500 okul ve 2 bin 20 civarında kurumla birlikte devasa bir teşkilatız. Son 3 yılda Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü’nün heybesine neler doldu, birkaçını paylaşmak isterim.

Hem Merkezi Ortak Sınav’da hem de üniversite giriş sınavlarında Bursa, Türkiye ortalamasının 1,5 ile 3 puan üzerindedir.

 

Kaçıncı sırada Bursa?


Bakanlık, hadiseyi bir yarış konseptinden çıkarmak için sıralama yayınlamıyor. Ama sıralamaların açıklandığı 2014’ten önce üniversite sınavlarında 40’lı, 30’lu, Merkezi Ortak Yazılı Sınav’da 29’lu 30’lu sıralardaydı Bursa. Biz sıralama belirtmemekle beraber, kamuoyu netlerden hareketle Bursa’nın ilk 14, ilk 15’te olduğunu söylüyor. Ama biz böyle bir şey söylemiyoruz. Mesleki eğitimin yüzde 58 olduğu Bursa gibi bir büyükşehirde çok iyi sonuçlar alıyoruz. Başarıyı artırmak için liselerde 3 yıldır ortak sınavlar yapıyoruz. 23 dersten 58 bin öğrenci katılıyor. Organizasyon bize ait. Yaklaşık 250 bin civarında sınav yapıyoruz.  İlk defa biz başladık bu işe. Ayrıca  250 bin civarında öğrencimiz yetiştirme kurslarımıza devam ediyor.  230 bin öğrencimiz Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürüttüğümüz okul sporları etkinliğine katılıyor. Spor TIR’ı ilçe ilçe geziyor.  Yani sadece akademik başarıyla ilgilenmiyoruz. 421 öğrencimiz bu yıl Avrupa ve dünya dereceleri aldılar, hem bireysel hem de takım sporlarında. Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitimde Bursa Modeli isimli, öğretmenlerle birlikte  yaptığımız  çalışmamızın uygulanması için tüm illere talimat gönderdi. Mikromekanik alan çok spesifik ve stratejik bir alandır. Meslek liselerinde böyle bir alan yok. Bu alanda elektrik, elektronik, yazılım, mühendislik, mekanik ve nano teknolojisi var.  Bu alan tüm disiplinleri toplayan tıp ve nano teknolojisinin alt yapısını oluşturan, olağanüstü hallerde çok stratejik olabilen bir alandır. Komisyonumuz bu projeyi çalışıyor, bitmek üzere. Bakanlığımıza önereceğiz, kabul buyururlarsa meslek lisesinde bu alanı açacağız. Okullarımızdaki, hafif, orta zihinsel ve fiziksel engelli kaynaştırma öğrencilerine nasıl davranılması, nasıl davranılmaması gerektiğini öğreten Bin Yapraklı Yonca projemiz var.  Bu da telif bir eserdir ve tüm Türkiye’ye dağıtıldı. Uyuşturucuyla mücadele için bir projemiz var. Çocuğun  eğitime dahil olmasından itibaren uyuşturucu kullanımında risk grubuna veya risk grubuna düşme tehlikesi olup olmadığını tespit etmemiz lazım. Bunun tespitini yapan K2 isimli projeyi Polonya’daki br üniversite ve diğer 3 ortağımızla birlikte hazırlıyoruz. Bu projede uluslararası  geçerliliği olan ölçekler kullanılacak. Bu ölçekler kullanıldığında risk faktörü önceden tespit edilecek. Bunlar dışında Öğretmen Mesleki Gelişim Merkezi’ni kurduk. Bu da çok önemli bir proje. Sayın Bakanımız müfredatların değişeceğini söyledi.  Çocukların öğrenme biçimleri değişiyor. Öğrenme biçimleri değişince, yöntem ve tekniklerin de değişmesi lazım. İşte bunu desteklemek için de öğretmen arkadaşlarımızla birlikte bu merkezi kurduk.  23 alanda 2 üniversiteyle birlikte formatörlere eğitimler verdik. Yani sendikaların yapması gerekenleri yapıyoruz ve öğretmenlerin mesleklerinde gelişmelerini sağlıyoruz. Bu kolay bir iş değildir ve büyük bir organizasyondur.  Türkiyede enerji birimini kuran tek il Bursa Milli Eğitim Müdürlüğüdür. Bu proje sayesinde yılda 3,5 milyon lira Bursa’nın cebinde kalıyor.  Enerji Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı da bu projeyle ilgili bizi sürekli seminerlere çağırıyor. Bursa’daki 2 özel eğitim okulumuz Türkiye’deki diğer özel eğitim kurumlarına malzeme üretiyor. 14 bin Suriyeli öğrencimiz var sistemde. Türkiye’de Suriyeliler için Geçici Eğitim  Merkezi açmayıp, onları başından bu yana sisteme entegre eden tek il Bursa’dır.

 

“SINIF MEVCUDUMUZ 27, ÖĞRETMEN AÇIĞI YÜZDE 8”


-Sınıf mevcudu kaç?


Bursanın ortalaması 27’dir. Bu sayı ilkokullarda düşer, ortaöğretimde yükselir. Ancak derslik başına düşen öğrenci mevcudumuz 27’dir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hedefi 30’un altındadır. Bu alanda da çok iyi durumdayız.

 

-Bursa’nın okul ve derslik açığı var mı?


2014 Haziran ayında Bursa’daki derslik sayısı 17 bin 11’di.  Bugün 19 bin 650’dir. Bu, 3 yılda 110 yeni okul demektir. Çok ciddi bir inşaat faaliyeti var ve 15 mühendisimiz çalışıyor. Peki tekli eğitime hazır mıyız?  2014 yılı haziran ayında ikili eğitim yapan okul sayısı 495 ve yüzde 46 civarındaydı. Yani Bursa’nın yarısı ikili eğitim yapıyordu.  Şimdi ikili eğitim yapan okul sayısı 214’e, yüzde 17’ye düştü.  Ancak sıkıntılı olan yerlerle ilgili 5 kademeli eylem planı yürütüyoruz. Kamu arazilerine talepte bulunuyoruz. Bazı okulları yeniden inşa edeceğiz. Bazı liseleri kampüse alacağız. Bazı okullarda kat artırımı yapacağız. Hayırseverlere çok teşekkür ederiz. Gerçekten çok cömert davrandılar bugüne kadar.   Ancak arsaya  ihtiyacımız var. Arsayı onlar temin ederlerse biz okul yaparız. Okul, salon ve kütüphane yapan Başta  Büyükşehir olmak üzere belediyelere de teşekkür ederiz. Ama desteklerinin daha da artmalarını bekliyoruz.

 -Öğretmen açığı ne durumda?


 Bursa’da kadrolu öğretmen doluluk oranı yüzde 92’dir. Doğum izni, askerlik ve ücertsiz izinlerden de oluşabiliyor öğretmen açığı.

Aradaki yüzde 8’i ne yapıyoruz? Boş dersimiz asla olmaz.  Ücretli öğretmenlik kadroları ve mevcut öğretmenlerin ekstra derslere girmesiyle bu açığı kapatıyoruz. Ancak ağırlıklı olarak ücretli öğretmenlerle açığı kapatıyoruz. 3 bin civarında ücretli öğretmenimiz var.

Röortaj:Mustafa ÖZDAL

Kaynak: Bursa Olay

kamu haber, kamuajans, Kamudan haberleri ve gelişmeleri  Ajanskamu farkıyla aktarmaya devam edeceğiz.

Ajans kamu Haber/ www.ajaskamu.net