ÖĞRETMENİME İLİŞME...

Yine görünüşe yine kılık kıyafete takıldık. Saça,sakala,pantolana takıldık. İnsanın kırılgan, hassas olan iç dünyasını yok saymaya takıldık. Bir insanı yargılamadan önce dönüp bak aslına. Makamdan alınan cesaretle küçümseyemezsin, azarlayamazsın, kötü davranamazsın öğreten bilge adama..  O insanlar ki, bugün sahip olduğun kıyafeti sana giydiren, dilini döndüren, o makama seni hazırlayanlar sa...
Bilmez misin öğretmenin sınıfı bahçesi, meyvesi öğrencileri. Ögrettikleri de kökleri. Onur, gurur, sevgi işidir öğretmenlik. Sevgiyle yürürler, sevgiyle öğretirler. Saygıyı da en hakikatlisiyle hakederler. Kırılgandırlar ama savaşçılardır da. Yılmazlar, vazgeçmezler öğrenmekten ve öğretmekten. Üzerlerinde ki kıyafetler değildir onları yücelten. Eğitip, bilgiyle donatıkları öğrencileridir esasen. Dersi anlatan saç, sakalsa, kıyafetse eğer; dile gelseler neler anlatırlar neler..Bir dönüp bakabilsek öze nüveye. Kimin hayatına dokunmadı ki, kimi yetiştirmedi ki öğretmenler.Kıyafeti dört dörtlük olup da, içinde ara ki insan bulasın bazısında. İnsan insanda sınanırmış aslında. Öğretmenlerin üzerine üzerine değil, kendinize gelin. Oturduğunuz o yüksek tepelerden, yüksekten bakışlarınızla başkalarını yermek, üzmek yerine gönüllerde yer tutmayı öğrenin.
Tolstoy ne kadar doğru demiş;
"Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin.
Küçümsediğin her şey için,
Gün gelir..
Önemsediğin bir bedel ödersin."
 
Neşe VURAL