Anadolu’yu bir yurt haline getiren, bu topraklar üzerinde yaşayanları birbirine sıkı bağlarla bağlayan görünmez ama aynı zamanda da silinmez değerlerimizin olduğunu özellikle son bir aydır hepimiz bir kez daha yaşayarak gördük. Hain darbe teşebbüsünün üzerimizdeki ölü toprağını atmasıyla bizi biz yapan ve bizi bize bağlayan bağlar tekrar ortaya çıktı. Vatan sevgisi, kardeşlik, beraberlik gibi değerlerimizi tekrar hatırlamamıza vesile oldu.

Bahsettiğimiz bağlar dünden bugüne oluşan değerler değil elbette. Kültür dediğimiz ve yüzyıllar boyu yaşatılarak toplum genlerine işleyen bu değerlerimiz üst akıllarca ne kadar silinmeye kalkılsa da eninde sonunda bizi bize hatırlatmak için gün yüzüne çıkıveriyor. Kültürümüzde ve geçmişimizde var olan birçok değerimiz böyle zor günlerde tekrar hatırlanıp sahipleniliyor.

Darbe kalkışmasının sıcaklığını yavaş yavaş kaybettiği bugünlerde aklıselimle çevremize bakıp toplumun her kesimini kapsayan bir özeleştiri yapma vaktidir. Öğretmeninden esnafına, iş adamından şoförüne, akademisyeninden siyasetçisine herkes işini layıkıyla yapıp yapmadığı konusunda kendini hesaba çekmeli. Nitekim eski monoton hayatımıza döndükçe yine aynı umursamazlıklar, aynı yozlaşmalarla yaşamaya başlıyoruz.

Anadolu’da kök salarak halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi alanlardaki faaliyetlerini şekillendiren Ahilik teşkilatı da bu unutulan veya hatırlanmamakta ısrar edilen değerlerimizden bir tanesi. Yüzyıllar boyunca, çalışma hayatına katılacak bireylerin yetişmesinden çalışmasına kadar her alanda belirleyici kurallar koyan ahilik teşkilatı bugünün esnafının hiç de içtenlikle karşılamadığı bir anıdan öteye geçemiyor. Bir esnafın müşteriyle, komşusuyla, çırağıyla ve devletle ilişkilerini düzenleyen ahilik teşkilatı, gerektiğinde bir esnafı iş yapamaz hale getirecek kadar güçlü bir iradeye sahipti ve her esnafın ister gönül rızasıyla ister zorla belli değerleri benimsemesini şart koşuyordu. Bugün esnaf odaları bu teşkilatın devamı gibi görülebilirse de esnaf üzerindeki etkisi çok daha zayıf ve sembolik.

Günümüz ticaret hayatının içinde bulunduğu kapitalizm baskısı, ahlaki değerlerin yozlaşması, müeyyidelerin zayıflaması gibi sebepler, günümüz esnafını ahilik anlayışından çok uzaklaştırdı. Tespitlerde bulunmanın işin kolay yolu olduğunu kabul ettiğimden, işin çözüm yolları üzerinde durmanın öneminin farkındayım.

Problemler gerek esnaf, gerekse iş adamı olarak yetişen fertlerin eğitim süreçlerindeki bozukluklardan kaynaklanıyor. Hem aile, hem de meslek öğrendikleri eğitim kurumları değerleri fazla önemsemedikleri için tüccar veya esnaf adayı da başka değerleri içselleştirerek ekmek parası derdine düşüyor. Dürüstlük yerine kazanç, müşteri memnuniyeti yerine ciro daha üst değerler haline geliyor.

Bir meslek edinerek topluma hizmet sunacak olanların yetiştiği temel eğitim kurumları meslek liseleri. Bu liselerde mesleğini öğrenirken hangi değerlere riayet etmesi gerektiği konusu bugüne kadar maalesef göz ardı edildi. Halbuki bir İmam Hatip lisesinde verilmeye çalışılan “İmam Hatiplilik” şuuru gibi bir “ahilik” şuuru Meslek liselerinde de verilmeli ve mezunlar bu şuurla mezun edilmeli idi. En azından Meslek Liselerinin böyle bir misyonu olmalı idi. Maalesef öyle olmadı. Hatta bu liselerden mezun ettiği öğrencisine evini boyatan meslek lisesi öğretmenleri bile işini yaptırana kadar akla karayı seçer oldu.

Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri kendi içinde bir devlet gibi. Toplamda binin üzerinde ders, sekiz binin üzerinde ünite okutuluyor. Bu yıldan itibaren bu liselerimizde de belli değerlerin kazandırılmaya başlanacağı bir çalışma yürütülüyor. Her bir üniteye ait belli değerler tespit edilip bu değerlerin kazandırılmasına yönelik etkinlikler planlanıyor. Böylece en azından kendi dersinde ahlaktan, değerlerden, ahilikten söz eden bir öğretmene “bunun dersimizle ne alakası var” diyenlere resmi bir cevap üretilmiş ve müfredata değerler resmen yerleştirilmiş oluyor. Tabi bundan sonra derse giren ve bu değerleri önemseyen öğretmenin özverisine kalmış.

Ben bu çalışmayı, bir ilk olması açısından çok önemsiyorum. Zira bu, kaynak yapmayı öğrenirken sadece “nasıl kaynak yapılır?” sorusunu düşünmeyen “ahlaklı bir kaynakçı nasıl olunur?” sorusunun da cevabını bulmuş bir meslek erbabı yetişmesi için ilk adımdır. Yaşlı bakım hizmetleri konusunda eğitim gören bir meslek liselinin merhamete, uçak bakım hizmetleri konusunda eğitim alan bir meslek liselinin sorumluluk duygusuna sahip olması, en az mesleki bilgiye sahip olması kadar önemlidir. Bahsettiğim çalışma da Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’nün bu anlayışta olduğunun bir göstergesi. Bu bakımdan takdiri hak ediyorlar.

İnşallah gelecekte ahilik bilincini iliklerine kadar yaşayan bir ticaret hayatımız olur. İnşallah o günlerin temelleri de bu çalışmalar olur. İnşallah hayrolur.