KAZAN ÇÖMLEK PATLADI.

      Dershane mesele değilmiş. Mesele daha büyükmüş. Hükümete, millete ders vermekmiş. İnsanımızda bir ders verme, haddini bildirmemerakı aldı yürüdü. Ehil ellerden alınacak dersler elbette güzeldir. Elbette hükümetin alacağı, alması gereken dersler de vardır. Hükümet ederken dersini tam çalışmayanlar, kaçak oynayanlar, işi tembelliğe vurup not hırsızlığına kalkanlar olmuştur. Çürük elmaların ayrılması, çürümenin sağlam elmalara da sirayet etmesini önlemek adına önemlidir. Ustasından alınan dersler etkili ve kalıcıdır da, kitabın ortasından okuyarak ders vermeye kalkıldığında verenlerde payına düşeni alır illaki. Bilgi kirliliği yaratmanın, zanlara dayalı şüphe oluşturmanın ağırlığı altında, güven bunalımıiçersine düşen insanlara karşı sorumlu olurlar.

      Devletimiz matruşka misalidir. Açıyorsun bir devlet. Açıyorsun bir devlet. Devlet içinde devlet. Tek bir devleti ayaktatutmanın kolay olmadığı günümüzde, bu kadar devletle nasıl baş edilebilinir ki. Üstelik bu devletlerin kaydı kuydu yok. Resmiyette yoklar. Perdelerin arkasına sinmiş, gerektiğinde cee dercesine bir görünüp bir yok oluyorlar. Elinde tokmak dolaşsan deliklerden fırlayan bu oluşumları durdurmak kolay değil. Çünkü kural yok. Artık kazan çömlek patladı. Oyunun kuralları değişti. Kuralsızlık kural oldu. Oyuna yeni oyuncular katıldı. Oyunun terminolojisi de zenginleşti. Paralel yapılar, kesişen ortaklıklar, teğet geçen doğrular, yanlışlar, montajlar, lobiler çeşit çeşit fobiler. Anlaşılan o ki matematiksel hesaplar dahil oldu oyuna. Sebep sonuçtan öteye, skor ön planda tutuluyor. Asıl şaşırtıcı olan şu ki; ne çok şey biriktirilmiş, ne çok şey bilinirmiş. Öncesinde sus pus olanlar, sus payından olunca bülbül kesildiler. Önce susup, yollar ayrılınca bülbül olmak güle ihanet değil de ya nedir? Suç vardıysa ve susulduysa ve şimdi dua ve beddualar birbirine karışıp, aynı gönülde yer buluyorsa sizler de susarak suça ortak olmadınız mı? Suçsuz musunuz? İnandırıcı mısınız? Yapanlar yaptıklarından sorumlu, bilenler bildiklerinden, susanlar sustuklarından sorumludur. Amerika’yı yeniden keşfetme gayretinde olanlar da, önceki gayretsizliklerinden sorumludurlar. Herkes bir şeyleri deşifre etme çabasında. Bu bilgilere, belgelere ulaşmak bu kadar kolaydı da, öncesi mi zordu? Neye ve kime hizmettir bu?           Millete hizmet mi bu ?

      Görüntüydü sesti derken birçok kayıtlar ortaya dökülüyor. Gerçektir veya değildir. Doğru amaca yanlış yoldan gidilirse yol da şaşırılır yordam da. Teknoloji çıkalı mertlik bozulmadı mı? Ne gerçekliğine ne de sahteliğine inandıramazsınız milleti. Algılarda anlık değişimler sağlanabilir ancak. Çünkü oyun kirli oyuncular kirli olup, amaç nasıl temiz kalabilir ki. Temiz kalmak veya çamura batmak, olana bitene taraf olmak veya olmamak, kişinin akıl ve vicdan ilişkisine bağlıdır. Ahlaki çöküşün bu kadar çeşitlendiği, bu kadar körüklendiği bir ortamda, herkes ahlaklı olmadığı sürece hiç kimsenin ahlaklı sayılamayacağı aşikardır. Haklı olup haksızlığa uğrayanların vebali, uğratanlar için ağırdır. Haklıyı bile bile haksızlık karşısında susmak, susanlar için ne denli küçültücüyse, yolundan dönmeden doğrulardan vazgeçmeden, haksızlığa karşı durup haklıdan yana olmak da o denli onur vericidir.

      Güven berrak bir suya benzer. Bulandırdın mı zor durulur. Bulanık suda çok canlar boğulur. Her yolun mubah sayıldığı günümüz şartlarında kılıç ustası olsan, zırh kuşansan yetmez. Saldırının gelişini, kimden gelebileceğini bilmektir ustalığa ustalık katan. Yukarıda atlar tepişiyor, aşağıda taylar eziliyor. Dinleyecekseniz, gerçeğin sesi milleti dinleyin, millete kulak verin. Acımasız, kuralsız, güvenilir olmayan yollardan elde edilen bilgilerle ne gerçeğe varılabilinir, ne de varılan noktada güven tesis edilebilir. Toplumumuzda nifak tohumları yeşermez de; bir ekeni, bir biçeni, bir de hasat edeni olmasa. Topluma, şüphe ve nefret tohumlarını ekmek ve bu negatif duyguları körüklemek sağlıklı değildir. Başkasını neyle ölçüyor ve tartıyorsak gün gelir aynı ölçülere tabi kalırız. Ülkenin, milletin menfaatleri, geleceği söz konusuysa kirli ellerin bedelini kirli eller ödesin. Temiz ellerle yola devam edilsin. İçeriden dışarıdan, başka başka ellerin tuttuğu kalemle, ülkemiz adına yeni senaryolar yazılmasın, milletin geleceği de karartılmasın.

Neşe VURAL