Öğretmenleri kim tüketiyor?

Adil Gülmez

Adil Gülmez

Milat

12.05.2015

 

     Tükenmiş bir kişi bunu ya duygusal çöküş ya duyarsızlaşma ya da azalmış başarma motivasyonu şeklinde yaşar. Bunların her biri kişinin rutin hayatını, işlevselliğini ve tepkilerini ciddi oranda etkiler. İşi, ailevi sorumlulukları, bireysel sorumlulukları, yardıma muhtaç yakınının bakımı gibi o sırada sürdürmeye çalıştığı uğraşı ile ilgili istek, güç, gayret, olumlu duygu ve davranışlarını gittikçe azaltarak, kişinin yetersiz kalmasına neden olur. 

    Bu motivasyon, ilgi ve istek kaybı ile birlikte kişide genel bir enerji kaygı, kendisi ile ilgili olumsuz duygu ve düşünceler, yetersizlik ve başarısızlık hissi gelişir. Bunlara ek olarak, başkalarına karşı da ilgi kaybı, negatif duygu ve davranışlar  ortaya çıkar. İşte bütün bunlar kişiyi çevreden uzaklaşmaya, kişilerarası ilişkilerde çatışmaya veya kendi içine kapanmaya zorlar. 
    Tükenmişliğin getirdiği bu genel enerji kaybı, kişide fiziksel olarak kronik yorgunluk ve bir takım bedensel yakınmalarla kendini gösterir. Hem duygusal hem de fiziksel kayıplar kişide çaresizlik, ümitsizlik, özgüven eksikliği oluşturarak duygusal ve zihinsel tükenmeye neden olur. Dolayısıyla kişi sorumlu olduğu görevleri sürdüremez hale gelir, insan ilişkileri tamamen bozulabilir.

Talim Terbiye Kurulu eski Başkan Yardımcısı Ali İlker Gümüşel, öğretmenlerin tükenmişliğini şu cümlelerle açıklıyor: "Tükenmişlik sendromu, Türkiye'de öğretmenlerde biraz daha ön plana çıkıyor. Özellikle sınıfların kalabalık olması, öğretmenlik mesleğinin statü itibariyle de yükselmeye imkân veren bir meslek olmaması, Türkiye'de öğretmenlere yönelik değerlendirme standartlarının olmaması, okullardaki yönetimin birçok okulda 'okula özgü' yönetim sergileyememesi gibi nedenlerle öğretmenler tükenmişlik sendromu yaşayabiliyorlar. Çalışma şartlarının ağır olması buna neden oluyor. Okul yöneticilerinin yeterli performansı sergileyememeleri, öğretmenlerde ciddi şekilde moral bozukluğu ve tükenmişlik sendromu yaşatıyor. Türkiye'de eğitimin milli bir politikasının olmaması sıkıntıların en başında geliyor. Her gün yenilik yapmak, öğretmeni ciddi şekilde yoruyor, mesleğinden zevk almamasına yol açıyor. Öğretmenlerin temsilcilerine danışılmadan kararlar alınması onları mesleğe yabancılaştırıyor. Öğretmen mesleği, sevilerek yapılacak bir meslek. Önlem alınmazsa öğretmenler mesleklerine yabancılaşmaya devam edecek. Milli sınav sonuçları ortada. Üniversite giriş sınavlarında sıfır çeken öğrencilerin oranı yüksek. Çok ciddi bir başarısızlık söz konusu. Öğretmenlerin tükenmişliğinin bunda kuşkusuz önemli bir payı var."

Halen bakanlık bürokratı olan bir eğitimci de meseleyi şöyle değerlendiriyor: "Öğretmenlerin tükenmişlik sendromu yaşamaları normaldir. Çünkü insanla uğraşıyorlar. Öğrenciler, veliler ve idarecilerle ayrı ayrı uğraşmak, ilişkilerini hep iyi tutmak, iyi ilişkiler kurmak zorundalar. Özellikle öğrencileriyle ilgili beklenti de yüksek. Bu da, bir süre sonra öğretmenlerde depresyona neden olabiliyor. Öğrenciler hem derslerinde başarılı olacak, hem ortaokul sonundaki SBS veya lise sonundaki üniversite sınavında başarı elde edecek, hem de meslek seçiminde başarı sağlayacak. Bu baskı öğretmenleri bitiriyor. Bir problem olduğu zaman da hem suç öğretmene atılıyor. Beklentiler hep öğretmenler üzerinde. Öğrenci öğretmenden, veli öğretmenden, idareciler öğretmenden, bakanlık öğretmenden ve devlet bürokrasisi yine öğretmenden bir şeyler bekliyor. Bu büyük bir baskı oluşturuyor. Bu boş vermişlik de, öğretmenleri gönüllülükten uzaklaştırmış oluyor. Öğretmenlerin bu şartlar altında tükenmişlik sendromuna kapılması normaldir. Öte yandan öğretmenler çok iyi yetişmiş olarak gelmiyorlar. Öğretmen kendine güvenini kaybettiği zaman toparlaması çok zor oluyor. Önce depresyona giriyor, daha sonra tükenmişlik sendromunu yaşamaya başlıyor."

ÖĞRETMEN MUM GİBİDİR

 Öğretmen bir mum gibidir. Kendisi tükenirken etrafını aydınlatır." Ne kadar da güzel bir söz öyle değil mi? Peki ne demektir. 

Öğretmenlik sadece bir meslek değildir. Öğretmenlik özveri gerektirir, sabır gerektirir. Hatırlayın ilkokul birinci sınıfta ki hallerinizi. Sizlere okumayı ve yazmayı öğretirken öğretmenlerinizin sizlerle nasıl ilgilendiklerini. Bu sadece küçük bir örnek. Eğitim hayatımızın bir çok kısmında öğretmenlerimizin bizim için ne kadar çaba harcadıklarını hatırlayın. Bugün hayatımızda sahip olduğumuz bilgilerin bir çoğunu, hayatımıza yön veren bir çok kararı öğretmenlerimizin bize gösterdiği yol çerçevesinde almışızdır. 

Peki neden tükenir öğretmen? Öğretmenler de bizler gibi insanlardır. Yıllar geçtikçe doğanın bir kanunu gereği yaşlanacaklardır, eski enerjileri kalmayacaktır. Ancak yetiştirdiği öğrenciler toplumdaki yerlerini alacaktır. 

YER DEĞİŞTİRME TARİHLERİ

Sorunu yaşıyorsanız işte size iki önemli fırsat. İsteğe bağlı tayin fırsatını kullanın. İster il içi ister iller arası. Unutmayın; tebdili mekanda ferahlık vardır.

 İl içi yer değiştirme başvuruları 20-26 Mayıs 2015 tarihleri arasında alınacak; atamalar valiliklerce 29 Mayıs 2015 tarihine kadar sonuçlandırılacak ve ataması yapılanların ilişik kesme işlemleri 15 Haziran 2015 tarihinden itibaren başlatılacaktır

İller arası yer değiştirme başvuruları 10-16 Haziran 2015 tarihleri arasında alınacak; atamalar 18 Haziran 2015 tarihinde yapılacak; ataması yapılanların ilişik kesme işlemleri ise 19 Haziran 2015 tarihinden itibaren başlatılacaktır.