Başbakan İmam Hatiplilere özel ilgi gösteriyor.

İlginin boyutu bazen o kadar yakın oluyor ki, birçok kişi Başbakan ne yapmaya çalışıyor diyorlar.

Kim ne derse desin, o bir İmam Hatipli, dolayısıyla ilginin kişisel ve duygusal boyutu var.

Dün akşam Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin mezuniyet töreninde kişisel-duygusal boyut bir kere daha tezahür etti.

1999 yılında Kartal Anadolu İHL’den mezun olan oğul Necmettin Bilal Erdoğan’ın mezuniyet törenine katılamamıştır Başbakan, zira Pınarhisar Cezaevinde tutukludur o tarihte ve bir mektupla oğlunun sevincine ortak olmak istemiştir.

O mektup dün okundu ve bir babanın gözlerinin yaşardığına şahit oldu diğer babalar, anneler ve öğrenciler.

Ben Sayın Başbakan’ın duyarlılığının samimi olduğuna, içtenlikle inanıyorum.

Her ne kadar bazı kesimler bu sıcak tavrı yadırgasalar da.

Yakın ilginin yansımalarına baktığımızda olumlu gelişmeleri görüyoruz.

Her şeyden önce bu okullardan mezun olan gençlerin önündeki ilkel katsayı engeli kaldırılmıştır.

İmam Hatip Ortaokulları yenide açılmıştır.

İmam Hatip Liselerinin fiziki yapıları hızla düzeltilmeye çalışılırken, yeni devasa okul binaları inşa edilmeye çalışılmaktadır.

Tıpkı hükümetin başı gibi diğer üyeleri de hatta taşradaki mülki ve yerel yetkililer de doğru ve yardımcı yaklaşımlarla bu okullara ilgi gösteriyorlar.

Ancak alakanın harareti yüksek te olsa yılların hırpaladığı okulları normal seviyesine getirmek kolay olmayacaktır.

Bazı şeyler zamanla düzelecektir.

Mesela İmam Hatip Liselerinde öğrenci profili anormal bir şekilde kızlar lehine gelişmiştir.

İster din eğitimi veren meslek lisesi deyin, isterseniz normal liselerden fakı olmayan ama ekstradan dini bilgiler verilen bir lise deyin bu okullardaki kız-erkek orantısızlığı kabul edilebilecek rakamlarda değil.

İmam Hatip Liselerinde kızlar da okusun ama bu okullar erkek karakterli eğitim kurumlarıdır.

Hükümetin özel ilgisi okulların fiziki yapılarını düzeltmeye matuf olduğundan müfredat ve yönetim sorunları eğitimcilerin ilgisini bekliyor.

Bu anlamda bir çok okulda okul müdürleri hala meslek dersleri öğretmenleri değil.

Hatta bir kısım okullarda ne okul müdürü ne de müdür muavinleri meslekçi öğretmenlerden değiller.

Bir de mezun derneklerimiz var ki incelemeye değer.

Siyasi iktidarın İhl’lere yakın durması mezun derneğindeki kimi arkadaşların sahip oldukları bağlantılar sebebiyle okullara müdahale edebileceklerini sanmalarına sebep olmaktadır.

Öğrencilere “öğretmenlerden çekinmeyin, bize söyleyin” denilebilir mi?

Diyenler var, ne yazık ki!

 

Okuyucularıma Önemli Bir Not:

 

Adil Gülmez'den açıklama

Facebook 'taki arkadaşlarıma

hesabım birilerince ele geçirilmiştir dolayısıyla benim adıma tasvip etmediğim paylaşımlar yapılmaktadır. şu anda face hesabıma giremiyorum. teweter hesabımı da iptal ettim

dostlarıma duyurulur