Onlar üvey evlat mı?

Büyük hayallere sebep oldu, bir çok insan detaylarına bakmadan sevindi.
Asli iş yapanlar kadrolu olmayı beklerken, Davutoğlu 700 bin taşeron çalışanına müjdeler verdi.

Yeniden Büyük Türkiye yoluna taşeronsuz bir Türkiye olarak girileceği söylendi.
Söylendi söylenmesine de, unutulanlar var, madur bırakılanlar var. Son olmasını umduğumuz seslenişlere cevap veremeyenler var...

Kim mi bunlar, bunlar asıl işi Hakkı'yla yapan, taşeronu dahi aratan bir sistemin kurbanları.

Onlar Kuran kursu hocaları, adına fahri diyorlar. Sırf bir paye verilmesin diye, bilerek fahri dedikleri şu kıymetli hocalar...

Onlar mihrap sevdalıları,onlara da bir paye verilmesin diye vekil imam diyorlar.

Yani her iki gruptaki arkadaşlar asli olanların yedekleri...

Yan sınıfta kadrolu olan Kuran kursu hocasının aldığı ücretin sadece üçte birini alan hocalar onlar...

Yan camide aynı Kuran'ı aynı ezanı, aynı namazı aynı anda kıldıran imamlar onlar...

Ve taşeronlara müjdeler verilirken onlar yine üvey evlattı,

Ve bu güne kadar sayısız kadro verilirken bu arkadaşlar üvey evlattı,

Ve onlar hakkı en iyi bilen Türkiye'nin en müstesna kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığında, taşeronlar kadar hakları olmayanlardı...

Büyük ümitleri var bu arkadaşların, devletimiz taşeron çalışanları alıp bizi unutacak değil ya! Deyip kendilerine morel veren arkadaşlar...

Tabi bir de bu durumu sömürmeye çalışanlar var. Küçük bir sendika genel başkanının Fahri'lerin watsap grubuna girip yetkili sendikaya iftiraları mesela...

Mesela bir karınca misali bu kardeşlerimize artık kadro verin diyen yetkili sendikanın emeklerini görmezden gelenler gibi...

Başından beri söylediğim kelimeyi tekrar ediyorum.
Reis bu duruma el atar, mağdur olan kardeşlerimizin sıkıntılarına son kez son noktayı koyar.

Buna kalbiyle inanmayanlar yazılarımı okumaktan vazgeçe bilirler.

Lafta kalmayan, herşeyi icraate döken o dünya lideri emin olun ki bu duruma çok yakında son noktayı koyacak.

Ya kıymetli ya da kıymetsiz yazar Nasıl bu kadar emin konuşuyorsunuz diyenler var aramızda değil mi?

Bu ülkenin, karakteri, bu ülkenin haysiyeti, bu ülkenin şerefi namusu olan Reis Diyanet İşleri Başkanlığındaki bu sistemi incelediği anda ilk söyleyeceği ; haksızlığı, Hakkı, sahip çıkmayı şiar edinen bir kurumun bu çocuklarımıza duyarsız kalmasını anlaşılır bulmadım,diyeceği herkesin malumudur.

Yeniden Büyük Türkiye yolculuğunda en çok ihtiyaç duymamız gereken manevi birikim...
Bu manevi birikimin mimarlarına sahip çıkmayan bir ülkenin atacağı adımları eksik ve aksak görebiliriz...

Çukurlar açan, kardeşi kardeşe kırdıran, ülkenin içine paralel hatlar döşeyen terör mensuplarına karşı panzehir olacak olan manevi duruşun mimarlarına kim sahip çıkacaktı?
Terör örgütünün taşeron partisi mi?
Parası bol olan Pensilvanya'mı?
Devletin menfaatlerini her zaman tersten okuyan doğan medyası mı?

Arkadaşlarım son nakaratı okurken, 'açlıktan ölmeyi yeğlerim' diyorlardır eminim...
O zaman her birlikte şunu diyelim mi?
Evvel Allah... Bizi bu şer odakların karşısında susturma, konuştur REİS...
Bizi bu dava uğruna hadim et Reis,
Bizi Yeniden Büyük Türkiye yolunda bir süvari, bir karınca, bir asker yap, baş komutan!
Ülkem için dua ile...