MÜJDELER OLSUN…. Sayın Başbakanımız 24 Kasım’da öğretmenlere müjde verecekmiş. Kurmayları bu konuda çalışma yapmaya başlamışlar. Hadi kolay gele. Müjde vermek sözlük anlamıyla sevindirici haber vermek olarak bilinir. Öğretmenleri ne sevindirebilir? Düşündürücü, bir o kadar da kolay aslında cevabı. Öğretmenin, öğretmenlik mesleğinin toplum nezdinde bu denli aşağılara çekildiği, horlandığı bir ortamda hiçbir şey bize müjde olamaz. Bir müjde durumu kurtaramaz. Bu haberin duyulmasıyla değişik müjde çeşitleri üzerinde varsayımlar ortaya atılmaktadır. Bir maaş ikramiye verileceği varsayımı en çok dillendirilendir. Öğretmenin ekonomik sıkıntılarının olduğu gerçektir. Müjde adı altında ikramiye verilince öğretmen sevinecek, mutlu olacak düşüncesi ise gerçekten uzak bir algıdır. Sorunların çözümüne yönelik hiç değildir. Öğretmenlik gibi kutsiyeti yüksek, hassas dengelerin gözetildiği, moral motivasyon isteyen bu meslekte maddi beklentilerin ötesinde manevi doygunluk, mesleki huzur daha önde gelmektedir. Öğretmenlerimizin yetkililerden, öğrencilerden, toplumun tüm kesimlerinden beklentisi hak ettiği saygınlığı görebilmek, iyileştirilmiş eğitim öğretim ortamlarında çalışabilmektir. Öğretmene güvenilmesi ve bu düşüncenin gösterilmesi önemlidir. Yukarıdakilerin yaklaşımı aşağıdakilere örnek olacaktır. Özlenen itibara yol açacaktır diye düşünüyorum. Belli zamanlarda öğretmenlere yönelik olumlu yaklaşımlar süreklilik arz etmezse, içi doldurulamazsa inandırıcılıktan uzak kalır. Güven berrak bir suya benzer. Bulandırmaya gelmez. Öğretmen camiasının güvenini kazanmak hedefe alındıysa, isabetli kararlar alınmalı, nokta atışıyla değil geneli kapsamalıdır. Sayın Başbakanımızın kurmayları derin çalışmalar yapıp hiç kendilerini yormasınlar. Öğretmenlere verilecek müjde, en yetkili ağızların samimiyetle söyleyeceği kısa bir cümlede saklıdır. ‘’ ÖĞRETMEN CANDIR ‘’ Müjdeciye verilecek müjdelikte bizde SAKLIDIR. Neşe VURAL