30 Mart 2012 tarih ve 28249 sayılı resmi gazetede Milli Eğitim Uzman Yönetmeliği başlıktaki sorumuzun cevabını bize veriyor. Ancak bu yönetmelikte Uzman olmak için önce yazılı ve sözlü sınavları geçmenin yanında en az 3 yıl uzman yardımcılığı sonunda yapılacak yeterlilik sınavında 100 üzerinden 70 alma şartı bulunuyor. Ayrıca Uzman yardımcılığı hakkını kazanabilmek için “Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından asgarî (C) düzeyinde veya dil yeterliği bakımından buna denkliği kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan başka bir belgeye uzman yardımcılığı süresi içerisinde veya yeterlik sınavından itibaren en geç iki yıl içinde sahip olanlar uzmanlığa atanır.” Deniliyor.
Peki, “Eğitim Uzmanları Ne İş Yapacak?” bu soruya yönetmeliğin 26. Maddesine bakarak verebiliriz.
a) Bakanlığın görev alanına ilişkin olarak politika, strateji ve hedeflerin tespiti maksadıyla araştırma ve incelemeler yapmak.
b) Uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde yapılacak ve Bakanlıkça uygun görülecek toplantı ve çalışmalara katılmak.
c) Eğitim sistemleri ve uygulamaları konusunda çalışmalarda bulunmak, yeni stratejiler geliştirmek, Bakanlığın hizmet kapasite ve kalitelerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmak, hazırlanmakta olan çalışmalara katılmak, eğitim sistemleri ve uygulamaları konusunda ulusal ve uluslararası çalışmaları takip etmek ve Türkiye'de uygulanabilir metotlar üzerinde çalışmalarda bulunmak.
ç) Verilen görevleri mevzuat hükümleri çerçevesinde yerine getirmek.
Önce dershane tasarısı ile başlayan sonra Milli Eğitimde şube müdürleri dışında tüm yönetim kademelerini içine alan kanun değişikliği sonucu İl, İlçe müdürleri yasanın yürürlüğe girdiği tarihte okul müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının 13 Haziran 2014 tarihinde görevleri sona erecek. Bu aralar gerek illerimizde gerekse ilçelerimizde müdür görevlendirmeleri devam ediyor. TEOG sınavlarından sonra bu konuda yapılacak çalışmaların hızlanacağını düşünüyoruz. Bu arada yönetici görevlendirme yönetmeliği yapım çalışmalarının da sürdüğü söyleniyor. Bu yaz yöneticiler açısından daha sıcak geçecek. Bütün bu olanların eğitim camiasında oluşturduğu belirsizlik işlerinde bekle gör düzeyine inmesine neden oluyor.
Ülkemizde son yapılan düzenleme ile eğitim uzmanlarının sayısı artmıştır. Bu yeni durumla il milli eğitimmüdürlüklerinde eğitim uzmanları pozisyon sorunu yaşamaya başladılar. Özlük haklarındaki durumun netleşmemesi bir yana görev tanımında yapılabilecek değişikliklerin nasıl olacağının bilinmemesiözelde bu pozisyonda olanları genelde tüm camiayı heyecanlandırıyor. Bizim burada yetkililere tavsiyemiz birbiriyle ilintili tüm yasa ve yönetmeliklerin bir an önce yapılacak düzenlemelerle uyumlu hale getirilmesidir. Değişim her zaman sancılı olmuştur. Dinamik bir süreç olan eğitim ve okullar açısından yeni sisteme uygun yasa ve mevzuat çalışmalarının olması doğal ancak her alanda eşgüdümlü olması elzemdir.
Nisan 2014 şube müdürleri ataması da bu arada yapıldı. Yeni atanan şube müdürlerini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Haziran-temmuz döneminde görev süresine bağlı şube müdürlüğü yer değiştirmeleri konusunda bakanlık iradesinin ne olacağını bilmiyoruz. Yer değiştirme atamaları yapılırsa boşalacak yerlere puan yetersizliği nedeniyle atanamayan şube müdürlerinin değerlendirilmesi isabetli olacaktır. Puan üstünlüğü esas alınarak yapılan şube müdürlüğü atamalarının hemen ardından yapılan becayiş söylentilerini de gerçekçi görmüyorum. Daha göreve yeni başlayan şube müdürlerinin kafalarını karıştırmak milli eğitim camiasının hayrına değildir. Puan ve tercih esasına göre yapılmış atamaların becayiş söylentisiyle kamuoyunda tartışılmaya çekilmesi olsa olsa basına malzeme verir.Çalışanların huzurunu kaçırır.
4+4+4 eğitim modeli ile cumhuriyet tarihinin en önemli değişim ve dönüşümünü yaşayan Milli eğitimbakanlığı yönetim kadrolarını yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Bu zorlu sürecin milletimizin hayrına olması için yapılacak atamalarda ahbap çavuş ilişkisine dayalı bir tercihi öncelemek yerine, işin erbabını bulacak ve adrese teslim ehliyetli idarecileri seçme hassasiyetine dikkat etmektir. Aksine yetkililer eskiyi tasfiye ederken gelecek yenilerin yapacakları yanlışların vebalinden ve sorumluluğundan kurtulamayacaktır. Haydi, buyurun birlikte ya tarih yazmaya, ya da tarihi yazanların kalemlerinde hak ettiğimiz yeri almaya. Daha ötesini Allah bilir.
İlhami FINDIK
Eğitimci Köşe Yazarı